Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Hazım KORAL
  3. Ümmet Olarak Karanlık Bir Dönemden Geçiyoruz
Yayınlanma: 06 Ağustos 2018 - 11:41

Ümmet Olarak Karanlık Bir Dönemden Geçiyoruz

06 Ağustos 2018 - 11:41
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Ümmet Olarak Karanlık Bir Dönemden Geçiyoruz
Hazım KORAL
yazar

"Ümmet olarak karanlık bir dönemden geçiyoruz. Bunu ise aşabilmemiz mümkün, bu bizim için değiştirilemez makus bir talih değildir."

Hem akıl, hem din öğretisi insan topluluklarının barış ve dayanışma içerisinde yaşamalarını salık verir, önerir ve öğütler. Ancak insanlık tarihine baktığımızda savaş ve çatışmalarla dolu bir geçmişimizin olduğunu görüyoruz. Meleklerin Allah ile diyaloglarındaki endişelerinin kaynağı bundan olsa gerek. "Hani bir zamanlar Rabbin meleklere, 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti. Melekler de endişeye kapılarak, 'Yeryüzünde kan dökecek birini mi yaratacaksın?' diye karşılık verdiklerinde, Allah: 'Elbette ki sizin bilemeyeceğiniz şeyi ben bilirim,' diye karşılık vermişti." (Bakara:30) Şu an olaya zahiri yönüyle baktığımızda meleklerin endişelerini haklı çıkaracak bir manzara ile karşı karşıya olduğumuzu görmüş olacağız. Elbette ki, kadim tarihimizden bu yana insanların barış ve huzur içerisinde yaşadıkları dönemler de olmuştur. Ancak savaş ve çatışma dönemleri daha belirgin bir şekilde kendisini göstermektedir.

Oysa her insan barış, huzur ve güven dolu bir ortamda yaşamak ister. Hangi din, hangi inanç veya hangi inançsızlık sahibi olursa olsun, her insanın ortak ülküsüdür güvenli bir ortamda yaşamak. Savaş ve çatışmalar ise barışın, huzurun ve güvenliğin baş düşmanıdır. Dünya insanlığı bu ortak ülküyü neden teminat altına alamamıştır, doğrusu bu şaşılacak bir iştir. Elbette ki Rabbimizin hikmetinden sual olunmaz ama şu hâliyle ve günümüz itibariyke insanlık âlemi sınavını geçememiş ve sınıfta kalmış gözüküyor. En son Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'nda 170 milyon civarında insan öldüğü rivayet edilmektedir. Biz yıllardır Batı dünyasının bu kötü örnekliğini hep eleştirip durmuşuzdur ve İslâm ümmeti olarak kendimizi bu olaya karşı asla mesûl hissetmemişizdir. Oysa Yüce Rabbimiz biz Müslümanları dünya insanlığına karşı sorumlu kılmış bulunmaktadır: "Siz insanlık için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. İyi olanı tesis eder, kötü olanı men edersiniz." (Al-i İmrân:110)

Peki dünyaya nizam vermek için görevlendirilmiş ümmet nerede? 2 milyara yakın nüfus potansiyeli ile, dünyanın en zengin coğrafyasıyla ümmet nerede? Bugün 390 milyon nüfusuyla Amerika jandarma rolünü üstlenmiş dünyaya nizam veriyor! Hayır, dünyaya nizam vermiyor, dünyayı fitne ve kaos sarmalında tutmuş gidiyor. ABD girdiği her coğrafyayı ölüm ve kana buluyor. Kore'de, Vietnam'da, Japonya'da, Nikaragua'da, Arjantin'de, Panama'da, Meksika'da, Afganistan'da ve Irak'ta sadece yıkımlar yapmış ve kan dönmüştür. ABD'nin dünya barışı diye bir derdi yoktur. O kendi sömürü düzenini sadece savaşmaya kurgulamıştır. Dünyadaki terör örgütlerini kendi çıkarlarına hizmet amacıyla destekleyip silah ve mühimmat yardımında bulunmaktadır. Hatta eğitim bile vermektedir. Sadece Ortadoğu'nun değil, yaptığı terör eylemleriyle dünyanın başına bela kesilen El-Kaida, El-Nusra ve IŞİD gibi terör örgütleri ABD'nin ürünüdür. Bunu kendileri de itiraf etmekten çekinmiyorlar artık.

