Terörist, Siyonist İsrail’in Gazze’deki soykırım ve katliamlarında 35’nci günce ulaştık. 11 bine ulaşan şehitlerin içinde 5 bini bebek ve çocuk… Masum, mağdur Müslümanları Sina çölüne sürmek ya da mülteci olarak başka ülkelere göndermek niyetindeki Siyonist İsrail, Filistin topraklarında “İşeya Kehaneti”yle hükümkanlık kurma hayalleriyle yatıp kalkıyor. Bakmayın siz, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı birilerinin üç kutsal dinin merkezi olarak tasvir etmesine… Kudüs de, Mescid’i Aksa da İslanm’ındır ve kıyamete kadar İslam’ın olarak kalacaktır… Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de “Bugün sizin için dininizi tamamladım ve din olarak sizden İslam dini ile razı oldum” buyuruyor.
Miraç mucizesi ve Mescid/i Aksa’nın önemi
Yanisi, Hristiyanlık da, Yahudilik de Rabbimizin bu ayeti kerime gereği yok edilmiştir, tedavülden kaldırılmıştır. Diğer yandan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir… Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de İsra suresinin 1’nci ayeti kerimesinde, “Bazı ayetlerimizden (ibret ve hikmet mucizelerimizden) kendisine göstermek için, (en makbul ve muhterem) kulunu (Hz. Muhammed’i AS) bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren (oradan da bütün gök katlarına yükseltip kudret ve hikmet eserlerini seyrettiren) O (Allah) Yücedir. (Sübhan olup her türlü hata ve noksanlıktan münezzehtir.) Gerçekten O (her şeyi, herkesi, her sesi ve kalpten geçeni) İşitendir, Görendir. (Öyle ise devamlı O’nun huzurunda bulunduğunuzu unutmayınız.)” buyuruyor. Allah (c.c.) Resulullah (sav)’i Efendimiz’i Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürmüş, buradan da dünyanın en hızlı binit Burak ile (Gözünün gördüğü yere atlayabilen bir binit) Cebrail (as) ile beraber arş-ı Alaya yanına huzuruna (Allah (c.c.) zamandan ve mekandan münezzehdir) almıştır. Resulullah (sav) Rabbimizin huzuruna girerken, “Sen de gel” dediğinde, Cebrail (asv) “Ben bir adım daha atsam yanarım” demiştir. Müslümanlar buna Miraç mucizesi demektedir 3 aylar içinde kutlanmaktadır.
Yahudilik de Hristiyanlık da muhatteftir…
Özetle, Rabbimizin buyurduğu gibi, Yahudilik de, Hristiyanlık da muharreftir, din olarak Rabbimizin katında hükümleri yoktur. Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da 75 yıldır terör estiren, Müslümanların ibadet etmelerini engelleyen, Cuma namazında bile coplayan bu terörist Siyonistlerin amacı muharref dinlerine uygun olarak yeni bir tapınak inşa etmektir. Bunu yapabilmek için de Müslümanların bu topraklardan tamamen kazınması, silip süpürülmesi gerekmektedir. Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırıları bu teröristler için büyük bir fırsat olmuştur. Diğer yandan bu Siyonistler İşeya Kehanetiyle birlikte Arz-ı Mev’ud, (Vadedilmiş arz) hayalleri de kurmaktadırlar. Arz-ı Mev’ud, ülkemizin Güneydoğu’sundaki Fırat ve Dicle’sine kadar Ortadoğu’nun tamamının Yahudilere ait olduğu tezidir. Tarihsel perspektifte Filistin topraklarını Siyonizmin kurucusu Thedor Herlz, Sultan Abdülhamit Han’dan Yahudileri yerleştirmek için istedi. Sultan Abdülhamit bu densizleri huzurundan kovdu. Bir de Filistin topraklarını Osmanlı Bakiyesi olarak kendi mülküne aldı. Sultan Abdülhamit’i tahtından deviren akılsız, ahmak İttihat Terakki’in girişimleriyle ve emperyalist İngilizlerin de devreye girmesiyle Yahudiler Filistin topraklarına yerleşti. Süreci biliyorsunuz 1948 yılında devlet olduklarını ilan ettiler. 13 dakika sonra ABD bu terör devletini tanıdı, Türkiye’deki gafil CHP hükümeti de birkaç gün sonra bunları devlet olarak tanıdı. 