1980’li yıllarda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İsrail ile amansız bir mücadele içinde idi. Batı dünyası Arafat’ı taviz vermeye ve İsrail ile barışa zorluyordu. İşte bu ortamda İsrail istihbarat kurumları FKÖ’yü zayıflatmak için bölmeye karar verdiler. FKÖ bölünecekti ama nasıl bölünecekti? Barış karşıtlığı üzerinden bu yapılabilir miydi, üzerinde düşündü taşındılar şu sonuca vardılar. İsrail ile barış olmaz. İsrail, halka aşırı derecede zulüm yapıyor, hapishane ve tutukevlerinde ağır işkence ve zulüm diz boyu, bu durum öfkeyi sürekli tahrik ediyor. O zaman ne yapılacak aşırı milliyetçi ve İslamcı, intikamcı bir yapı kurulacak. Böylece öfke başka bir örgüte kanalize edilecek, eylem yapanlarda daha kolay takip edilecekti. Bizzat İsrail eliyle kurulan bu yapıda idealist Filistinliler burada toplanacak, yapı millileşinceye kadar sistemi kurup işleten İsrail istihbaratı Filistinli gençleri keklik gibi avlayacak, eliyle koymuş gibi bulacak… Sistemin ana mantığı bu idi.
Bir örgüt yabancılar tarafından kurulsa da halk tabanına ne kadar hızlı yayılırsa millileşir. Şeyh Ahmet Yasin’in HAMAS’a katılmasıyla birlikte HAMAS kitlesel güç haline geldi ve tabana yayıldı. Bu yayılma esnasında İsrail’in sisteme yerleştirdiği aşırı intikamcı görünümlü istihbaratçılar idealist gençleri infaz ettiler, iftira attılar, hedef tarifi yaparak İsrail uçaklarına bombalattılar.
HAMAS’ın kurulmasındaki amaçlar özet olarak şöyle tespit edilmişti:
1. FKÖ’yü bölmek,
2. HAMAS’ın yapacağı operasyonlar hakkında erkenden haber almak,
3. Filistinlilerin öfkesini kanalize etmek, eylemler hakkında önceden haberdar olmak, liderleri takip etmek, suikast politikası için hedef tespiti yapmak,
4. İçeriye yerleştirdikleri istihbaratçılar kanalıyla örgütleri birbirine düşürmek, liderlik çatışması yaratmak, planları İsrail’e haber vermek, militanların yerlerini ve bilgilerini gizlice İsrail’e bildirmek,
5. Silah ve lojistik akışı kontrol etmek, mevziler, sığınaklar ve örgüt yapılanması hakkında sürekli sıcak bilgi elde etmek, eyleme geçmeden vurmak,
6. Saldırıya teşvik ederek, kışkırtarak İsrail’in kendi saldırganlığı için gerekçe üretmek,
7. Bahanelerin arkasına sığınarak Filistin’e gelen yardımlara el koymak,
8. Karşısında gerçek manada direnen düşman varmış gibi göstererek, Filistinlileri dağıtmak orantısız saldırılara zemin hazırlamak.
İsrail istihbaratı şunu çok iyi biliyor ki; işledikleri cinayet ve zülüme hiçbir camia, hiç bir insan topluluğu tahammül edemez, hiçbir varlık dayanamaz, bu insan tabiatına aykırıdır. İster istemez mukavemet oluşacaktır. Acaba bu mukavemet İsrail’in hedeflerine nasıl hizmet ettirilebilir? Netanyahu Mart 2019 senesinde Kneset’te yaptığı bir konuşmada bunun ipuçlarını veriyor: Partili milletvekillerine, Filistin Devleti'nin kurulmasını engellemek için HAMAS'la işbirliği yapılması gerektiğini söylemiş ve şöyle demişti:
"Filistin devletinin kurulmasına köstek olmak isteyen kim varsa, HAMAS'ın büyümesini desteklemeli ve HAMAS'a para göndermeli. Bu, Gazze'deki Filistinlileri Batı Şeria'daki Filistinlilerden izole etme stratejimizin bir parçası”.
Yani, İsrail, bölgede bir Filistin devletinin kurulmasına amansız şekilde karşı, bunu önlemek için Filistin öfkesini, Filistin direncini İsrail lehine çevirmek için hak verilebilir gerekçe sağlamaya çalışıyor. Öfkeyi ezmek için bilinçli şekilde tahrik ediyor.
Şurası bir gerçek ki; bir örgüt tabana yayılırsa hangi istihbarat örgütü tarafından kurulursa kurulsun, yönlendirilirse yönlendirilsin, bir müddet sonra kontrol edilemez hale gelir, millileşir. HAMAS bu gün için İsrail istihbaratı tarafından kontrol edilebilir örgüt olmaktan çıkmıştır. Bu çıkışı ve millileşme Şehit Şeyh Ahmet Yasin tarafından sağlanmıştır. Onun örgüte katılması ve desteklemesiyle birlikte teşkilat tabana yayılmış, intikam almanın üssü haline gelmiştir. İsrail’in defalarca Gazze’ye savaş açması on binlerce insanı şehit etmesi öfkeyi derinleştirerek mukavemeti haklı hale getirmiştir. HAMAS’ın bundan sonraki süreçte muhatap alınır gerçek bir direniş örgütü haline gelmesinin ölçüsü şudur. İsrail’in stratejik hedeflerine saldırması, canını ağır şekilde sakatlayacak şekilde yakması, altından kalkamayacağı şekilde ağır hasarlar açmasıdır. Adam kaçırmak, taktik manada vur kaç eylemleri yapmak, bazı taktik başarılar elde etmek direnişe ufak çaplı faydalar sağlasa da zafer kazandırmaz, boş yere halkın ezilmesine sebebiyet verir, Sina yarımadasına sürgün etmek gibi vahşi saldırılara zemin hazırlar. Vurdu mu oturtacak eylemler ve hasarlar açılması gerekiyor. Bu yapıldığı taktirde İsrail Gazze ve Batı Şeria’da cinayetler işleyemez, vatandaşlarını (soydaşlarını) Filistin’de toplayamaz, yerleşimci terörü ortadan kalkar, utanç duvarı yıkılır, İsrail’den tersine göç başlar. İsrail yönetimi ve ABD’yi yöneten İsrail lobisi çaresizlik içinde boyun eğmek zorunda kalır.