Lütfen akıl ve izan… Lütfen vicdan… Yaşadığımız travmanın büyüklüğünü dikkate alarak konuşalım… Fikir yürütelim, yorum yapalım… Bu zor günlerde tüm kurum ve kuruluşlarıyla afetzedelere şefkat elini uzatan, depremzedelerin başını okşamaya, onların tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalışan devletimize zehirli dillerini uzatmaya çalışanlara prim vermeyelim. Bugünün birlik ve beraberlik günüdür. Herkes ne yapabileceğini, ne kadar yapabileceğini açık yüreklilikle ortaya koymalıdır.
Türkiye’nin Güneydoğu’su Kahramanmaraş merkezli iki depremle sarsıldı. Şehirlerimiz yerle yeksan oldu. Binlerce insanımız vefat etti, 100 bini aşkın yaralımız var. Dile kolay 10 şehir 1000 km2 lik bir coğrafya ve 13.5 milyon insan yaşadığımız depremde mağdur oldu. Şu an devletimiz bütün kurumlarıyla 13.5 milyon insanın mağduriyetini gidermeye çalışıyor. Bu 13.5 milyon insanın her gün üç öğün yemeği, içeceği, ısınması, barınması, korunması vb. ihtiyaçları titizlikle gideriliyor. Büyük devlet olmanın gereği budur zaten. Depremzedeler, ayakta kalan otellere, okullara, yurtlara, kapalı spor salonlarına, yerleştirildi. Deprem bölgesini terk etmek zorunda kalanlar da farklı illerdeki otellere, öğrenci yurtlarına yerleştirildi ve buralarda tüm ihtiyaçları devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Bugün depremzedelerin yerleştirildiği 1000 kişilik öğrenci yurduna gittim. Gördüm ki Sağlık İl Müdürlüğünden cildiye, psikiyatri, çocuk psikiyatri doktorları, psikolog, fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı ve temizlik görevlileri burada cansiparene şekilde çalışmakta ve sanki birinci basamak sağlık kuruluşu (sağlık ocağı, aile hekimliği, devlet hastanesi) gibi hizmet vermeye gayret göstermekteydiler. Hastanelerle dirert olarak bağlantılı bir şekilde sağlık hizmetlerini yürütmeye gayret göstermekteydiler. Milli Eğitim İl Müdürlüğünden memur arkadaşlar depremzedelerin çocuklarının okul kayıtlarını yapmak için müracaat birimi oluşturmuşlar. Anaokulu, ilköğretim, lise çağındaki çocukların kayıtlarını alarak en yakın okullara yönlendiriyorlardı. Anaokulu öğretmenleri, çocuk gelişimciler depremzede çocuklarına bulunduğumuz binada anaokulu ve kreş gibi birkaç alan oluşturmuş, 0-6 yaş çocuklara oyunlar oynatıp masa başı faaliyetler yaptırmaktaydılar. Ayrıca bu çocukların okul servisi ihtiyaçları da giderilmeye çalışılıyordu. Ayrıca pdrci, rehber öğretmenler, sınıf öğretmenleri görevlendirilmiş, oradaki çocuklara dersleri konusunda yardımcı olup psikolojik rehberlik danışmanlık olarak da destek olmaktaydılar. Bunun yanı sıra; Gençlik Spor İl Müdürlüğünden beden eğitimi öğretmenleri, spor eğitmenleri, Sosyal Hizmet Uzmanları, pdr’ ciler 7-12 yaş grubu çocuklara eğitim ve etkinlik yaptırmaktaydılar. Ayrıca; Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, sosyologlar gelen depremzedelerle mesleki görüşmeler yapmakta, ihtiyaçları tespit edilip eksikler giderilmeye çalışılmaktaydı. Bunun dışında İŞKUR da bir stand açmış ve orda bulunan görevliler çalışmak isteyen depremzedelere iş bularak onları istihdam etmeye çalışmaktaydılar. Sosyal Yardımlaşma Vakfı buradaki depremzedelere yardımcı olmak için faaliyet göstermekteydiler. Oradaki güvenliği sağlamak için jandarma komutanlığından ve emniyet müdürlüğünden güvenlik görevlileri de güvenliği sağlamaktaydılar.
Kredi Yurtlar Kurumundan görevliler burada kalan depremzedelerin günlük üç öğün yemeklerini yemekhanede pişirerek dağıtmakta ve çamaşırlarını buradaki çamaşırhanede yıkanmakta, depremzedeler kendi odalarındaki banyolarda duşlarını alabilmekteydiler. Gördüm ki, burada depremzedelere verilen hiçbir hizmet için ücret talep edilmiyordu. Şimdi düşünün, 13,5 milyon insana bakan bir devletten ve milletten bahsediyoruz. Her kişinin günlük ortalama masrafını en az 200 tl’den düşünecek olursak çıkan sonuç; günlük 2.700.000.000 tl’dir. Bunu 1 ay ile çarpacak olursak sadece yeme içme, temizlik gibi temel ihtiyaç unsurlarının maliyeti 81.000.000.000 ediyor. Eski parayla 81 katrilyon gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Bunların dışında; Yapılan ayni yardımların yanı sıra devletimiz depremzedelere 10.000 lira yardımı başlatmış, her ay 2000-5000 TL arası kira yardımı yapmaya başlamıştır. Yıkılan binaların yerlerine yeniden daha sağlam binalar yapılması için kollar sıvanmış molozlar da kaldırılmaya başlanmıştır.
Lütfen akıl ve izan… Lütfen vicdan… Yaşadığımız travmanın büyüklüğünü dikkate alarak konuşalım… Fikir yürütelim, yorum yapalım… Bu zor günlerde tüm kurum ve kuruluşlarıyla afetzedelere şefkat elini uzatan, depremzedelerin başını okşamaya, onların tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalışan devletimize zehirli dillerini uzatmaya çalışanlara prim vermeyelim. Bugünün birlik ve beraberlik günüdür. Herkes ne yapabileceğini, ne kadar yapabileceğini açık yüreklilikle ortaya koymalıdır. Deprem bölgesinde afetzedelerin yanında olan, onların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba gösteren tüm sivil toplum örgütlerine, AFAD’a, Kızılay’a, memleket derneklerine, siyasi görüşü ne olursa olsun belediyelere tüm kalbi duygularımla teşekkür ediyorum. Allah, onların gayretini artırsın, yaptıkları bu ecirleri, hayırları kabul eylesin. Felaketten sonra, bir olan, tek yürek olan, engin gönüllüğünü, aç ve açıkta kalana yardım etme hasletini ortaya koyan milletimize de, depremin yaralarını sarabilmek için vargücüyle çabalayan devletimize de Allah zeval vermesin. Biz büyük bir milletiz, biz büyük bir devletiz…