Allah Rasulü bizlere yaptığımız işlerde kolayı tercih etmemizi tavsiye etmiştir.
عَنْ أَنَسٍ (ض) عَنِ النَّبِيِّ (ص) قَالَ : يَسِّرُوا وَلَا تُعَسِّرُوا وَ بَشِّرُوا وَ لَا تُنَفِّرُوا.
Hz.Enes(ra)'dan rivayet edildi ki: Peygamberimiz(sav) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." ( Buhari, İlim, 1)
"Biz ise kolaycılığı tercih ettik." diyebilirsiniz ki ikisi arasında ne fark var.
Elbette fark var.
Hz.Peygamber tarafından tavsiye edilen de "seçenekler hatta alternatifler arasından birini seçmek ve bir istikrarla seçtiğin işi en iyi şekilde yapmak" vardır.
İkincisinde ise "sıkıntısız bir biçimde, basitçe, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz ve dahi biraz da baştan savmacılık ile yola devam ediyor" olmak vardır.
İnsanımız maalesef zamanımızda birçok konuda kolaycılığı "kolay olanı seçmek" zannederek üzerindeki sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınır olan "insan" tipine evrilmiştir.
Tabi ki "sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınıyor" olmaları mazeret bulmalarını da kolaylaştırmaktadır.
İstanbul sözleşmesine laf atarak Allah'ın helak sebebi saydığı hayasızlık ve haddi aşma olarak nitelendirdiği eşcinsellik tarzı halleri batılın allayarak pullayarak bir seçim olarak sunması bizim "Hak bilgimizi" yok saymaları Hak bilginin Hak oluşuna gölge düşürmez.
Bu sadece bizim hak bilgiden bi haber oluşumuzla alakalı bir problemdir.
---Oysa ki İslam fıkhında;
Allah'ın helak sebebi saydığı hayasızlık ve haddi aşma olarak nitelendirdiği eşcinsellik, gay, lezbiyenlik gibi hallerin bir hastalık olduğu tedavi edilmesi gerekli bir hastalıklı hal olduğu izah edilir.----
Evet;
Belki batılı "hak' kabul ettiğimiz bilgimizle ikna edemeyiz.
Lakin gençliği ve ümmetin neferi olan Müslümanlara "hak" bilgiyi tebliğ edebiliriz.
Çünkü kendini Müslüman adleden birçok insan Kur'anı Kerimdeki birçok bilgi ve hükümden haberdar olmadan yaşamaktadır.
Son dönemlerde "Toplumsal Cinsiyet" kavramı ile Allah'ın helak sebebi saydığı hayasızlık ve haddi aşma olarak nitelendirdiği olayı normalleştirme hatta bir seçim ve tercih olarak sunma çalışmaları hız kazanmıştır.
Ve bu çalışmaları yapanlar da karşı çıkanlarda İstanbul sözleşmesi üzerinden kendilerini ifade etmeye çalışmaktadır.
Bu yüzden sözleşme metnini merak ettim.
Baktığımda meselenin sözleşmeden ziyade insanların bu sözleşmeyi bahane ederek Allah tarafından helak sebebi sayılan, hayasızlık ve haddi aşma olarak nitelendirdiği mevzuları normalleştirmeye çalışmalarında çok iyi bir PR ve algı yönettiklerini fark ettim.
**********Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeklerin beklentilerini, değerlerini, imajlarını, davranışlarını, inanç sistemlerini ve rollerini tanımlayan fikirlerin sosyal yapılanmasıdır. Farklı kültürlerin toplumsal cinsiyet hakkında, kadın ve erkek için neyin uygun olduğu ve neyin olması gerektiği üzerine farklı fikirleri vardır.************
Evet;
İstanbul sözleşmesi;
"Toplumsal Cinsiyet" kavramını "insan ve yaşayan tüm canlılara yapılan şiddetin önüne geçmek" için kullanmaktadır.
