Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Hazım KORAL
  3. Doğu Türkistan da Çin Zulmü
Yayınlanma: 30 Aralık 2018 - 11:48

Doğu Türkistan da Çin Zulmü

30 Aralık 2018 - 11:48
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Doğu Türkistan da Çin Zulmü
Hazım KORAL
yazar

"Dinî faaliyette bulunmak isteyen cemaat ve sivil toplum kuruluşları baskı altında.. İrticai faaliyette bulundukları gerekçesiyle birçok mümtaz alim ve erdem sahibi yazar ve düşünür hapishanelere tıkılmış vaziyette.."

Uygur Türkleri kadim tarihlerden beri Orta Asya step ve bozkırlarında yaşayan bir halktır. Daha doğrusu bu coğrafya Gök Türklerin, Uygurların, Peçeneklerin, Moğol ve Kazak Türkleri'nin ana yurdudur. Veya daha açıkçası bütün Türklerin ana yurdudur. Türkler başta Anadolu olmak üzere dünyanın birçok bölgesine buradan dağılmışlardır. Yaşanan büyük göçler bu bölgede meskûn Türkleri zayıf ve güçsüz duruma düşürmüş ve sürekli düşmanların saldırılarına maruz kalmışlardır. Bir kısım Türk yurtları Rusların saldırı ve tahakkümüne maruz kalırken, bir kısmı da Çin’in işgaline uğramıştır.

SSCB dağıldıktan sonra (adına Türki devletler dediğimiz) Azerbaycan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan yeniden topraklarına kavuşmuş oldu. Ancak bu ülke halkları Müslüman olduğu için İslâm’a uygun bir yönetim şekli oluşturmaları gerekirken, Komünist dönemin Polit Büro üyeleriyle ve seküler bir mantıkla yollarına devam ettiler ve etmektedirler. Komünist dönemde olduğu gibi olmasa da bu ülkelerde İslâm’a ait değerler toplum hayatından tecrid edilmeye çalışılmaktadır. Kısacası başta Azerbaycan olmak üzere bu ülkelerde de Müslüman halka dinlerine uygun bir hayat yaşaması çok görülmektedir. Dinî faaliyette bulunmak isteyen cemaat ve sivil toplum kuruluşları baskı altında, irticai faaliyette bulundukları gerekçesiyle birçok mümtaz alim ve erdem sahibi yazar ve düşünür hapishanelere tıkılmış vaziyettedir.

Uygur Türkleri'ne gelince, bunların hâli daha bir içler acısı. 12 Kasım 1933 yılında kurulan Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti, kuruluşundan 16 sene sonra yani 1949 yılında Çin’in işgaline uğradı. Bu işgal esnasında direnen askerler ve halk güçleri korkunç bir şekilde bastırılarak katliamdan geçirildi. Esir aldıklarını da kitleler halinde kurşuna dizdiler. Bir kısmını da korkunç işkencelerden geçirerek maden ocaklarında yaktılar. Elbette katliama maruz kalanlar sadece esir askerler ve gönüllü (paramiliter) halk güçleri değildi; çoluk çocuğu ile, kadını yaşlısıyla bütün bir halk soykırıma uğradı. Sağ kalanlar baskılarla, işkencelerle sindirildi. Bilindiği üzere “Çin işkencesi” sözü meşhur bir darb-ı meseldir. Ayrıca “mankurtlaştırma” işkence şekli de Çinlilere ait... O dönemde Çin’in yapmış olduğu katliamlar ve insanlık dışı işkenceler adeta yanına kâr kaldı. Zira o yıllarda dünyada bugünkü gibi bir iletişim ağı yoktu. Gerçi bugün dünyanın birçok bölgesinde vuku bulan olaylar medya vasıtasıyla anında her tarafa yayılsa da Doğu Türkistan’da yaşanan dram  ne yazık ki duyulmamakta, dünyanın gündemine girmemekte. Çünkü onlar Müslüman, çünkü onlar sahipsiz.

