Üstün koruma anlamına gelen propolis, Bal arıları tarafından elde edilen koyu renkli, reçinemsi bir maddedir. Bal arıları bu maddeyi, bitki ve ağaçların mikrop ve çürümelere karşı bünyesini korumak için salgıladıkları sıvılar ve çiçeklerin tomurcuklarındaki özlerden toplayıp enzimlerini katarak oluştururlar. Kendilerini ve kovanı her türlü dış etkenlerden ve zararlı mikroorganizmalardan korumak için hazırladıkları bu maddeye Propolis denir. İnsan sağlığında ve daha bir çok alanda mucizevi yararları vardır. Her kovanda yaklaşık 70.000 arı bulunduğundan, kovan sıcaklığı 36 C ve bağıl nemi 65 Ccivarındadır. Bu ortam, mikrop ve bakterilerin üremesine çok müsaittir. Buna rağmen steril olan kovanlar, arılar tarafından milyonlarca yıldan beri şifa dağıtarak günümüze kadar hiç hasta olmadan gelmişlerdir. Bu; Allah (cc) onlara, Propolis yapımını ilham etmesindendir.
Hekimoğlu Propolis
Propolis 300den fazla fitokimyasal (bitki kimyasalı) içerir. Yaklaşık yarısını bitkisel balsamlar, %30unu balmumu (A vitamini zenginidir) %10u bitkilerdeki eterik yağlar ve %5ini bitkilerin üremesini sağlayan polen zerrecikleri oluşturur. İnsan sağlığı için yüksek değer taşıyan B1,B2,B6,C ve E vitamanlerini içeren, magnezyum, kalsiyum, potasyum, sodyum, iyot, mangan, demir, bakır, çinko gibi bir çok önemli mineralleri ihtiva eden, yüksek proteine sahip zengin bir yapısı vardır.
İçerdiği bu maddeler Propoise antioksidan, antibiyotik, antibakteriyal, antiviral,antiflamatuvar, anti ülser,anti tümör, ateş düşürücü, spazm çözücü, ağrı kesici, damar açıcı, iltihap kurutucu en önemlisi de bağışıklık sistemini güçlendirici nitelik kazandırır.
Propolisin bu özelliklerini keşfeden Mısır, Çin, Yunanistan ve Romanın da aralarında bulunduğu dünyanın pek çok bölgesindeki eski medeniyetler tarafından geleneksel tedavide yüzyıllardır kullanılmıştır. Günümüzde ise kalabalık şehir ortamının havasında tehdit olarak bekleyen mikropların sebep olduğu nezle, grip, soğuk algınlığı gibi kış dönemi hastalıkları, bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla ilgili hastalıklar, solunum ve sindirim sistemi hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, deri hastalıkları, üreme sistemi hastalıkları, sprem sayısını ve kalitesinin bozuk olduğu hastalıklarda, ağız-diş sağlığı problemleri, antibiyotik durumlar, enfeksiyonlar ve daha birçok hastalıklardan bizi koruyabilen ve şifaya kavuşturabilecek olan doğa mucizesi olarak bilinmektedir.
Hekimoğlu_propolis
Propolis, Allahın (cc) arılar üzerinden insanoğluna hediye ettiği bir mucizesidir.
Allah (Celle Celaluhu) buyuruyor:
Rabbin bal arısına, dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin diye ilham etti. Sonra meyve (ve çiçek) lerden ye ve Rabbinin (bal yapımı için) kolaylaştırdığı yollara boyun eğerek gir. Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır. Kuşkusuz bunda düşünen toplumlar için ibretler vardır. (Nahl- 68 69)
Evrendeki denge-düzenin gereği yerde, göklerde çeşitli varlıklar yaratan,
her birine farklı yetenekler ve farklı görevler veren Allah, arıya da bal yapma yeteneğini ve görevini vermiştir.
Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde Propolisin son yüzyılda keşfedilen En mükemmel doğal ilaç olduğu kabul edilmiştir. Amerika, Japonya, Sovyetler birliği ve bir çok ülkenin bilim adamlarının ayrı ayrı ve ortak yürüttükleri araştırmalar sonunda kanıtlanmış bilimsel bilgilerden bazıları şunlardır:
200 Kata kadar antioksidan etkisinin oluşu, 100 kata kadar antibiyotik etkisinin oluşu, 3 kat kokain ve 52 kat prokain kadar ağrı kesici etkisinin oluşu, 4 kata kadar tamir ve yara kapatma etkisinin oluşu ve çok yüksek iltihap ve enfeksiyonları giderme etkilerinin oluşu sayılabilir.
Hekimoğlu_propolis
Bunun yanında geniş ölçüde tedavi edici özellikleri de bulunur. Bu özelliklerinin başında, bağışıklık sistemini çok yüksek bir etkiyle güçlendirmesi gelir. Bağışıklık sistemi güçlü olan bir bünye hastalığa yakalanmaz. Vücudu mikrop, bakteri veya virüse yenik düşmez. Bünye kanserli hücreyi üretmez. Dünyanın en sağlıklı bireyinin bile vücudunda kanserli hücreler mutlaka vardır. Sayıları az olduğundan teşhisi veya tanısı yapılamaz. Günümüz modern tıp imkanları ile, kanserli hücre sayısı bir milyona ulaştığı zaman ancak tespitini yapabilmektedir. Kanserli hücreleri ve yerini tespit etmek için, hastaya radyoaktif şeker verilir veya en son yapılan bir araştırmanın sonucuna dayanarak, kişiye demiroksit verilerek, kanserli dokular tespit edilmeye çalışılır. Çok güçlü antibiyotik etkisi olan Propolis alınan bünyede kanserli hücreler oluşmaz. Bu etkisini, sadece enfeksiyonlu bölgeye hasta dokuya veya zararlı miktoorganizmaya gönderip engeller, yok edip tedavi eder. Buna rağmen sağlıklı ve sağlam dokuya veya hücreye zarar vermeyip onu destekleyerek onarıp güçlendirir. Bilim adamlarını ve profesörleri, hayret ve şaşkınlık içinde yeni keşifler için inceleme ve araştırmaya yönelten, adı bilinmeyen hastalıklara bile iyi gelebileceğini söylettiren de budur.
Propolis vücuda hiç zararı olmadığı halde, salgı bezlerini aktive eden, doğal, çok geniş spektrumlu antibiyotiktir. Propolis, enfeksiyonları engellemekle kalmaz; onları vücuttan atar. Sağlıklı hücrelere güç verir. Çok sayıda bilimsel veriyle ortaya konduğu gibi Propolisin 9 mantar üzerinde MRSA ve Listeriada dahil olmak üzere 21 bakteri üzerinde engelleyici ve yok edici etkisi görülmüştür.
Allahın (cc) bir mucizesi olan Propolisin, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanmasında, tüm solunum, sindirim, dolaşım, ve boşaltım rahatsızlıklarında, ağrıların geçirilmesinde, yorgunluk ve stresin giderilmesinde, tüm ağız problemlerinde, Romatoid artrit'te, kısacası insan sağlığı ve hayatı üzerinde üstün bir etkiye sahip olduğu bilimsel verilerle anlaşılmış ve ispatlanmıştır.
Hekimoğlu_Propolis
Propolisle ilgili yapılan bilimsel çalışmalar :
Çok güçlü iltihap gidericidir. İç, dış ve çeşitli kulak iltihaplanmalarında 126 hastada Propolis denenmiş, bütün hastalar için Propolisin iyileştirici etkisi olduğu belirlenmiştir.
Eski Sovyetlerde 135 tüberküloz hastasında denenmiş, akciğer tüberkülozu olan tüm hastalarda iyileşme görülmüştür.
Romanyada 34 kronik ülser hastasına 4 hafta boyunca Propolis verilmiş, 28 hasta tamamen iyileşirken, 6 hastada önemli gelişmeler kaydedilmiş.
