Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. İslam ÖZKAN
  3. Gezdim Halep ile Şam'ı Eyledim ilmi talep
Yayınlanma: 19 Nisan 2018 - 13:21

Gezdim Halep ile Şam'ı Eyledim ilmi talep

19 Nisan 2018 - 13:21
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
 Gezdim Halep ile Şam'ı Eyledim ilmi talep
İslam ÖZKAN
yazar


Gezdim Halep ile Şam’ı Eyledim ilmi talep

Suriye’deki totaliter yapının, tek adam siyasetinin, yolsuzlukçu bir hükümetin ülkeyi felaketin eşiğine sürüklediğinde hiç şüphe yok. Evet bu savaşı kışkırtanların başında ABD ve İsrail’in geldiği kesin, ancak çürümüş ve köhne bir yapıyla yıllarca ülkeyi yönetmeye çalışanların da bu ülkelere koz verdiğini söylemek durumundayız.

 

Mecmau’t Takribul Mezahib Kurumunun Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen “Kudüs Pusulamız-İslami Vahdet, Tekfirciliğe ve Taassuba Karşı Mücadele”  başlığıyla düzenlediği toplantıyla ilgili davet bana ulaştığında aklıma ilk gelen şey, bir gazeteci ve araştırmacı olarak yıllar önce bulunduğum ve uzun yıllar gitme imkanı bulamadığım Şam’a ilişkin gözlem yapabilmekti. Odak noktam ise, Arapçayı öğrenmek için gittiğim ve 2006’daki Temmuz savaşında Doğu Konferansıyla birlikte Lübnan halkıyla dayanışmak ve İsrail saldırısını telin etmek için ziyarette bulunduğum Şam’dan geriye ne kaldığıydı. 

Peygamberin seferlerinden Emevi tarihine, Moğol istilasından, Haçlı seferlerine, Memluklerden Osmanlılara kadar İslam tarihinin bütün dönemlerinden üzerinde izler taşıyan Şam’dan savaş süresince geriye ne kaldığını öğrenebilmekti. Sadece bu da değil.  ABD tarafından fiili saldırı tehdidi altında olan, Müslüman Doğu’nun birkaç tarihi şehri arasında sayılabilecek bir şehirde yaşam nasıl sürüyordu? Şam halkı 7 yıldır yaşanan iç savaş hakkında ne düşünüyordu ve Trump’ın vurma tehdidi karşısında hangi duygu ve düşüncelere sahipti? Yıllar önce arkamda bıraktığım ve savaş başladıktan sonra her sene ziyaret umudunu biraz daha tükettiğim bu tarih kokan şehir, birkaç ay önce gittiğim Bağdat gibi savaşın yorgunluğunu üzerinde taşıyor muydu yoksa hiçbir şey olmamış gibi yaşam devam mı ediyordu? Bütün bu soruların zihnimi baskıladığı şartlar altında gittim Şam’a..

İşin doğrusu Beşşar Esad’la görüşeceğimize dair bilgi verilmediği gibi böyle bir ihtimal aklıma dahi gelmemişti. Böyle bir ihtimali doğuran ilk şey, Şam’a vardıktan sonra kendisi de gazeteci olan yol arkadaşımın böyle bir ihtimalden bahsetmesiydi. Ancak o bile varsayım olarak bunu söylüyor, görüşüleceğine dair herhangi bir bilgiye dayanarak konuşmuyordu. Ben ise kendisine böyle bir ihtimal olmadığını, savaş tehdidi altında olan bir ülkenin liderinin bu kadar sıkıntı ve yoğunluk içerisinde bizimle görüşmeye vakit bulamayacağını düşündüğümü söyledim. 

Davetle ilgili uçak bileti vs. gibi küçük pürüzler yoluna koyulduğunda, son derece yetersiz bilgilerin bulunduğu programla ilgili aklıma ilk gelen şey, muhtemelen bir sempozyum belki bir panel ve konferanslar dizisinin ardından belki Şam ve civarında küçük bir gezinin planlandığı, belki Halep ve Hama gibi şehirlerin de ziyaret edileceği iki günlük bir etkinlik belirivermişti aklımda. Peki Esad’la görüşme noktasında bilgi verselerdi yine de gider miydim? Bu soruya rahatlıkla evet yanıtı verebilirim. Şimdi de olsa yine bu daveti kabul ederim. Çünkü bir gazeteci olarak yıllardır yazıp çizdiğim, analizler yaptığım konuya ilişkin çok önemli tarihi bir tecrübe olacaktı. Savaşın en önemli aktörü siyasi liderden olan bitene dair ne düşündüğünü ilk ağızdan dinleme fırsatına sahip olacaktım. 

