LEMAN’IN SKANDALINA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ: “PEYGAMBERİMİZE DİL UZATANLAR HADDİNİ BİLSİN!”
Büyük Doğu Akıncıları’ndan Leman önünde sert açıklama: “Allah Resulü bizim canımızdan değerlidir”
26 Haziran 2025 tarihli sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Musa’yı karikatürize ederek büyük bir infial yaratan Leman dergisine yönelik tepkiler artarak sürüyor. Kamuoyunun her kesiminden yükselen tepkilerin ardından, İstanbul’da dergi binası önünde toplanan sivil toplum temsilcileri ve vatandaşlar seslerini yükseltti.
Büyük Doğu Akıncıları’ndan Leman Önünde Sert Tepki
Tepkilerini dile getiren gruplar arasında yer alan Büyük Doğu Akıncıları’nın İstanbul İl Başkanı Alper Kaan Aykut, Leman dergisi önünde basın açıklaması yaptı. Aykut, İslam’a ve Peygamber Efendimize yönelik hakareti hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Burası Müslüman Anadolu toprağı. Herkes şunu unutmasın: Ya biz gideceğiz, ya onlar gidecek. Ya onlar ölecekler, ya biz öleceğiz. Allah Resulü bizim canımızdan değerli. Biz o nurla can vermeye de can almaya da hazırız.”
Aykut’un açıklamaları, toplanan kalabalık tarafından tekbirlerle ve sloganlarla desteklenirken, eylemin provokasyona mahal verilmeden, emniyet güçlerinin kontrolünde ve olaysız şekilde sona erdiği öğrenildi.
Leman’a Fon İddiası: “Soros’un Taşeronu Gibi Davranıyorlar”
Aykut, açıklamasında Leman dergisinin “kapitalist küresel ağların sözcülüğünü yaptığına” da dikkat çekerek, derginin toplumun inanç ve ahlak değerlerini hedef alan yayınlarının tesadüfi olmadığını savundu. Leman’ın geçmişte de benzeri provokatif içeriklere yer verdiğini hatırlatan Aykut, “Bu bir karikatür değil, doğrudan bir saldırıdır” ifadelerini kullandı.
Toplumsal Hassasiyetin Zirvesinde Olduğu Bir Dönem
Söz konusu karikatür sonrası hem yargı hem kamuoyu büyük bir refleks gösterdi. Adalet Bakanlığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın re’sen başlattığı soruşturma kapsamında 4 kişiyi gözaltına alırken, hakkında yakalama kararı çıkarılan 2 kişinin ise yurt dışında olduğu öğrenildi.
Sivil toplum kuruluşları ise, bu olayın sadece hukuki değil, ahlaki ve kültürel bir sınav olduğunu vurgulayarak toplumun değerlerine saldıran hiçbir girişimin cezasız kalmaması gerektiği çağrısında bulundu.