MAKADER Genel Başkanı Hakan Berktaş, Türkiye’deki popülist siyaset ile ilgili ilginç bir makale kaleme aldı: Berktaş, makalesinde şunları kaydetti:
Son yıllarda akıllı telefonların daha çok hayatımıza girmesi ve birçok sosyal medyanın da insanların hayatında daha çok yer tutmasıyla, internet gazeteciliğinin artması, fikir, düşünce, meslek, cinsiyet, tercih, hobi…vb internet bloklarının oluşmasıyla siyasette de etkilerini göstermiştir.
Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bu kadar her şey siyasete alet edilmemişti.
Kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, orman yangınları, maden göçükleri, göçmenler siyasete alet edildi.
Öncelikle düşündüğümüzde son 15 yıldır muhalefet partilerin gündeme getirdikleri konulara baktığımızda hangi konularda iktidar partisine hesap sorulmuş onlara bir göz atmak istedim.
Sosyal medyada sıkça karşılaşılan kimin nerede ne zaman çektiği nerede çektiği belli olmayan çöp kutularında gösterilen Atatürk Fotoğraflarını üzerinden, Atatürk Heykelleri ve büstlerine ne olduğu belli olmayan saldırılar üzerinden siyaset yapıldığını hepimiz gördük şahit olduk. Amaç toplumu germek ötekileştirmek olan bu siyasette dikkat ettiğim bir durum oldu.
Anadolu da bir köyde bir kız çocuğuna tecavüz edildi hükümet istifa denildi.
18 yaş altında doğu ve güneydoğu bölgelerinde evlilikler yapıldı hükümet sorumlu tutuldu. Siyaset bu evlilikler üzerinden yapıldı. Buradaki tanımlamalar dindarlar üzerinden yapılmaya çalışıldı. Bu konuda sürekli olarak dini ritüeller kullanılmaktadır.
Magandalar karısına şiddet uyguladı hükümet sorumlu tutuldu.
Kadın katliamlarında sürekli olarak hükümete mal edildi ve bu konu üzerinden günlerce siyaset yapıldı. Bu ülkede kadını ve çocuğu koruyan 2022 sayılı bir kanundan başka bir kanun yoktu. 2022 de daha çok yoksulluk ve yoksunluk hallerinde koruyan bir kanundur. Ayrıca yaşlı ve engellilerde bu kanun kapsamında işlemler yapılmaktaydı.
Var olan medeni ve ceza kanunlarının yanı sıra Hâlbuki 5395 çocuk koruma kanunu 2005 te 4320 saylı kanun 2008 yılında 6284 sayılı kadını koruma kanunu 2012 de çıkarılan kanunlardır.
Taksimde 12 tane ağacın yeri değiştirilmek istendi iç isyan çıkarılmaya çalışıldı hükümet istifa denildi.
Orman yangınlarının hepsinde yakana kimse tek kelime etmedi hükümet istifa denildi.
Maden göçüğü oldu hükümet istifa denildi. Her yaşanan maden kazalarında siyasi partilerin sempatizanları vs. olay yerinde hazır basın mensuplarıda buradayken biraz kendimizi gösterelim bu konudan siyasi çıkar elde etmek için diye düşünerek olay çıkarmaya çalıştılar. Televizyon kanalları yok olan ormanlardan ağaçlardan çok orada oluşturulan protesto gösterilerini göstermiştir.
Başka bir ülkede bu şekilde bir olayın cereyan edeceğini hayal bile edemiyorum. Yangın bölgelerinden bağırıp çağıran bu protestocular ormanı yakanlar üstlenince tek kelime etmediler.
Bu kadar ormanları Atatürk resimlerini heykellerini düşünen onlar için sosyal medya kahramanı olan paylaşım üzerine paylaşım yapanlar söz konusu taraf örgüt sempatizanlarından olunca tek kelime etmediler hiçbir reaksiyon göstermediler. Ormanları yakanlar örgütçülerden çıkınca tek kelime etmediler.
Amaç neydi siz anlayın artık.