Hatta, Şam’a ilişkin yapacağım gözlem, Esad’la gerçekleşecek bir görüşmeyle daha da pekişecek, savaşın tarafı olan birinin nasıl bir haleti ruhiye ve düşünce içerisinde olduğunu, olayları nasıl değerlendirdiğini daha yakından gözlemleyebilme imkanına sahip olabilecektim. Bu az bir deneyim değildi. Hatta biz oradayken ABD’nin ülkeyi vurması halinde bir gazeteci ve araştırmacı olarak tarihsel bir anı yakalayabilecektim. Bu da beni ziyaretten vazgeçirmek bir yana muhtemelen daha da teşvik ederdi sanırım.  

Esad ilginç konulara değindi. Yanına girerken üzerimizde ne kadar metal eşya varsa otelde bırakmak zorunda kaldık. Yanımıza kitap, kalem ya da not alabilecek ajanda dahi almamıza izin verilmedi. Bu yüzden yaklaşık 30-40 kişilik heyetle birlikte yapılan görüşme sırasında sorulan sorular ya da yapılan tespitlerle ilgili Esad’ın değerlendirmelerinin not alamadık. Konuşulanları Hafızamızda tutmaktan da başka da çare kalmamıştı. 

Esad, konuşmasının başında ülkenin durumu ve gelinen noktayla ilgili kısa bir özet yaptı, ardından siyasi konuların sürekli konuşulduğunu daha fazla bu konulara girilmesinin gereksizliğine değinerek dini konulara değinmeyi tercih edeceğini ifade etti. Değindiği ana konu ihtilaf fıkhına ilişkindi. Geçmişte ulemanın ihtilaf içinde oldukları halde birbirlerine hakaret edip sövmediklerini, ancak çağdaş dönemde ise hakaret ve sövgü bir tarafa, Müslüman ulemanın birbirini tekfir ettiğine dikkat çekerek İslam topluluklarının oldukça sorunlu bir yerde durduklarına işaret etti. 

Konuşmasından edindiğim izlenim Esad’ın dini konulara kafa yorduğu yönündeydi. Bu konular üzerine ilk defa cümleler kuran, sözler söyleyen bir kişiden ziyade konuya ilişkin az çok okuma yapmış, kafa yormuş izlenimi veriyordu. Hareket ve tavırlarında ise karizmatik bir lider özellikleri göremedim, daha ziyade kendisiyle rahat konuşulabilecek biri izlenimini veriyordu. Karizmatik liderler üzerinizde belirli bir etki bırakırlar, tersine Esad’da bu karizmayı göremiyordunuz, sıradan olmaktan rahatsız olmayan bir görüntü arz ettiğini söyleyebilirim.  Örneğin yanındaki bakan söze girerek bazen gereksiz yere müdahale ettiğinde sesini çıkarmaması ilginçti. 

Heyette bulunan alimlerden biri (şu an adını hatırlayamıyorum) eğitim müfredatının gözden geçirilmesi gerektiğini zira bunu yapmadığı taktirde Suriye’nin yeniden 10 yıl öncesine dönme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini, ülkenin bunu kaldırabilecek durumunun olmadığını söyleyerek bir eleştiri getirdi. Bunun üzerine Esad, birçok konuda hata yaptıklarını ve kendisinin bu yanlışlarla ilgili sorumluluğu üzerine aldığını söyledi. Konuşmanın genelinde özeleştirel bir yaklaşım hakimdi diyebilirim. Nerede hata yaptıklarını, ülkenin bu noktaya gelmesinde hükümet ve devletin yaptığı yanlışların, vatandaşla girilen ilişki biçimindeki sakatlıkların da rolünün olduğunu ifade etmesi beni şaşırttı diyebilirim. Ben klişelerden ibaret, oldukça sıradan, tam bir protokol konuşması beklerken tersine kendi yanlışlarını da rahatlıkla söyleyebilen bir siyasi görmem sürpriz oldu. 

