Terörist İsrail devleti 14 Mayıs 1948 yılında kuruldu. Kurulur kurulmaz 10 dakika sonra ABD İsrail’i devlet olarak tanıdı. Ne hazindir ki; Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarda olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti de üç gün sonra terörist İsrail devletini tanıyan ülkeler arasında yerini aldı. Tarihsel perspektifte baktığımızda Siyonistler Arz-ı Mevud hayalleriyle Filistin topraklarında devlet kurabilmek için Sultan Abdülhamit Han’a gelmişlerdi… Huzuruna gelen Siyonizmin kurucusu Thedor Herzl’e Abdülhamit Han, “Size verilecek bir karış toprağımız yok” diyerek kovmuş, Filistin topraklarını da kendi mülküne kaydettirmişti. Ne yazık ki Abdülhamit Han’ın tahttan indirilmesinden sonra kifayetsiz muhterisler, akılsız ve ahmaklar İttihat Terakki Cemiyeti, Siyonistlerin Filistin’den toprak alabilmesinin önünü açtı. Zaman içinde Filistin topraklarında yuvalanan, konuşlanan İsrailliler, defacto biçimde 1948 yılında devlet olduklarını ilan ettiler. Bana göre İsrail devleti diye bir devlet yoktur… Necip Fazıl Kısakürek üstadın dediği gibi, “Sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim”… Devlet olduklarını ilan eden İsraillilerin ilk yaptığı iş, işgal ettikleri topraklardan yaklaşık 850 bin Müslüman kardeşimizi sürgüne göndermek oldu… İşte 14 Mayıs sonrasındaki 15 Mayıs tarihini Filistinli kardeşlerimiz her yıl NEKBE günü olarak anmaktadırlar. Açıkça diyebiliriz ki, 7 Ekim’den bu yana 36 bin Müslüman kardeşimizi şehit eden, katil, barbar, Vandal Siyonist, terörist, soykırımcı İsrail devletinin zulmü taa 1948’li yıllarda başlamıştır. Yine Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in deyimiyle, “Yahudiler mi? Onlar yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyen lanetlilerdir”… Gerçekten bunlar lanetli bir ırktır… Aşikar mucizelerine tanık oldukları halde, (Kızıldeniz’in ikiye ayrılması, gökten kudret helvası yağması) Peygamberleri Tur-i Sina’ya çıktığında “Altın buzağı” yaparak tapacak kadar lanetlilerdir… Tarihsel perspektifimize devam edelim… Terörist İsrail, devlet olduğunu ilan ettikten sonra zaman içinde topraklarını genişleterek, Müslümanları iyice köşeye sıkıştırdı… 1967 yılındaki 6 Gün Savaşları ise büyük bir dönüm noktası oldu. O tarihte Suriye ve Mısır ile savaşa giren İsrail, Suriye’den Golan tepelerini, Mısır’dan ise Gazze şeridini aldı. Ne tuhaftır ki, bu savaşta Sovyetlerin silah ve mühimmatlarını, uçaklarını kullanan Mısır, çok daha güçlü olmasına rağmen, İsrail karşısında tutunamadı. Zira, Sovyet Rusya’sının Mısır’a verdiği savaş uçakları deyim yerindeyse patır patır yerlere çakıldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünden elinde tuttuğu ve sürekli vurguladığı “1967 sınırlarına dönülmeli” dediği harita bu tarihte değişti ve bugünlere gelindi. Bugün ise terörist, soykırımcı İsrail, Gazze şeridine sıkıştırdığı Müslüman kardeşlerimizi, Mısır’ın Sina çölüne sürgün edebilmek için 7 Ekim’den beri Gazze’nin üzerine ölüm yağdırıyor. Başlığımıza koyduğumuz bugün NEKBE günüdür sözümüzün açılımı işte budur…. Bugün geldiğimiz noktada Gazze Kasabı Netenyahu, Gazze şeridini tamamen abluka altına alırken, güvenli olarak takdim edilen Refah’a da geniş çaplı bir harekat başlatılmış durumda. 1948 yılında aslında minicik bir toprak üzerinde kurulan terörist İsrail devleti, 2024’e geldiğimizde neredeyse Filistin topraklarının tamamını işgal eder bir hale gelmiş… Ne yazık ki; 7 Ekim’den bu yana süren bu katliamları bütün dünya izlemekle yetiniyor… Daha da acısı, ilk günlerde medyada kendisine ilk sıralarda yer bulan bu katliamlar, bugünlerde öylesine kanıksanır hale geldi ki; hiç kimse seyrettiği bu hazin görüntülere tepki bile göstermiyor… İnsanlık vicdanını kanatan bu katliamlara ABD ve AB üniversitelerinde verilen tepki, yapılan protestolar ise hala insanlığımızın yok olmadığının göstergesi bana göre. Peki Gazze Kasabı Netenyahu’nun umurunda mı? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan şimdiye kadar yüzlerce karar çıkarıldı, ama bu teröristler bir karara bile uymadı. Bugün insanlığın gözünün içine baka baka katliam yapmaya, Gazze’ye ölüm yağdırmaya devam ediyorlar… Hz. Ali (ra) şöyle buyuruyor… “Zulüm iki türlüdür… Birisi zulmü yapar, diğeri ise zulme rıza gösterir..: İkisi de zalimdir”… Yazımı Milli Görüş Lideri cennetmekan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın üç güzel tespitiyle bitirmek istiyorum. “Birileri bu Siyonistlere bir tokat atmalı ki, vurulan şamarın acısı bu lanetlilerin yüzünde Gazze şeridi gibi geçmeli”… “Dünyada bulunan Müslümanlar bu lanetlilerin yüzüne tükürseler, tükürükleriyle bile bunları boğarlar”… “Müslümanlar bu lanetlilerin üzerine ebabil kuşlarının gelmesini beklemesinler… Ebabiller gelse, inanın Müslümanların üzerine taşlarını bırakırlar”… Ne kadar doğru tespitler değil mi?