Eşyanın tabiatı boşluk kabul etmez. İslâm ümmeti meydanı boş bırakmış olmasından dolayıdır ki, bu boşluğu dün İngiltere doldurduğu gibi bugün de ABD doldurmaktadır. Bunlar hiçbir zaman dünyanın refahı, huzuru ve barışı için çabalamamışlar, aksine sömürü ve hegamonya adına sadece kendi ülkelerini zulüm ile abad etmişlerdir. Maddî kalkınmışlıkları da bundandır. Birleşmiş Milletler'i de aynı amaca matuf olarak kurmuşlardır. Bakınız Myanmar'da insanlıkdışı yöntemlerle Müslümanlar kitleler hâlinde katlediliyor. BM neden sessiz? Doğu Türkistan'da her Allah'ın günü Müslümanlara zulmediliyor, BM yine sessiz. Keşmir ve Karabağ sorunları hâlâ çözülmüş değil. Nijerya rejimi kendi halkına zulmediyor, Ehl-i Beyt muhiblerini katliamdan geçiriyor yine BM sessiz. Filistin ise kanayan yaramız, işgal mütemadiyen devam ediyor. Siyonist işgalciler her Allah'ın günü savunmasız Filistin halkının tarlalarını, zeytin bahçelerini talan ediyor, ev barklarını yıkıyor ve tarumar ettiği bu topraklara yeni yeni yerleşim birimleri açıyor. BM'nin gıkı çıkmıyor. Çünkü Birleşmiş Milletler Haçlı - Siyonizm ittifakını temsil ediyor.

Elbette ki, bizim müspet anlamda ne ABD'den ve ne Birleşmiş Milletler'den beklentimiz olamaz. Bizim yerimizi de asla onlar dolduramaz. Misyon onlara ait değil, bize ittir. Biz şeytandan medet beklemiyoruz. Dünyayı dizayn etmek görevi onlara değil bize verilmiş bulunmaktadır. Temeli bizzat Resûlü Ekrem Efendimiz tarafından atılan "medeniyet projemiz" bugün bütün dünyaya hakim olmalıydı. İslâm ümmeti o emanete gereği gibi sahip çıksaydı hiç kuşkusuz dünyamızın çehresi bugün böyle olmayacaktı. Dünyamız huzur ve insicam içerisinde olacaktı. Evrensel İnsan Hakları niteliğindeki "Medine Vesikası" o günkü pratik uygulamasıyla sapmadan yoluna devam etseydi dünya barışı her daim teminat altında olacaktı. Özellikle Emevîler döneminde din algısı değişmiş ve Medine Vesikası kriterlerinden tamamen inhiraf edilmişti. Ayette verdiğimiz örnekle bize verilen bu sorumluluk soyut anlamda değil "usvetun hasene" olan Sevgili Peygamberimizin pratik uygulamalarıyla hayata aktarılmalıydı. Kifayetsiz ve liyakatsiz muhterislerin iktidara gelmesi eksen kaymasını da beraberinde getirmiş oldu.

Ancak ne var ki, bu mükellefiyet tarihin bir döneminde akamete uğradı diye hüküm sakıt olmamaktadır. Manianın zail olması için tevekkül ederek oturup beklenmemeliydi. Medeniyetimizin tesisi için sebeplere tevessül her çağ ve her zaman diliminde ilâhî bir hüküm olarak karşımızda durmaktadır. Bunlar zail ve ilga olmuş değil ki, kendimizi mesûl hissetmeyelim. Allah Teâlâ'nın hükmü kıyamete kadar bakidir. Ancak Müslümanların hâline baktığımızda bir tarafta münferiden yapılan ibadetlere önem verdiklerini görüyoruz, öte yanda ise medeniyet projemize taalluk eden sorumluluğun rafa kaldırılmış olduğuna tanık olmaktayız. Elbette ki, bu nefs ve şeytanın işlerinden bir iştir. İnsan nefsine ve şeytana yenik düşmemiş olsa hidayet yolundan sapması mümkün değildir. Ancak bu durum bir Müslüman için asla mazeret değildir. Zira Rabbimiz bize bir nimet olarak kaldıramıyacağımız yükü yüklememiştir. Mahşer günü her nimetten hesaba çekileceğiz. Bu nimetlerden biri de kaldırabileceğimiz yükün bizzat kendisidir. "Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez." (Bakara:185)

