Onunla birbirimizi ilk kez gördük ve çok sevdik. Yaşamın ve hatta yaşamanın anlamı ve değeri neydi? Kabul edelim ki, bizler birbirimizi tanımadan önce iki yabancıydık!
Daha önce adımızı, soyadımızı, yaşadığımız şehiri, mesleklerimizi ve hatta dilimizi bile bilmiyorduk. Fakat bir araya geldiğimizde birbirimize içimizde olan biteni çok açıkça en derin düşüncelerimizi ve en büyük hayallerimizi anlattık.
Şimdiyse sıkı fıkı tabiriyle ifade edeceğim şekilde birlikte iki iyi dostuz. Bu güzel nedenden dolayı hayatı, evrenin büyüklüğünü, yıldızların arasındaki mesafeyi konuşuyorduk. Yanında aşkı, sevgiyi, kazanımlarımızı, kaybolmuş umutlarımızı. Ve de yüreğimizde biriktirdiklerimizi acılarımızı, sevinçlerimizi, korkularımızı paylaştık. Birbirimize daha önce kimseye anlatmadığımız yaşam öykülerimizi söyledik.
Birlikte hayatın ve doğanın içinde vakit geçirdik, yaşamı deneyimledik. Sustuk, konuştuk, öfkelendik, ağladık ve güldük. Gözlerimize her baktığımızda anlıyoruz Yaşamın ve yaşamanın anlamı, gittikçe çirkini ve güzeli bizim tarafımızdan ilk defa olarak yazılan bir hikayeydi.
Çünkü yaşamı sevgi diliyle paylaştık. Ve bu dilimiz hiçbir yerde yazılı değildir. Sadece bize yani ikimize aittir. Kalplerimizden bize gelen.