Yılbaşı, Müslümanların başına musallat edilen, ehli imana da haram olan bir gavur icadıdır. Kim ki bu zillete düşerse veya bilerek girerse, o derhal tövbe istiğfar ederek imanını tazelemelidir. Onun için her Mü'min, o geceyi İslami adap ve usullerine göre ifa etmesi gerekir. Hatta ve hatta bu gecede olacak bütün rezilliklere karşı, Yüce Allah’ın insanlara lütufta bulunarak rahmet aylarının ilk gününü bu geceye tekabül ettirmesi, günah bataklığına girmememiz için ciddi bir işarettir. Bu ilk günde hem Yüce Allah’ın af ve mağfireti olacağı için, lain şeytanın teşvik ettiği yılbaşı zilletine bir gram dahi tevessül etmememiz gerekir.
Onun için ya bu gecede Cenabı Allah’ın rızasına nail oluruz yada Yüce Allah’ın emrini yerine getirmeyerek lain iblisin gösterdiği istikamette gavurlaşmış oluruz. Malumunuz olduğu üzere, İblisin yolundan gitmek için önce sarhoşluk âlemi ile başlanır, sonrada durumun biraz daha ötesine gidildiğinde kimi kesimlerde uyuşturucunun dibi yaşanır kimisinde de diğer mel'anetler ile devam edilir. Peki ya daha sonrası, işte o zamanda zilletül fehâşet, yani bütün rezilliklerin dibi yaşanır...
Evet ey efendiler, bunların zerresini dahi yaşamak, haramdır. Daha değil ki tamamını yaşamak. Onun için haramın azı çoğu olmaz. Haram, haramdır. Ehli iman sahipleri bu gecenin azizliği hürmetine, üç ayların başı ve Recebi şerifin ilk gecesi olması hasebi ile, bu geceyi en güzel şekli ile ihya etmesi lazım gelir. Müslüman milletin tek gayesi olur, oda Yüce Allah’ın rızasını kazanıp feraha, yani kurtuluşa ermekle olur. Her yıl başını dünyadaki son günümüz gibi düşünüp hesaba çekilmeden önceki son muhasebe günümüz olarak kabul etmeliyiz. Unutmayalım ki her anımız ve düşüncelerimiz Yüce Allah tarafından kayıt altına alınmaktadır.
Onun için diyoruz ki helali haramı, günahı sevabı, edep ve adabı o kadar çok iyi bilmeliyiz ki, bütün temel ve zorunlu yaşam alanlarımızda iliklerimize kadar âdeta işlemeliyiz. Misal en başta eğitim sistemlerimizde başlayarak ilk, orta, lise ve yüksek okul çağlarındaki çocuklarımıza bir farzı ayınmış gibi eğiterek yaşatmalıyız. Aksi halde yaklaşık 20 yıllık eğitim sistemimizde günlük en az 10 saat zamanını okullarda geçirdikleri için, çocuklarımız ne adabımuaşereti, ne genel ahlakı ne haramı ve nede helali biliyorlar. Bunu bilmedikleri içinde böyle rezillikleri ve iffetsizlikleri normal bir hal miş gibi yaşıyorlar...
İşte tamda bunun için haramlar helal, helaller de haram oldu. Faizin adı kâr payı, zina ve fuhuşun adı da aşk olmuş. Hatta oda yetmezmiş gibi, birde kumarın küllisine de şans oyunları diyerek piyangoya da milli dediler. Misal, yalana beyaz yalan dedikleri gibi rüşvete de hediye, harama mubah dedikleri kadar diğer birçok günahı kebair hükmünde olan bütün günahlara göz yumarak ülkeyi batağa sürüklüyorlar. Şimdi gelde bu münafığı kebairlere ve zındıkalara, fasık, mel'un ve mendebur deme. Aslında bunların hepsi el-Kezzâbdır.
Bakın güzel insanlar, Yüce Allah’ın yolunu tebliğ ederek kendimizi cehennem azabından kurtarmış oluruz. Sonuçta hepimiz Allah’ın mülkünde birer din kardeşi olduğumuz için burda da Allah’ın hükmü fermanı geçerlidir. Vallahi ağada olsan, beg de olsan, paşa dahi olsan, musalla taşına uzattıklarında, imam efendi cenaze namazı için “ER KİŞİ VEYA HATUN KİŞİ NİYETİNE” diyor. Onun için önce helalı haramı ve neyin günah neyin sevap olduğunu öğrenip, sonrada öğreteceğiz. Aksi halde üç günlük dünya, dün bitti, yarının ise garantisi yok. O zaman dünya ne imiş? Yaşadığımız an imiş ve yaşadığımız bu her anın hesabını tek tek Cenabı Allah’a vereceğiz. Biliyor musunuz? Orda yalan söyleyemiyorsun. Orda, avukat yok. Orda, şahit bizatihi mahkemenin hâkimi şahit. Evet ey aziz insanlar, bir an evvel tövbe ederek yüce Allah’ın azametine sığınarak af dileyelim ve bir daha bu yollara tevessül dahi etmeyelim ki, genç nesillerimizi de kahve, kafe, bar, pavyon gibi bataklıktan kurtarmak için çaba ve gayret sarf edelim. Aksi halde gençlik elden gidiyor haberimiz olsun...
İlâ âhir-i kelâmımızın hulâsâsında, Yüce Rabbim cümlemizi bütün sapkınlıklardan, her türlü fuhşiyattan, zalimliklerden, enaniyetten ve şirkten settar ismi hürmetine muhafaza eylesin. Allah, cümlemizin yâr ve yardımcısı olsun. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle efendim...
“SAYGILARIMLA VESSELÂM”