1967 yılına gelinceye kadar Filistin topraklarında nokta gibi olan bu devlet çıkan 6 gün savaşlarıyla, Suriye’den Golan tepelerini, Mısır’dan Gazze’nin büyük bölümünü aldı. Daha sonraki sürçte sürekli işgalci ve yayılmacı politikalarıyla bugün Filistin topraklarını tamamen işgal etmiş durumdalar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM kürsüsünde gösterdiği o haritanın tarihi perspektifinin özeti işte budur. Gelelim bugüne: Teröristler “Hamas’ı yok etmeden bu savaş durmayacak” diyerek savaşı sürdüreceklerini söylüyorlar. Aslında bu savaşın arkasındaki güçlere ve bu teröristlere cesaret ve cüret veren küresel emperyalistlere bakmak ggerekir… Hamas Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Musa Ebu Merzuk, Yeni Şafak gazetesine yaptığı açıklamada, Ateşkesin önündeki engelin ABD olduğunu belirterek, “Bu çatışmaları ve savaşı ABD’nin kendisi kontrol ediyor ve yönetiyor. ABD SİHA’ları Gazze semalarında. Savaş gemileri Filistin kıyılarında. Bölgedeki ülkelere İsrail’i korumak için baskı yapıyor. ABD ateşkesi isteseydi, ateşkes çoktan sağlanmış olurdu” diyor. Bu teröristlerin işgalci, vahşi, barbar, soykırımcı, savaş suçu olan bombardımanlarına arka çıkan ABD olmasa şimdiye kadar savaş çoktan dururdu… Öyle insani durdurma gibi uydurma şeylerle bizleri kandırmasınlar. Bugün Gazze’de tarihin en büyük soykırımlarından birisi yaşanıyor. İnsanlık vicdanı iflas etmiş durumda. İsrail’in soykırım siyaseti dünyayı karanlıklara sürüklemekte. Gazze’de tarihin en zalim, en barbar, en büyük vandallığı ve katliamı gerçekleşiyor. Filistin halkı aç, susuz ve elektriksiz bırakılıp üzerlerine fosfor bombaları yağdırılırken emperyalist devletler İsrail’in yanında saf tutup katilleri alkışlıyor. Siyonist teröristler, “Artık Filistin’de okullar olmayacak, çünkü çocuk kalmayacak orada!” diye çığlıklar atarken, İsrail uçakları çocuk hastanelerini bombalıyor.
Vicdanın olmadığı yerde medeniyetten söz edilemez
Vicdanın olmadığı yerde, değil medeniyetten insanlıktan dahi söz etmek mümkün değildir. Katliamlarını Filistinlilerin insan değil bir çeşit hayvan olduğunu öne sürerek meşrulaştırmak isteyen distopik bir terör devleti var karşımızda. Bölgeyi egemenliği altında tutmak için her aracı mübah gören bu katiller, İsrail için soykırımın netice değil, esas olduğunu görüyoruz. Zira bu devlet bölgenin yerli halkını yok etme zemininde varlığını inşa ediyor. Bunun için zaman zaman vesileler arıyor, sebeplerin peşinde koşuyor, bir intikam kurgusu yaratarak mazlum rolünde her şeyi yapma hakkını görüyor kendinde.“ Bu sahte medeniyetin maskesi düşmüştür. Türkiye’deki Filistin halkı sahipsiz değildir. İnsan olmanın gereği olarak bu katliamı engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
Hamas Kuvayi Milliye hareketidir
Acımız büyük, şehitlerimiz çok ama umudumuz da acımızdan çok daha büyük. Bugün Gazze’yi siyonist İsrail’e karşı savunan Filistin Direnişi bir tarih yazıyor,Osmanlı alimi şehit İzzeddin el Kassam!ın aslanları bir destan yazıyor, Kudüs Seriyyeleri bir destan yazıyor sıfır mesafede bebek katili siyonist ordu ile göğüs göğüse çarpışıyor. İki milyarlık İslam aleminin izzetini müdafaa ediyorlar. :Bazı haddini bilmez, Pensilvanya ağzı ile konuşan densizler HAMAS’ın aslanlarını terör örgütü olarak görse de HAMAS bir Kuvay-i Milliye Hareketidir. Balıkesir’de Alaca Mescid’de işgalci düşmana karşı verilen mücadele neyse Gazze tünellerinde verilen mücadele odur. Sütçü İmam, Mehmet Efe, Şahin Bey neyse Ebu Ubeyde de odur. Çünkü kıymetli dava arkadaşlarım Gazze ne Arapların ne Filistinlilerin meselesidir, Gazze tüm İslam aleminin davasıdır. İsrail Başbakanı Netenyahu’nun konuşmasında işaret ettiği İşeya’nın Kehaneti arz-ı mevudu tesis etmektir.Erbakan Hocamızın bizlere yıllarca anlattığı Büyük İsrail Projesi ve BOP sınırları ülkemizin vilayetlerini de içine alan bir ifsat projesidir. Irkçı Emperyalizm’in ülkemiz üzerindeki emelleri Allah muhafaza gerçekleşirse sonuçları ağır olur fakat herkes bilmeli ki Gazze düşmeyecek… Mescid-i Aksa düşmeyecek Siyonizm tarihi bir tokat yiyecek.