(15 TEMMUZ GECESİ SİVİL İNSANLARIMIZ MEYDANLARA DAVET EDİLİRKEN YAPTIĞIMIZ "SAĞDUYU ÇAĞRISI" VE NE YAZIK Kİ SAVUNMASIZ 250 MASUM İNSANIMIZIN ŞEHİT EDİLMESİ)
TÜM KARDEŞLERİMİZİ SAĞDUYU VE SÜKÛNETE DAVET EDİYORUZ
Özellikle 28 Şubat Post modern darbeyi yaşamış ve bundan önemli dersler çıkarmış bulunuyoruz. Bu nedenle, hiç kimsenin arzu etmediği son gelişmeler karşısında,geçmişte yüz yüze kaldığımız acı tecrübeler ışığında insanımızı sağduyulu ve serinkanlı olmaya davet etmeyi önemli bir görev adediyoruz.
Erbakan Hoca, MGK toplantısından sonra Refah Partisi MKYK’yı bilgilendirme toplantısına çağırmış ve uzun bir sunum yaptıktan sonra, bizlere söz hakkı vermişti. Elbette ki, herkesin yüreğindeki fırtınaları öfkeye dönüşmeden dindirecek ve darbe girişimine karşı nasıl bir tutum takınmak gerektiği konusunda son konuşmayı yaparken gerçek manada devlet ricali olduğunu ortaya koymuştu.
Erbakan; “bizleri sokağa dökmeye çalışıyorlar ama bizler ise sadece barıştan yana politikalarımızı sürdüreceğiz. Bir insanımızın dahi sokağa inmesine ve burnunun kanamasına asla müsaade etmeyeceğiz, Oyuna gelmeyeceğiz, millet te bizim, ordu da bizim ” diyerek tarihi bir konuşma yapmıştı.
Türkiye’de yaşanan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ifadesiyle “kalkışma” olarak nitelenen darbe girişimini önlemek en başta hükümet, güvenlik, askeri ve istihbarat güçlerine düşmektedir.
Masum ve savunmasız insanımızı sokağa dökmek ve sokağın nüfusunu kullanarak güç elde etmek ve bu vahim çağrıyı “sokağın meşruiyeti” şeklinde değerlendirmenin hiçbir haklı yönü yoktur.
Bu kargaşa ortamından faydalanması muhtemel iç ve dış mihrakların uzantıları tarafından meydanları dolduran sivil halk üzerine ateş açılması veya bombalama eyleminin gerçekleşmesi, olayların boyutlarının çok farklı ve daha girift noktalara çekilmesine neden olabilecektir.
Sonuç olarak, Erbakan Hoca’nın ifadesiyle; “sivil bir vatandaşımızın burnunun kanaması” dahi bizleri derinden etkileyecek ve kahredecektir.
Bu arada , “kalkışma ”teşebbüsünün dış destekli bir ortak plan çerçevesinde mi gerçekleştiği veya Türkiye’deki siyasi ve stratejik hamleleri gerçekleştirebilmek için dolaylı bir dahlin olup olmadığının TBMM ‘de oluşturulacak ortak bir komisyon tarafından araştırılması büyük aciliyet oluşturmaktadır.
Saygılarımızla
Doğan Bekin