Güneşin son ışıkları arasında açık penceremin koyu kahverengi pervazından gökyüzünün kızıl renge boyanmasını izlerken uyanıyorum derin uykumdan. Bundan sonra bir fotoğraf kağıdımın üzerindeki manzara canlanıyor zihnimde.
Deniz kenarında bir ahşap iskele üzerinde ayaktayım. Denizin burnuma tuzlu kokusu geliyor, bir yandan da tersten esen rüzgar saçlarımı karıştırıyor. Gözlerim denizin bir ucundan görünmeyen sonuna doğru maviliklerine dalıyor. O sırada güneş, ufukta yavaşça batıyor. Gökyüzü de günün son ışıklarında sarı, yeşil, turuncu, ve mor tonlarına bürünüyor.
İskeledeki tahtaların arasından çok açık yeşil yosunlar kalabalık olarak dışarıya fırlamışlar. Fotoğraf kağıdının kenarlarından sarkan bu yosunlar, doğanın yaşam dolu enerjisinin adeta canlı simgesiler. Denizin üzerinde yüzmekte olan martılar, güneşin son ışıklarında sağa sola balık yakalayıp, yemek için avcı uçuşu yapıyorlar. Onların kanat çırpışları ile fotoğraf kağıdının yüzeyi de yukarıya yükselip, aşağıya iniyor.
Güneşin batışı, denizin üzerinde yitiyor. Yavaş yavaş kararan hava ve çıkan akşam serinliğinin an be an tadını çıkarıyorum bendenizde. Fotoğraf kağıdının ortasında bir tekne demirlemiş duruyor. Teknenin kürekleri yerlerinde sabit durmakta. Küçük bir bölümü koyu siyah denizin içinde çevredeki direklerin kırmızı renkli güçlü ışıkları yardımıyla azda olsa seçilebiliyor.
Gecenin rengi siyam kedisi gibi siyah. Tam ay da çok parlak sarı. Bu ortamda beyaz ve gri ışıklar, denizin üzerinde oynaşıyor ve durgun suyunun üstünde yavaşça titriyor. kay Fotoğraf kağıdının alt köşesinde bu ışıkların yansıdığı bir deniz kabuğu duruyor. Kabuğun içindeki inci beyazı, akşamın bu ışıklarını üzerinde topluyor.
Fotoğraf kağıdının üst kısmında gökyüzünün renkleri daha da yoğunlaşıyor. Uzaktaki bulutlar burgulu akşam siyahı. Hani başarılı bir ressamın fırçasından çıkmış gibiler. Bulutlar, gelmekte olan simsiyah geceyi selamlıyor görünüyor.
Bu güzel anlarımda Fotoğraf kağıdının üzerindeki manzara, içimi huzur ve umutla dolduruyor. Gece çoktan başladı ve yeni bir günün doğuşunun habercisi vazifesinde. Hiç bitmesin ve hep sürsün istiyorum bu zamanım sonsuza kadar.
Fotoğraf kağıdımın kenarına bir not düşüyorum: “Günbatımından bana kalan” ani bir refleksle sırt üstü yattığım yerden soluma pencereme dönüyorum ve göz kapaklarım yeni bir güne açılıyor. Rahatlıyorum mutluluk duyarak. Olduğum yerde doğrularak, iki adım önümde duran yazı masama kalkıyorum hemen. Ve fotoğraf kağıdımın üstüne “Rüyamda gün batımından bana kalanlar” cümlemi not ediyorum. Bu benim çok özel, çok anlamlı güzel dünyam işte! Bu benim, düşüncelerimle hatıralarıma bu süper anlarımı kaydediyorum sevinçle.