Başka çarpıcı bir açıklaması ise Ulema ve kanaat önderleriyle ilgiliydi. Uluma ve aydınlarla ilişkilerin  geçmişte samimi olmaktan uzak olduğunu, bu kişilerle tamamen övgü ve mücameleye dayalı sağlıklı olmayan bir ilişki geliştirildiğini, bunun ise çok kısa zamanda foyasının ortaya çıktığını zira ülkede kriz patlak verdiğinde kendisine abartılı övgülerde bulunan ulema ve aydınların karşı saflara geçtiğini söyledi. Esad bu noktada Sariye er Rifai ve Yusul el Karadavi örneklerini verdi. Karadavi’nin ve Rifai’nin de içinde bulunduğu bir heyetin kendisini 2006 yılında ziyaret ettiğini, Karadavi’nin kendisini o dönemde neredeyse Müslümanların halifesi olarak gördüğünü, Rifai’nin ise kendisini ve eşi Esma’yı Peygamber efendimize ve zevcesine benzettiğini kaydetti. O dönemde bu tür mücamelelere izin verip itiraz etmeyerek büyük hata işlediğini belirten Esad, karşılıklı olarak samimiyetten uzak, abartılı övgülerle diyaloğa girildiğini, tarafların gerçek duygularını içerisinde gizlediğini, bu duyguların ise kriz anında patlak verdiğini, dünün abartılı övgüler düzen isimlerinin düşman ülke saflarına geçtiğini dile getirdi. 

Bir başka değindiği husus ise silahlı gruplarla ilgiliydi. Silahlı grupları ikiye ayırdığını, birinci kesimin hırsız, yol kesen ve mücrim kimseler olduğunu bunların konuşmaya bile değmeyecek insanlar olduğuna işaret ettikten sonra ikinci kesiminse daha farklı olduğunu, her ne kadar insanları tekfir etse ve silah kaldırsa da dava sahibi olduğu için bunu yaptığını, bu kesimlerle diyaloğa girilmesi ve onları ikna edilmeye çalışılmasının doğru bir yöntem olacağını söyledi. 

Sonuç olarak oldukça verimli bir görüşme olduğunu söyleyebilirim. Şam’da yaptığım temaslar sırasında edindiğim izlenim ya da onların söyledikleri de genel bir özeleştiri havasının ülkeye hakim olduğunu teyit ediyordu. Bu benim açımdan sevindiriciydi çünkü Suriyeli muhalifleri de Beşşar Esad yönetimini de eleştiren ve ülkenin bu duruma gelmesinde tek taraflı bir değerlendirmenin sağlıklı olamayacağını, sorumluluğun yüzde olarak farklı oranlarda dağıtımı yapılsa da  bunun sadece tek tarafa yüklenemeyeceğini her platformda söyleyen birisi olarak en yetkili ağzın düşüncelerimin teyit edilmesi benim için önemliydi. 

Suriye’deki totaliter yapının, tek adam siyasetinin, yolsuzlukçu bir hükümetin ülkeyi felaketin eşiğine sürüklediğinde hiç şüphe yok. Evet bu savaşı kışkırtanların başında ABD ve İsrail’in geldiği kesin, ancak çürümüş ve köhne bir yapıyla yıllarca ülkeyi yönetmeye çalışanların da bu ülkelere koz verdiğini söylemek durumundayız. Nasıl ki onca yetenek ve olağanüstü ikna gücüne sahip Şeytan hakkında bile Allahu Teala, “Muttaki kullarıma bir şey yapamaz” diyorsa ABD ve İsrail de, halkıyla sağlıklı bir diyalog içerisinde olan, onun gönlünü kazanan yönetimlere bir şey yapamaz. Emperyalistler sadece var olan rahatsızlıkları kaşıyabilir,  olmayan bir sorunu ortaya çıkaramazlar. 

Söylenenlerle yapılan arasındaki ilişkiye gelince Suriye yönetiminin yetkililerinin yaptığı açıklamalara bakılırsa geçmişten ders almış oldukları kanaatine sahip olabilirsiniz. Ancak sahadaki uygulamaların çok azının söylenenlerle uyumlu olduğunu söylemek zorundayım. Suriye yönetimi hala bir istihbarat devleti, nisbi bir takım gelişmeler olsa da geçmişte yaşanan bir çok yanlışın hala tekrar edildiğini, köhne bürokratik yapı, yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılığın değiştiğine dair herhangi bir somut değişiklik gözlemlemediğimi belirtmeliyim. Askeri alanda üst üste başarılara imza atsa da Esad yönetiminin az önce değindiğimiz sorunları düzeltmek için radikal bir değişim ve reforma gitmediğinde son dönemde yaşanan felaketlerin benzerlerinin yaşanmasının önüne geçemeyeceğini düşünüyorum. 