Bulgaristanda yaşları 20-65 arası 45 kolitli hastada denenmiş, günde 3 defa alınan Propolisle, çoğu hastada 7 günde iyileşme başlamış, 19-20 günde tamamen düzelme görülmüştür. Sonuç; hastaların 26sında çok iyi, 12sinde iyi, 5inde memnuniyet vericiyken, sadece 2 hastada her hangi bir gelişme olmadığı gözlenmiştir.
Japonyada bilim adamları tarafından 1991de düzenlenen toplantıda, Propolisin kanser üzerindeki etkileri ile ilgili dünyaya ilk tebliğ sunulmuştur.
Romanyalı N.Popoviç ve N.Oita adındaki araştırmacılar, Prololisin hücre üzerindki etkileri ile ilgili bir bildiri yayınlamışlardır. Araştırmacılar Propolisi verdikleri hastalarda dokuların hiçbir zaman kanserli hale gelmediğini, Propolisin kanserli hücreleri durdurarak normal hücrelerin aktivitesini arttırdığını ve dokunun normal hale gelmesini sağladığını bulup ispat etmişlerdir.
Yeni yapılan araştırmalarda Propolisin kanserli hücreleri dönüşüme uğratıp gelişimini önlediği bulunmuştur. İçerisindeki Clerodane diterpenoitin tümör hücrelerine karşı seçici ve öldürücü etki gösterdiği ispatlanmıştır. Propoliste yüksek miktarda bulunan Quercetin ve Cafeik asit Esterlerinin kanser hücrelerinin bölünmesini durdurucu etkileri bulunarak kanıtlanmıştır.
Ağız ve diş sağlığındaki etkilerinden dolayı Avrupada patentlenmiştir.
Kıcasa Propolis herşeye faydalıdır.
Kılcal damarlara etkisiyle Alzheimer hastalığını önler, gözleri kuvvetlendirir, kol ve parmak uyuşmalarını giderir, beyni rahatlatır. Major depresyon ve kişilik bozukluklarına iyi gelir. İradeyi güçlendirir. Eklem ağrıları ve diğer ağrılarda çok etkilidir. Diş ağrısı, apse ve afta etkin çözümdür. Solunum ve sindirim yolu hastalıklarının tümünde etkilidir. Kronik bronşit, astım, nefes darlığı ve sinüzite kesin çözümdür. Reflü, gastirit, ülser, kolit ve aylarca geçirilemeyen ishal ve kabızlıkta çok etkilidir. Tüberküloza denenmiş tam bir devadır. Karaciğeri onarır, egzemaya, mayasıla, mantara, sedefe, kepeğe, cilde, deri problemlerine, vücutta kendi kendine çıkan ve geçmeyen yaralara, prostata, hemoroite ve varise iyi gelmektedir. Uzun müddet geçmeyen ağız yaras, uçuk ve arpacığı geçirir. Enfeksiyon gidericidir. Şekeri düşürmektedir. Tansiyon ve kolesterol düzenleyicidir. Sigara bıraktırıcı, açlık-tokluk hissini kontrol edici etkileri görülmüştür. Kansere olan etkisi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Profesörlerin Propolis için ismi bilinmeyen hastalıklara faydalıdır demesi ; Propolisin ne derece faydalı, doğal bir gıda olduğunu göstermektedir.
Prof. M. Demestre, Alman, Amerikalı ve italyan üniversitelerindn bilim adamlarıyla beraber Propolisin uzun dönemde etkilerini gözlemişler; bu uzun süreli deneylerin sonunda, 100 günlük kullanım sürecinde Propolisin kanser hücre büyümesini %90 oranında baskıladığı görülmüştür.