Rabbimiz nezdindeki sorumluluğumuzun yükü ve ağırlığı anlaşılmıştır herhâlde. Bu sorumluluk bizden önceki nesiller tarafında ihmal edilmiş evet ama "Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz. Sizin sorumluluğunuz size aittir."  (Bakara:134) Ayetten de anlaşıldığı üzere bugünün ümmeti olarak karanlık bir dönemden geçtiğimiz için büyük bir mesuliyetimiz var demektir. Bu karanlık çağdan kurtulmanın yolu ümmet olarak Medine'yi "münevver" şehir yapan değerlerimize rücû etmekten geçmektedir. Buna ilişkin öncelikli olarak kalem ve kelâm erbabımıza, STK'larımıza ve siyasî mesullerimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Sayın okuyucumuz, öze dönmek zorundayız. Geçmişteki yaşanan olumsuz hadiselerden biz mesul değiliz ve bizi bağlamaz ancak biz yaşamış olduğumuz zaman diliminden hesaba çekileceğiz. Hayata taşımamız gereken değerler gündemimizin ana maddesi olmalıdır. Maişet derdi, dünya hengâmesi bizi bu asli ödevimizden alıkoymamalı. Ayetlerle verdiğimiz örnekteki gibi sorumluluğumuz "hâlledilebilir" nitelikte olmasa Rabbimiz bize bu görevi vermezdi. Yeterki bizden öncekiler gibi işimizi savsaklamıyalım. "Eğer siz Allah'a (Allah adına, Allah'ın dinine yardım ederseniz) Allah'da size yardım eder ve ayaklarınızı yeryüzünde sabit ber kadem kılar." (Muhammed:7) Yani size istikrar verir, güç verir, yeryüzünü dizayn imkânı verir. "O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed'e apaçık ayetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir." (Hadid:9)

Risalet döneminden önce insanlık âlemi ve özellikle Arap Yarımadası cehaletin karanlık kollarında sefih ve sefalet içerisinde bir hayat yaşıyordu. Hayata kölelik düzeni hakimdi, insanlar ve özellikle kadınlar bir mal gibi pazarlarda alınıp satılıyordu. Emek ve alınteri sömürüsüyle güçlüler zayıfları eziyor, pazar ve ticarete faiz sistemi yön veriyordu. Cinsel teşhir Kâbe'nin çıplak tavaf edilmesine kadar vardırılmıştı. İnsanlarda ahlâk anlayışı diye bir şey kalmamış fuhuş övünç vesilesi olmuştu. İnsanlar sorunlarını şiddete baş vurarak çözümlemeye çalışır ve bu yüzden sık sık cinayetler işlenirdi. Kan davası gütmek ise onur meselesiydi. Kısacası o dönemde can güvenliği diye bir şey yoktu. İşte böylesi karanlık bir dönemde esirgemesi bol olan Rabbimiz âlemlere rahmet olarak Resûl-ü Ekrem Efendimizi risaletle görevlendirerek o toplumu karanlıklardan aydınlığa çıkarmıştır. Şair bu durumu şöyle tasvir ediyor: "Kapkaranlık iken afakı insaniyetin, nûr olup fışkırmışız sinesinden zulmetin."

Sonuç olarak ifade edecek olursak motamot olmasa da farklı versiyonlarıyla bir "cahiliye" dönemi içerisindeyiz. Yani ümmet olarak karanlık bir dönemden geçiyoruz. Bunu ise aşabilmemiz mümkün, bu bizim için değiştirilemez makus bir talih değildir. Yeter ki biz ümmet olarak Kûr'ân ve Sahih Sünnet'e rücu ederek Resûl-ü Ekrem Efendimizin temelini attığı Medine Anayasası'na, Medine İnsan Hakları Beyannamesi'ne sahip çıkalım.