Bunu da genel anlamda “toplumsal cinsiyet” gibi toplumlara göre farklılaşabilecek hal ve hareketleri ile tanımlamayan bir kavramı öne çıkararak yapmaktadır. -Buradaki iyi niyet tabi ki sorgulanabilir.-
Durum böyle iken Allah tarafından helak sebebi sanılan, hayasızlık ve insanın haddi aşması olarak nitelendirdiği halleri çok iyi bir PR ve sunum ile toplum da kabul görecek karşılık bulacak bir hale çevirmeye çalışmaktadırlar.
İstanbul Sözleşmesinde kullanılan "Toplumsal Cinsiyet" kavramı ucu açık söylemler ile PR'ı çok iyi yapılan bir kavrama dönüşmektedir.
Bu anlamda biz Müslümanların "çok daha akıllı ve basiretli yaklaşımlarla olaylara yaklaşmalı ve batılın karşısında hak bir duvar olabilmeliyiz" gibi geliyor.
Toplumsal cinsiyet kavramını kendi nefislerinin hoşuna gidecek tarzda hazırladıkları afişler ile toplumda olağanlaştırmak isteyen cenahı eleştirmek isterken dahi sadece onların çalışmalarını kullanarak -afiş, resim, renk, logo- amaçlarına ulaşmasına yardım etmiş oluyoruz ki;
Başta bahsettiğim "kolaycılık" tam da bunun karşılığıdır.
Batılın yapmaya çalıştığı PR çalışmasına bizim alternatifler üretme sorumluluğumuz dediğimde benim aklıma gelen afişsiz ve hatta ayetler ile helak sebebimiz olacak bu durumları insanlara izah edebilecek farklı çalışmalara imza atabilmektir.
Toplumsal cinsiyet kavramı üzerinden yola çıkarak insanın helak sebebi sayılan hayasızlık olarak nitelenen insanoğlunun Rabbine karşı haddini aşmasının bir hali olan halleri Müslüman toplumda kabul edilebilir kılmak için yapılan çalışmalara baktığımızda görüyoruz ki;
"çalışan kazanır" gibi bir durum var.
Batıl İstanbul Sözleşmenin muğlak maddelerinden yada Avrupa kafasına bağlı maddelerinden yola çıkarak "çalışıyor"
Biz ise konuşuyoruz.
Dövünüyoruz.
Ve sadece bu meselenin hükümeti ilgilendiren bir mesele olduğu kolaycılığı ile üzerimizdeki sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyoruz.
Oysaki resmi kurumlar kadar bireylerinde bu konuda yapabileceği bir çok alternatif çalışmalar vardır.
Bizler ise daha çocuklarımıza bile ayıp,-günah-doğru-yanlış gibi kavramları ve dahi sınırlarımızı öğretmiyoruz.
İstanbul Sözleşmesinin maddelerinin ve kendisinin ne olup olmadığını anlatan programlar konusunda bizim cenahın fikir öncüsü abilerinin, ablarının bu tarz programları sıklıkla yaptığına henüz şahit değiliz.
Küfür edecekse de nelere küfür ettiğimizi bilerek küfür etmeliyiz.
Bilmeden edilen küfür hali de bir kolaycılık hali değil midir ??????
Toplumsal cinsiyet kavramı üzerinden yola çıkarak "insanın helak sebebi sayılan hayasızlık olarak nitelenen insanoğlunun Rabbine karşı haddini aşmasının bir hali olan halleri kabul edilebilir" kılmak için çalışma yapanlar ile iletişime girmek onlarla görüşmek onlara ulaşmaya çalışmak önemli bir vazifedir.
Bugüne kadar Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin düzenlediği, “Toplumsal Cinsiyet Kavramını Konuşmak” başlıklı çalıştaydın başka bir program yapılabildi mi?
Bizim cenah bu tarz programlara sahip çıktı mı????
Batıla laf etmek kolaycılıktır.
Batıla ulaşmak, tebliğ etmek ve tebliğ için alternatifler üretmek ve bu alternatifler arasından tercihler yaparak istikrarlı çalışmalara imza atmak Hz.Peygamber'in(s.a.v) 'Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." hadisini doğru anlamaktır.