Liseli Erdemli Kızlarımızla bugün Yusuf Suresine
"Bismillah" dedik.
Her ders ruhumuza ayrı bir bereket, ayrı bir şifa oluyor.
Mesela bugün Sureye başlar iken "bismilah" kelimesinden yola çıkar iken şöyle bir şey dikkatimizi çekti.
Müslüman "Lailahe illallah, Muhammeden resulullah" diyendir.
Mümin ise;
"Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluh" derken kendine kendi imanına kendini şahit tutar.
Bir bakıma mümin olmanın ne kadar dikkat gerektiren bir durum olduğuna nefsiyle şahitlik eder.
Hz.Yusuf'un kıssasının anlatıldığı sure Hz.Yusuf hayatından yola çıkarak bize nelere dikkat etmemizi teklif edecek.
Surede ilk dikkatimizi çeken kavram
rüya;
Rüya konusunda hadisi şerif üzerinden yol alınca 'vahyin bir cüzü' olduğunu öğreniyoruz.
Lakin mevzu rüya ile amel etme noktasına geldiğinde esas olanın Allah'ın emirleri ile çakışmayacak şekilde bir rüya amelimiz olmalıdır.
Allah'ın emirlerinin önüne geçen her rüya yorumu bizi zora sokar.
Bir bakıma rüya ile amel mevzu kişinin kendisini bağlar.
Diğer insanlara rüya üzerinden hareketle amel baskısı yapılamaz.
Surede Hz. Yusuf'un kıssasının anlatımına başladığında dikkatimizi çeken bir durumda;
Hz. Yakub'un evlatları öyle bir yanılgı içindeler ki peygamber olan babaları için "ayrımcı" diyebilecek kadar kabilleşebiliyorlardı.
Öyleki Erdemli Ergenlerimiz bir daha,
"Allah'ın insanoğlunun fıtratını her türlü şeye meyyal potansiyelde yarattığı" bilgisi ile tekrardan yüzleştiler.
O yüzdendir ki iyi olmakta, kötü olmakta bizin tercihimizdir.
Hayatta bize açılan kapıları kapanmadan yakalamak lâzım yoksa Hz. Yusuf'un kardeşleri gibi kabilleşebiliriz.
Maâzallah
10. ayette;
3 karakter çeşidi analiz edebiliyoruz;
*Hz. Yusuf,
*Hasetçi kardeşler,
*Hasetçi ile gayri hasetçi ara kardeş
Son karakter tipindeki insan toplumun genel geçer "insan profili" olarak karşımıza çıkıyor.
Ne tamamen Hz. Yusuf gibi olmayı becerebiliyoruz.
Ne de Hz. Yusuf'un kardeşleri gibi Yusuf'u öldürmeye niyetlenen kardeşleri oluyoruz.
Bir bakıma Yusuf'a kıyamayan lakin kardeşlerine-nefsine- sözünü geçirmeye çalışan bunuda "kuyuya atalım babamıza kurt kaptı" diyen kardeş gibi nefislerini temize çıkaranlar oluyoruz.
Yine suredeki ayetlerde ilerler iken kamu spotu olabilecek bir cümle nefislerimize ikram edildi.
"Kof kalabalıklardan kurdun insan kapması çok kolay o yüzdendir ki kof kalabalık olmamak lâzım"
Ve kof kalabalıklardan olmamak için Allah'ın bizim hayatımızda sevdiğimiz şeyler gibi kıymeti olmalıdır.
Nasıl kıymet verdiğimiz şeyleri kaybetmemek içib çaba harcıyor isek;
Allah'ın sevdiği kullar arasına girmek için çaba harcamalıyız.
Surede Hz. Yusuf'un kıssasının güncelimizle de ilişkisini yakalabildik.
Hz. Yusuf'un kuyudaki hali bizim hâlihazırdaki pandemi sürecimiz ile çok parelel bir durumdur.
Bu durumdan saraya da irtifa edebiliriz.
Kuyunun dibinde bir ömir boyu debelenebilirizde.
Müslümanlar olarak korona imtihanından çıktığımızda ya
Hz.Yusuf gibi yöneten olacağız.
Ya da kuyuya mahkum
O yüzdendir ki;
Derdimiz toplumun önünden gidip iyi örnekler olmak ve trenin vogonlarını taşıyacak lokomotif olmaktır.
Ve son olarak dünya imtihanımızda aklımızda tutmamız önemli bir paragrafla dersimizi bitirdik.
İnsanı bir kapı olarak düşündüğümüzde insanın fıtratını açabilen onun dünya ve ahiret saadetinin kilidi vahiydir.
İnsanın fıtratının şifresi
Kuran'ı Kerim'in ayetlerinde kodlanmıştır.
O yüzdendir ki;
Rad suresi 28 ayetinde belirtildiği gibi;
"Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur" - Rad Suresi 28 ayet-
İnsan ancak ve ancak vayhin ışığında yürüdüğünde huzura kavuşacaktır.