Ayrıca Propolisin etken maddelerinden Cafeik asit ve Quertinin, tümör hücrelerinin kendi kan yollarını inşa etmesini engelleyerek, tümör gelişiminin ve dayanıklığının önünü kestiği bilimsel yönden anlatılmıştır. Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak Propolis alınması durumunda; Solunum, sindirim ve dolaşım sistemi hastalık etmenlerini (patojenlerini) yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı, vücuda direnç kattığı, hücreleri ve dolayısıyla bünyeyi kuvvetlendirdiği, bedene zindelik verdiği saptanmıştır. Özellikle Japonyada yapılan klinik çalışmalarda, 3 ay ile 1 yıl sürekli bir şekilde alınan Propolisin, çeşitli internal kanser hücrelerinin devit alize ettiği saptanmıştır.
Propolisin doğal bir antibiyotik olduğu için yan etkisinin olmadığı, bağışıklığı önemli ölçüde artırdığı, fagosit fonksiyonlarını hızlandırdığı, vücutta antikor salgılayarak hastalıkları önlediği, enstezik etkisinin oluşundan dolayı ağrıları giderdiği, karaciğeri onardığı, diyabetlilerde şekeri dengelediği, daha birçok hastalık tedavisinde önemli rol oynayıp tedavi ettiği ve ayrıca ileçlerın etkisini arttırdığı da ispatlanmıştır.
Sentetik antibiyotiklerin aksine uzun süre kullanımı zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterşlere de olumsuz olarak etkilememektedir. Bu nedenle ender bulunan Propolis geniş spektrumlu antibiyotik olarak kabul edilmektedir.
Propolisle ilgili son yıllarda daha fazla araştırmalara yer verilmiştir. Bu kadar çok faydası olan Propolisin üretimi de sınırlıdır. İhtiyaca cevap vermek için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler esnasında, Propoşis bir çok özelliğini kaybetmektedir. Özellikle saflaştırma prosesinde etil alkolün kullanılması bu etkileri azaltmakta hatta tamamen yok etmektedir. Bu metodu uygulamalarındaki en önemli sebep ise, yöntemin düşük maaliyetli oluşudur. Bizim inancımız der ki; alkolden gelen ürünlerde şifa yoktur. Bugün artık marketlerde bile satılmaya başlanan Propolisler ne yazık ki, yazımda yazdığım etkilerin hiç birisine sahip değildirç Üretimi artırırken ne yazık ki, kaliteyi de her zaman bozuyorlar. Ülkemizde satıla Propolislerin %90 ne yazık ki ithal gelmektedir. Dünyanın en zengin bitki çeşitliliğine sahip ülkemizde, çok kaliteli Propolis üretimini gerçekleştiriyoruz.
Propolis, Petek balların dış yüzeyinde bulunan saydam, beyazımsı tabakadır. Hani evinize aldığınız petek ballar var ya, bir kaşık aldığınızda, üst tarafında pul pul ayrılan küçük parçacıklar, işte ona biz Propolis diyiyoruz. Sezonunda süzme bal yapılan peteklerin üst taraflarını kazıyıp, özel işlemlerden geçirerek, balmumumdan ayırıp, 20 günde saf Propolisi elde ediyoruz. Bir kapsülde, 1000mg Propolis bulunur ve yaklaşık, yarım petekteki Propolisi içerir. Siz bir seferde bu kadar balı tüketemezsiniz. İşte biz sizin için bu işlemi gerçekleştirip, hizmetinize sunuyoruz.
Sınırlı miktarda olduğundan dolayı, sadece kendi hastalarımıza hizmet verecek kadar üretebiliyoruz. Propolisi saflaştırırken kesinlikle etil alkol kullanmıyoruz. Yurt dışında saflaştırma işlemini bir günde yaparken, biz 20 günde yapabiliyoruz. Bu da kaliteli ve etkili bir ürün elde etmemizi sağlıyor.
Elbette ki, her hastalıkta sacede Propolis yeterli değildir. Destekleyici, bitki kürleri ve kan grubuna göre de beslenme programları yapılamktadır. Unutmayın ne yerseniz osunuz. Hastalıkların temel nedenleri; psikolojik ve beslenme kaynaklıdır. Kendinizi çok sevin ve kaliteli beslenin.
Saygılarımla, Dr İsmail Soner SEKMAN
0532 457 44 05