Demek ki samimiyetle istenince oluyor. Ülkemizin üzerine kâbus gibi çöken terör belası, nihayet 52 yıl aradan sonra son buldu. Bu zaman diliminde eylemlerin çoğunluğunu doğu ve Güneydoğuda gerçekleştiren ihanet çemberi, Ak Parti, MHP ve DEM partinin de içinde bulunduğu gayretli duruş ile gösterdikleri o yoğun çaba sonucu ihanet çemberinin ateşi, hamd olsun söndü.
PKK kendisini fesh etme kararı alması, yangın yerine dönen ana yürekleri, bir nebzede olsa ferahlamış oldu. En azından bundan sonra hiç bir ananın yüreği, yanmayacağı için teselli buldu. PKK’nın son bulması için kırmızı çizgilerinden bile vazgeçen MHP ve Dem Partinin de içinde bulunduğu yoğun çabasına birde Ak Partinin de takdire şayan duruşuyla, ciddi bir şekilde devlet adamlığını gösterdi. Bu kadim duruşu her kim sergiledi ise ve bunun partisi purtiside her ne olursa olsun, PKK'nın kendisini fesh etmesini başardılar mı ? Başardılar. Ben lafa ve söze değil, icraata bakarım.
Oysa bu ateş, tam yarım asırdır alevleniyordu ve hatta bazen öyle harlanıyordu ki ancak yüreği yananlar bilirdi. O zaman neden kimse hamle yapmıyordu ? Ama Cumhurbaşkanımızın o dik duruşu ve kararlığı, Devlet Bahçeli'nin de yürekliliğiyle bütünleşince ve Dem partililerin iradeli yürüyüşü ile bu ihanetin ateşi elbirliği ile söndürülmüş oldu. Bu güne kadar şayet böyle bir iştirake teşebbüs eden de olduysa, o da o kadar samimi değildi. Çünkü samimi olmuş olsalardı, elbet onların döneminde de bu ateş sönmüş olurdu.
Bakınız, eğer vakti zamanında bu kararlar alınmış olsaydı, bu güne kadar orda harcanan paralar milli servetimizde kalırdı. Bu karar, bütün dünyada yankı bulurken aynı zamanda bu sürecin kazananı, herkes oldu. Burada bir tek kaybeden varsa, o da çıkarları doğrultusunda onları maşa gibi kullanan ve yöneten şer mihraklar oldu. Bu iş bir tek onlara yaramadı. Şimdi ise şükürler olsun ki herkes kazandı ve kazanmaya da devam edecektir.
Bakınız, bu konu bir şekilde pişip pişip herkesin önüne gelebilir. Özellikle siyaset ile uğraşanların daha çok sofrasına gelecektir. Böyle bir tartışma konusu kimin önüne gelirse gelsin, söyleyeceği tek bir cümle var. “BU KARARDA KİMSE KAYBETMEDİ VE HERKES KAZANDI”. Der ise, işte o zaman kaybeden fitne ve fücur olacaktır. Kaybeden, şeytan lain ve onun insan suretindeki şer odaklarına hizmet eden iblisler olacaktır. Onu asıl kaybedenler, şer mihrakların ağa babaları oldu.
Onun için bu kararın arkasında hem milletçe ve hem de devlet recali ile dim dik durup karara destek vermek gerekir. Çünkü burada şehit olan veya öldürülenler, yine evlatlarımız, abilerimiz, anne ve babalarımız idi. Bir daha böyle ölümlerin olmaması ve yüreklerin dağlanmaması için alınan karara sahip çıkarak fitnenin yapılmasına izin verilmemesi gerekir. Zaten Allah katında bu işin müsebbibi her kim ise, hesabını tek tek Rabbi Rahime verecektir.
Asıl önemli olan ise, bundan sonra bir hiç uğruna kanlar ve göz yaşları dökülmemesi ve bir daha anaların yürekleri yanmamasıdır. Hatta ne bir evlada leş, nede vatanseverlere şehit diyerek yüreklere taş bağlansın. Herkes huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde ailesi ile beraber mus mutlu yaşasın. Şayet nasipte şehadette var ise, onu da biz bize değil, bilakis ehli küffara karşı olsun. Öyle olsun ki cenneti alada şehitlerin şahı, Hz. Hamza ile beraber ve Resuli Ekrem efendimiz (S. A. V.) ile beraber komşu olsun.
Bakınız, bu şer ateşini yönetenler, kolay kolay bu işin peşini bırakmayacaklar. Hatta bu fitilin tekrar tutuşması için sahte APO’lar, PKK’nın başka üst düzeydeki versiyonlarını ve para hırsı olanları bulup karşımıza dikebilirler. Nitekim böyle bir oyun ile 50 yıldır ülkenin başına bela olmadılar mı? Onun için biraz daha akıllı ve ferasetli bir şekil de davranılırsa, birazda konuştuklarımıza dikkat edersek, en azında fitnenin ateşi dinmişken, bir kıvılcımda biz olmamış olur ve bir daha kimsenin canı yanmamış olur.
Madem bu vatanın evladıyız, bu vatanın her türlü zenginliğini siyasi emeller doğrultusunda değil, milletin menfaati doğrultusunda koruyup kollamamız gerekir. Aksi halde bu defada PKK'nın daha değişik bir versiyonu ile karşı karşıya gelmiş oluruz. Bu 50 yıllık süreçte neredeyse 100 binlerce insanımız ve maddi manevi değerlerimiz heba oldu. Bir daha böyle bir hebanın olmaması için kardeşlik düsturunu, her türlü menfaatin önünde tutmalıyız ki düşmana korku, dosta güç ve kuvvet versin.
İla ahiri kelamımızın hulasasında Yüce Rabbim bu vatanı, milleti, devleti, nazlı hilalimizi ve bütün mukaddesatımızı settar ismi hürmetine muhafaza eylesin. Allah, dirliğimize ve birliğimize nifak sokmak isteyenlere fırsat vermesin. Bu uğurda şehit olan bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle.