Terörist İsrail, 1.5 aydır abluka altında tuttuğu Gazze’ye ölüm yağdırmaya devam ediyor. Şu ana kadar şehitlerin sayısı 11 bin 500’e ulaştı. Terörist ve savaş suçlusu İsrail’in katil, eli kanlı Başbakanı da Cumhurbaşkanı da Gazze’de tek hakimin kendilerinin olacağını söylüyorlar. Hastaneleri, ibadethaneleri, yolda giden ambulansları, mülteci kamplarını bile bombalamaktan çekinmeyen teröristler, önceki gün Gazze’nin en büyük sağlık kompleksini Hamas’ın burada karargah kurduğu iddiasıyla bombaladılar. Ama iddialarına dayanak olarak hiçbir şey bulamadılar. Dünyanın gözünün içine baka baka yalan söyledikleri ortaya çıktı. Hamas, tek başına bu katil sürüsüyle mücadele etmeye çalışıyor. Ateşkes konusunda ise her kafadan bir ses çıkıyor. Almanya’nın Başbakanı “Ateşkes olmamalı, çünkü bu durumda Hamas’ın toparlanmasına fırsat tanınır” diyerek saçmalıyor. Küresel güçlerin yularını elinde tuttuğu İsrail’in bu işgalde nereye kadar ulaşacağı muamma! Vicdan sahibi insanların dünyanın çeşitli bölgelerinde yaptıkları mitingler, protestolar bebek katili İsrail’in umurunda bile değil. Gazze için hemen ayağa kalkmak, kıyama durmak zorundayız. Zira, devletler, liderler nezdindeki sessizlik artık katil israil’e ikrar mahiyetinde açık bir desteğe dönüşmüş durumda. Siyonist kuklası ABD’nin başını çektiği İsrail destekçisi batılı ülkeler bu vahşet karşısında bile Siyonistleri kınamaktan imtina ediyor, vahşet karşısında kör-sağır şekilde üç maymunu oynuyorlar. Siyonist kuklası ABD’nin artık akli melekeleri yok olmak üzere olan başkanı Biden, bir öyle bir böyle konuşuyor. Birleşmiş Milletlerden bu soykırımla ilgili, ateşkesle ilgili kararlar alındı ama bebek katillerinin bunu uygulayacakları da meçhul. Soykırımcı, savaş suçlusu İsrail, kendisine verilen şartsız ve kayıtsız desteği fırsata dönüştürdü ve bütün dünyanın gözlerinin önünde zulmünün şiddetini artırıyor. Zulümle abad olanın ahiri berbat olur. Bebek katili Netenyahu, elbet savaş suçlusu olarak Lahey’de yargılanacak. Buna yürekten inanıyoruz. Bu vahşet Filistin halkı için yeni bir şey değil. İnsanlığın yalnız bıraktığı Filistin bu şok edici katliamları 75 yıldır yaşamaktadır. Mescid-i Aksa’nın mahremiyeti 1948’den beri çiğneniyor. Barış şehri olan Kudüs 75 yıldır mahzun.Yerleşimci çeteler her gün Filistinlilerin evlerini ve mallarını gasp ediyor. 16 yıldır boykot altındaki Gazze’de 2 buçuk milyon insan zindan hayatı yaşıyor. Siyonizm’i şımartan, kendileri de soykırım ve kan üzerine kurulu olan Batılı devletler, zalimi mazlum, mazlumu da zalim göstermek için canhıraş bir şekilde ellerinden geleni yapıyor...İsrail'in bu vahşi saldırıları, uluslararası hukuku ve insan haklarını açık bir şekilde ihlal etmektedir. Sivil halkın yaşam hakkı, güvenliği her zaman ki gibi hiçe sayılmaktadır. Bu barbarca saldırılar, Soykırımcı İsrail’in hadsizliğini ve hukuksuzluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Gazze başta olmak üzere bütün Filistin yıllardır insani krizin pençesinde olan bir ülkedir. İsrail'in bu saldırıları, bölgedeki acıyı, yıkımı ve çaresizliği daha da artırmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dâhil olmak üzere; masum sivillerin ölümüne neden olan bu vahşetin sorumluları acilen adalet önünde hesap vermelidir. Maalesef bütün dünya bu katliamlar karşısında gözlerini kapamakta, kulağının üzerine yatmaktadır. Onlar istiyorlar ki Filistin halkı; Katliama uğrasa da sussun; sürülse de itiraz etmesin, yok, edilirken direnmesin, kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken kaderlerine razı olsunlar. Onlar için mazlum Filistinli makul Filistinlidir! Direnen Filistinli ise teröristtir! Taş da atsa terörist, slogan da atsa. Oysa buradan bir kez daha ifade ediyoruz ; Filistin direnişi bütün hesapların üstünde Allah’ın bir hesabı olduğuna inananların davasıdır. Nice az toplulukların, daha çok topluluklara galip geldiğine inananların davasıdır. Cihadı yaşam bahanesi, şehadeti aşk belleyenlerin davasıdır. Filistin davası; kavmiyet hesabı yapmayanların, mezhep hesabı yapmayanların; çıkar, koltuk ve statü hesabı yapmayanların davasıdır. Filistin direnişi reel politik kaygıları ayaklarının altına alanların davasıdır. Filistin davasına inanan ve Kudüs sevdalısı bir topluluk olarak buradan bütün dünyaya, Birleşmiş Milletler’e, AB’ye, İslam İşbirliği Teşkilatına, bütün İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyoruz; Uluslararası toplum ve İslam ülkeleri uyku modundan çıkmalıdır. D-8 ülkeleri aktif hale getirilmeli ve İslam Birliği kurulması için adımlar atılmalıdır. Filistin devletinin kendisini savunabilmesi için askeri yardımlar yapılmalıdır. İsrail’le bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir. İşgal bitmeli, başkenti Kudüs olan bağımsız birleşik Filistin devleti kurulmalıdır. Zehirli bir hançer gibi kalbimize saplanan bu terör şebekesi haritadan silinmelidir. Bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Siyonist İsrail döktüğü kanda boğulmalıdır, boğulacaktır. Ama bugün ama yarın! Gazze için kıyama durma vaktidir… Hamas’a her türlü silah mühimmat yardımı yapılmalıdır. Bu vahşiler sürüsüne karşı direnen Hamas’a desteğimizi sadece kavli değil fiili olarak da yapmalıyız. Duamız elbette önemli… Ama elimizden gelen ne varsa ortaya koymalıyız. İslam ülkelerinin bölük pörçük olmasından yararlanan bu katiller sürüsüne karşı derhal ayağa kalkmalıyız. Müslüman ferasetli olur, dirayetli olur… Bu terör şebekesini haritadan silmek hepimizin boyun borcudur. Bu mukaddes topraklar Müslümanlara aittir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, olay artık “Haç ile Hilal” savaşına dönüşmüştür. Bir yanda katiller sürüsüne destek olan batılı ülkeler, bir yanda masumlar, mağdurlar… Bu onursuz ve pis savaşta Müslümanların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor. Müslüman ülkelerin liderleri, haydi ayağa kalkın! Vicdanı olan vatandaşlarınızdan bari ibret alın…