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Modern Haçlı Saldırıları - 20 Eylül 2020
  • Cürüm İşlemek Amacıyla Teşekkül Oluşturmak - 30 Temmuz 2020
  • Sorun Sadece İstanbul Sözleşmesi Değil! - 30 Haziran 2020
  • Dünya Kudüs Günü - 30 Mayıs 2020
  • Oruç ve Disiplin - 30 Nisan 2020
  • Koronavirüsün Düşündürdükleri - 02 Nisan 2020
  • İlk Yanlış: ABD adına Ankara'nın Şam'dan Reform Talepleri! - 10 Mart 2020
  • Türkiye, Suriye ile savaştırılmak mı isteniyor? - 16 Şubat 2020
  • Sicili Bozuk Katil Amerika - 25 Ocak 2020
  • ABD ve NATO Musibeti - 15 Aralık 2019
  • ABD'nin Yakın Tarihimizdeki Politikaları ve Trump'ın Küstahlığı - 01 Kasım 2019
  • ABD'nin Taşeronu Suudi Arabistan'a Dur İhtarı! - 30 Eylül 2019
  • Vahdet Bilinci Ve İslam Birliği - 31 Ağustos 2019
  • Ahlâk ve İslâm Birliği - 20 Temmuz 2019
  • Yeni Zelanda Ve Sri Lanka Katliamlarının Düşündürdükleri - 01 Mayıs 2019
  • Şer Ekseni - 30 Mart 2019
  • İslâm Devrimi'nin 40. Yılı - 07 Mart 2019
  • Nikâhta Keramet Vardır - 28 Şubat 2019
  • Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... - 17 Şubat 2019
  • Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü - 05 Şubat 2019
  • 1
  • 2
  • 3
Köşe Yazarları
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Ahmet CEKİN
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
AFET VE ACİL DURUM ÖNLEMLERİ
Şener MENGENE
AFET VE ACİL DURUM ÖNLEMLERİ
Abdullah TAŞKIN
Abdullah TAŞKIN
EHLİ KÜFFAR CESARETİNİ MÜSLÜMANLARDAN ALIYOR
Etem Sevik
Etem Sevik
Mevsimlerin hava akımları, geçişkenlikleri ve özellikleri…
Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
Galip İLHANER
Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
Hasan ERDOĞAN
Hasan ERDOĞAN
Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
Ebru ÖZTÜRK
Ebru ÖZTÜRK
BABALAR GÜNÜ
GÜLNAZ KAYNAK
GÜLNAZ KAYNAK
İSRAİL'İN İRAN 'SALDIRISI
Cüneyt TÜZEL
Cüneyt TÜZEL
ABUZER'İN SUÇU NE?
ALEYNA KOCABIYIK
ALEYNA KOCABIYIK
Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Sibel Arslan
Sibel Arslan
Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
 Atilla Mehdigil
Atilla Mehdigil
Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
Doğan Bekin
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
SUAT GÜN
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
Meryem Özdemir
Meryem Özdemir
ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Emrah POLAT
Emrah POLAT
Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
"Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
Tarık Sezai Karatepe
"Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
Nedim ODABAŞ
Nedim ODABAŞ
"Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
Toplumların zehri: Yozlaşma…
KÂMİL ÇAKIR
Toplumların zehri: Yozlaşma…
Ahmet Alparslan Rufai
Ahmet Alparslan Rufai
KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
Davut İZOL
Davut İZOL
GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
HAKAN BERKTAŞ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Fehmi DEMİRBAĞ
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
Özkan Sapsağlam
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
 Türkan Çiğdem
Türkan Çiğdem
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
Yasin Aktay
Yasin Aktay
Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
Şenay Tek
Şenay Tek
"MEYDAN-I OKUMAK"
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin
Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
İsmail Soner SEKMAN
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
Çok Okunan Haberler
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek İçin Ortak Hedefler Belirlendi
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek...
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan Leman Dergisi Skandalına Sert Tepki
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan...
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki:
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki: "Mizah Değil, İslam'a...
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal Hamle:
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal...
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür ve çizeri Doğan Pehlevan’a tepkiler büyüyor
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür...
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği Tırmandırdı
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği...
1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni Yıl Mesajı
1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni...
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek Yürek
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek...
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz”
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle...
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki:
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki: "Bu Saldırıyı...
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki:
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki: "Peygamberimize Yapılan Hakaret Bu Milletin...
Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim