Trump, "Türkiye Kürtleri vurmaya kalkarsa ekonomik olarak mahvolur" diyor. Trump’ın Kürtlerden kastı, Suriye’de müttefik olarak gördüğü “PYD ve YPG” dır.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise; “PYD ve YPG bir terör örgütüdür. Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu yoktur “ diyerek Trump’ın asıl kastettiği cümleye farklı anlamlar yüklemeye çalışmaktadır.
Trump, açık ve net olarak şunu ifade ediyor; “Türkiye, ABD’nin Suriye’deki müttefiki PYD ve YPG’yi vurursa ekonomisi mahvolur.”
Aslında Trump’ın çözüm olarak Türkiye’ye önerisi şudur: “Türkiye ve Suriye’nin Kuzeyinde faaliyet göstermekte olan YPG ve PYD arasında 20 millik bir güvenlik koridoru oluşturulsun.”
Trump, Türkiye ile PYD, YPG arasında bir güvenlik koridoru oluşturarak, hem Türkiye, hem de PYD, YPG ile olan müttefikliğini aynen sürdürmeye çalışmaktadır.
ABD, bir yandan Suriye’den çekilme görüntüsü verirken, diğer yandan ise, Suriye’nin geleceğiyle ilgili niyetini de yavaş yavaş belirginleştirmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin sınır ötesi niyetini absörbe edebilmek adına ekonomik kartı ön plana çıkararak “Rahip Brunson” konusunda uyguladığı politikanın bir benzerini ortaya koyarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Türkiye’nin Suriye politikasındaki öncelikli hedefi ‘Suriye’nin toprak bütünlüğü’ olup, ‘bölünmüş Suriye’ senaryosu üzerinde duran ve YINON planı çerçevesinde hareket etmeye çalışan ABD ve İsrail’in politikaları ile örtüşmeyen bir yaklaşım tarzıdır.
Ezcümle, Suriye’de mevcut statükonun korunmasından yana olmayan ABD, Türkiye’nin yumuşak karnını oluşturan ekonomi politikaları üzerinden yeni caydırıcı politikalar devşirerek, Ortadoğu’da şekillendirmeye çalıştığı ‘separatist’ uygulamalara bir yenisini daha ekleyebilmek üzere kararlılık göstergesi ortaya koymaya çalışmaktadır.