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Gazze'de DAİŞ'in Yeni Rolü - 14 Eylül 2019
  • Türkiye'de Mülteci Olmak - 31 Temmuz 2019
  • Körleşme - 03 Temmuz 2019
  • Sudan'da İslamcı İktidar Tecrübesi - 10 Haziran 2019
  • Küresel Güç Mücadelesi ve S-400 Diplomasisi - 31 Mayıs 2019
  • Savaş Tamtamları Çalarken - 25 Mayıs 2019
  • İktidar Merkezli İslamcılık ve Cemaleddin Afgani - 25 Nisan 2019
  • Türkiye'nin Suriye Tahayyülü - 15 Şubat 2019
  • ABD nin Suriye den Çekilme Kararı ve Olası Sonuçları - 08 Ocak 2019
  • Medeniyetler Çatışması ve Ortadoğu - 15 Kasım 2018
  • Cemal kaşıkçı neden öldürüldü? - 14 Kasım 2018
  • Cemal kaşıkçı neden öldürüldü? - 28 Ekim 2018
  • McKinsey Meselesi - 08 Ekim 2018
  • Türkiye'de Dini Cemaatler Umut Vadediyor mu? - 15 Mart 2018
  • Ulus-devlet hizmetindeki din İslam değil, Protestanlıktır - 14 Şubat 2018
  • İran'daki gösterileri nasıl okumalıyız? - 04 Şubat 2018
  • Soçi, Suriye Süreci ve İslamcı Siyaset - 28 Kasım 2017
  • Tarihin Kırılma anı: Aksa olayları - 31 Temmuz 2017
  • Katar Krizi’nin Anlamı - 19 Temmuz 2017
  • Politik Elit ve Tüccar Mantığı - 03 Temmuz 2017
  • 1
  • 2
Köşe Yazarları
Etem Sevik
Etem Sevik
Kültür Gündemi
​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
Tarık Sezai Karatepe
​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
Şener MENGENE
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
GÜLNAZ KAYNAK
GÜLNAZ KAYNAK
GIDA ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN KELEPÇE: İKLİM KANUNU
Orta Asya orta Doğu olur mu?
Galip İLHANER
Orta Asya orta Doğu olur mu?
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Ahmet CEKİN
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Abdullah TAŞKIN
Abdullah TAŞKIN
EHLİ KÜFFAR CESARETİNİ MÜSLÜMANLARDAN ALIYOR
Hasan ERDOĞAN
Hasan ERDOĞAN
Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
Ebru ÖZTÜRK
Ebru ÖZTÜRK
BABALAR GÜNÜ
Cüneyt TÜZEL
Cüneyt TÜZEL
ABUZER'İN SUÇU NE?
ALEYNA KOCABIYIK
ALEYNA KOCABIYIK
Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Sibel Arslan
Sibel Arslan
Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
 Atilla Mehdigil
Atilla Mehdigil
Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
Doğan Bekin
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
SUAT GÜN
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
Meryem Özdemir
Meryem Özdemir
ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Emrah POLAT
Emrah POLAT
Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
Nedim ODABAŞ
Nedim ODABAŞ
"Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
Toplumların zehri: Yozlaşma…
KÂMİL ÇAKIR
Toplumların zehri: Yozlaşma…
Ahmet Alparslan Rufai
Ahmet Alparslan Rufai
KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
Davut İZOL
Davut İZOL
GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
HAKAN BERKTAŞ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Fehmi DEMİRBAĞ
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
Özkan Sapsağlam
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
 Türkan Çiğdem
Türkan Çiğdem
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
Yasin Aktay
Yasin Aktay
Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
Şenay Tek
Şenay Tek
"MEYDAN-I OKUMAK"
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin
Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
İsmail Soner SEKMAN
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
Çok Okunan Haberler
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri Cunta Hazırlığını Gözler Önüne Serdi
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
Küçükçekmece'de Trafo Yangını Korku Dolu Anlar Yaşattı: Mahalleli Sokağa Döküldü
Küçükçekmece'de Trafo Yangını Korku Dolu Anlar Yaşattı: Mahalleli...
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li İsimlere
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li...
Temmuz 2025 Zamları Vatandaşı Zorluyor: Kira %43, Doğalgaz %24, Emekliye Sadece %16.!
Temmuz 2025 Zamları Vatandaşı Zorluyor: Kira %43, Doğalgaz %24, Emekliye...
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcılığı'na Atandı
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl...
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:...
Küçükçekmece'de Yaz Okulu Coşkusu: İHH, Milli Eğitim ve Halk Eğitim'den Gençlere Moral Ziyareti
Küçükçekmece'de Yaz Okulu Coşkusu: İHH, Milli Eğitim ve Halk Eğitim'den...
Küçükçekmece'de Vatandaşlar Tedirgin:
Küçükçekmece'de Vatandaşlar Tedirgin: "Bu Sokaktan Geçemiyoruz!"...
TÜİK Verileriyle Gerçek Hayat Arasında Uçurum: Pazar Fiyatları El Yakıyor!
TÜİK Verileriyle Gerçek Hayat Arasında Uçurum: Pazar Fiyatları El...
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen Atandı
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen...
Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim