Madde bağımlılığı konusunu değerlendirirken tek başına neden sonuç ilişkisi kurulmamalıdır. Madde bağımlılığı multidisipliner bir konudur. İnsanlar 0-6 yaş döneminde sadece bedensel olarak değişmez, gelişmez. Anne- babaların gördüğü sadece fiziksel değişikliktir.
Aslında 0-6 yaş döneminde çocuğun maruz kaldığı muamele ileriki yaşlardaki kişiliğini, karakterini, alışkanlıklarını, tercihlerini belirlemenin alt yapısını oluşturur. İnsanların psikolojik alt yapıları nerede ve ne zaman oluşmaya başlan? Tabi ki ailede….
İnsanları madde kullanımına götüren aile modelleri, anne baba davranışları vardır. Dikkat edilirse madde kullanan kişilerin yaşam öyküleri az çok birbirine benzemektedir.
Psikolojide bir kural vardır: İnsanların kafasının içindeki belirsizliği karmaşıklığı çözmelerini sağlamakla, farkındalıklarını artırarak konuları çözümlemek mümkündür. Keşke hastanelerde anne-baba adaylarına çocukların 0-6 yaş dönemlerini anlatılsa ve farkındalıkları artırılsa, çocukların sadece beslenmesi veya temizliğini yaptıklarında görevlerini tamamlamadıklarını öğrenebilseler.
Daha sonraki süreçte okullarda anne- babalara hızlı bir şekilde çocukların psiko-sosyal ihtiyaçları öğretilse. Böylece çok iyi bir psiko-sosyal alt yapı oluşturulabilir. Daha güçlü bir kişilik ve iç görü, iç huzur oluşturulabilir. Ben 2004 yılında Hollanda da Ergenlik Dönemi Ana-baba Okulu Projesi yapmıştım. 16 haftalık bir eğitim süreci ile anne babaları ve ergenleri yaş özellikleri konusunda bilgilendirerek farkındalıklarını artırmıştım.
O yıllarda metodiği çıkarılmıştı. Madde kullanımının alt yapısı yani ilk başlangıcının psikolojik nedenlerden kaynaklandığı ortaya konulmuştu. Diğer nedenler ise; sosyal nedenlerdi. Yani yaşanılan çevrenin etkisi, bir arkadaş grubuna ait olma arzusu, mmadde kullanınca kendisini özel ve farklı hissetme duygusu. Yükseltilen değer olması da ayrıca sosyal bir nedendir.
Madde içmenin önemli bir şey olduğu için de yaşanılan trajikomik olayların olumlanarak anlatılması da bu alışkanlığa özendiren başka bir nedendir. Toplumda bir çok suç, maddelere ulaşmak için veya maddenin etkisindeyken işlenmektedir. Hırsızlık, gasp, fuhuş, silah satışı, öldürme, yaralama gibi.
Aslında filmlerde madde ticareti yapanlara bakıldığında oluşturulan sahnelerde verilen subliminal mesajlarda güç, lüks yaşantı, zekâ, akıl cesaret ve konforizm ön plana çıkarılmaktadır.
Sinemalarda, filmlerde, müziklerde veya örnek alınan müzisyenlerin sinema sanatçılarının yaşam tarzları veya oynadıkları karakterler etkili olmaktadır. Ayrıca bugün dünya uyuşturucu pazarına baktığımızda bazı istihbarat örgütlerinin ve terör örgütlerinin buradan kazanç elde etmeye çalıştığı bilinmektedir. Buralardan elde edilen kazançlar silahlanmada ve terör örgütlerinin finansmanının sağlanmasında kullanılmaktadır.
Ülkemizin yumuşak karnı, 40 yıldır canımızı yakan bölücü terör örgütü PKK’nın da uyuşturucu ticaretiyle finansmanını sağladığı bilinmektedir. Madde kullanımında öncelikle koruyucu önlemler ele alınmalıdır. Nedir bunlar? Ailede çocuklara aktarılması gereken sevgi, saygı, değer duygusu. Kendisini yetersizlik hissini içinde duymayacağı bir bilinçaltı oluşturmak her insan kendisini ispat çabasındadır. Kimi akademik başarı, kimi sanat, kimi sükunet, mülayimlik, espritüel tarz, kimi alkolik veya madde kullanarak, kimi madde kulanarak kimi kaba kuvvetiyle. Zekâ belki doğuştan gelebilir, ancak akıl ve zekayı birlikte kullanmak aileden öğrenilmektedir.
Önemli olan sorunları çözüm yollarını bulma konusunda pratik düşünebilmektir. İyi bir çocuk eğitmek için eğitimli anne baba olmak gerekmemektedir.
Çocukların kişiliklerini oluşturan 3 etken vardır. 1-Anneyle olan ilişkisi 2-Babayla olan ilişkisi 3-Anne babanın birbirleriyle olan ilişkisi ve iletişimi.
Öncelikle insanların psikolojilerini sağlamlaştırmalı, iç huzurlu bireyler, öz saygısı, öz değeri olan kendisini yetersiz ve eksik hissetmeyen bireyler yetiştirmek gerekmektedir. Madde kullanımı bir tutkunluktur. Tıpkı sigara alışkanlığı, alkol kullanımı gibi psikolojide yerine koyma yöntemidir.
Yerine koyma yöntemi şudur: İnsanlar kendi içinde karşılaşmak istemediği duygu ve düşünceler için o düşüncenin yerine içkiyi, sigarayı, uyuşturucuyu, koyarlar. Bu duruma daha çok parçalanmış aile çocuklarında veya çok çocuklu ailelerde daha çok karşılaşılmaktadır. Nedeni serbest ve başıboş büyüyen çocuklara sınırlandırma konulmamaktadır.
İşin daha trajik tarafı ise bu tür ailelerde yetişen çocukların çoğunluğunda merhamet ve acıma duygusu da daha az olmaktadır. Kısaca; madde kullanımına götüren aile tiplerine baktığımızda ya otoriter ailelerde ya da serbest ailelerde yetişen çocuklarda madde kullanımı daha çok görülmektedir.
Madde kullanımı, suçlanan, korkutulan, azarlanan, aşağılanan, eksik hissettirilen, öz saygısı ve öz değeri düşük yetiştirilen çocuklarda bir kaçış olarak başvurulan bir yöntemdir. Bu konuyu değerlendirirken şunu da vurgulamak isterim: Neden erkekler kadınlardan daha çok bu tür tutkunluklar geliştirir? Kadınlar aynı anda birkaç işi yapabilir…
Konuşurken dinleyebilir vs. Onun için kadınlar sorunlarla karşılaştıklarında daha farklı bir yöntemlerle çözer veya bertaraf eder. Genellikle bu yöntem içine atma yöntemidir ve bu durum da psikosomatik ağrıları ortaya çıkarmaktadır. Erkeklerde psikosomatik ağrılar kadınlara nazaran daha az görülür.
Erkekler aynı anda bir kaç işi yapamaz. Bundan dolayı yerine koyma yönetimi daha etkilidir. Onun için mücadele yöntemleri çok fazla olmayabiliyor. İşte bu durum, sigara alışkanlığı, madde, alkol kullanımı, kumar alışkanlığı, futbol fanatizmi, cinsel saplantılar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Farkına varmak bir çok sorunun çözümünü sağlar.
Davranışlarımızın altında yatan nedenleri bilmek hayatımızı daha çok kontrol altına almak demektir.
Selam ve duayla