Ve o gün bugündür Müslüman Uygur halkı en temel insanî haklardan mahrum bırakılarak asimile edilmeye çalışılmaktadır. Bir başka deyişle Müslüman Uygur Türkleri kültürel soykırıma maruz kalmaktadır. Öyle ki, Çin’in işgali altında olan bu ülkede insanlar en temel hakları olan din ve vicdan hürriyetine dahî sahip değiller. Burada camilerin kapılarına kilit vurulmuş vaziyette, namaz kılmak, oruç tutmak yasak, kadınların başörtüsü takması engelleniyor. Çarşı ve sokaklarda kıyafet kontrolü yapılmakta. Kısmen de olsa tesettüre uygunluk arz eden kıyafetlerin boyları makasla kesilmekte. Okullarda resmi dil Çince ve ders müfredatı dinsizlik üzerine formüle edilmiş. Evlerde Kur’an ve elif cüzü bulunduranlar hapislere atılmakta. Anti parantez hemen belirtmiş olalım ki, Türkiye’de de cumhuriyetin ilk yıllarından ta 1946’lara kadar evlerde elif cüzü bulundurmak yasaktı. O dönemde köy girişlerine gözcüler koyulur ve samanlıklarda Kur’an alfabesi (elif-ba) öğretilirdi. Jandarma köye baskın yapıp yakaladıkları hocaları hapse atarlardı. Ebeveynler ise tartaklanır ve hatta dövülürdü. Neyse, şükür ki o günler geride kaldı. Biz yine Uygur Türkleri'nin hâline bakalım! En son isimlere de müdahale edilmeye başlandı. Yeni doğan çocuklara Müslüman ismi takmak yasaklandı. Ailelere Çinli erkek yerleştirilmekte. Müslüman kızlar Çinli erkeklerle evlenmeye zorlanmakta...

Öte yandan sebepsiz yere tutuklamalar had safhada. 30 milyon Doğu Türkistan halkının 4.5 milyonu toplama kamplarında ucuz işgücü olarak ve ağır koşullarda çalıştırıldığı ifade ediliyor. Tıpkı Filistin topraklarının kademe kademe işgal edilmesi gibi Çinliler Doğu Türkistan topraklarına yerleştiriliyor. İşgalci Çin rejiminin maksadı Doğu Türkistan’ın demografik yapısını değiştirip bu toprakları kalıcı bir şekilde kendi topraklarına ilhak etmek. Nitekim bugün itibariyle Çinli nüfus % 46’ya ulaşmış vaziyette.

Bu topraklara yerleşen Çinliler Yahudilerin Filistin’de yaptığı gibi yerli halkı sürekli taciz etmekte. Evlerine ve işyerlerine saldırmakta. Bazen de kıstırdıkları insanları çeşitli işkenceler yaparak linç etmektedirler. Bu son gelişmeler ve maruz kalınan insanlık dışı muameleler insan hakları komisyonu tarafından Birleşmiş Milletler’in gündemine taşındı. Fakat beklenilen manada bir sonuç çıkmayacağı belli. Zaten Çin’in, alınan kararları veto etme inisiyatifi var. Yani Çin BM’nin beş daimi üyesinden biri. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, boşuna “dünya beşten büyüktür” sözünü dile getirmiyor. Her şeyden önce Birleşmiş Milletler adil bir yapıya sahip değil. Biz Müslümanların zaten Birleşmiş Milletlerden bir beklentimiz olmamalı. Biz kendi birleşmiş milletlerimizi kurmalıyız. Merhum Erbakan’ın D-8 projesini hayata geçirme girişimi İslâm Birleşmiş Milletleri’nin bir ön çalışmasıydı. Zira bu proje kısa vadede D-8’i önermekle birlikte, orta vadede D-60 ve uzun vadede D-160’ı hedeflemekteydi. Zira İslâm Birleşmiş Milletleri bağlantısız ülkeleri de kapsamaktadır. Merhum Erbakan’ın dile getirdiği “Adil Düzen” teorisi bütün bir yeryüzüne şamildir. Bu projeler tüm yeryüzü insalığının barış, güvenlik, huzur ve saadetini amaçlamaktadır.

İşte bu yüzden önemli olan, işe D-8’den başlayıp bu projeleri hayata geçirmektir. Bu bir ilâhî vecibedir. Bu bir akidevî mükellefiyettir. Yüce Rabbimiz biz İslâm ümmetine müthiş bir güç, namütenahi bir potansiyel vermiş. Bu bir nimettir. Bu nimeti değerlendirmemek, tek kelime ile “küfran-ı nimettir” nimetin üstünü örtmedir, nimete nankörlük etmektir. Rabbimiz Kur’an-ı Azim-ü Şan’ında buyuruyor ki: “Sizi her nimetten hesaba çekeceğim.” (Tekasur:8) Hiç kuşkusuz en büyük nimet ve hidayet kaynağı Kur’an’dır. Diğer bir ayet-i kerimede ise “Sizi bu Kur’an’dan hesaba çekeceğim.” (Zuhruf:44) denilmekte. Yine bir başka ayette “Benim nimetimden yüz çevirenlere yer yüzünde geçim sıkıntısı vereceğim” (Tâ Hâ: 124) demektedir. Kısacası Kur’an nimetinden yüz çevirmek bu ümmete çok pahallıya mal oldu. İstikrarsızlığımızın, herc ü merç içerisinde oluşumuzun, 57 parçaya bölünmüş olmamızın, emperyalist ülkeler tarafından şamar oğlanına dönmüş olmamızın, değerlerimizin, zenginliklerimizin talan edilmesinin, ülkelerimizin işgal edilmiş olmasının tek nedeni Kur’an’dan, Kur’an hükümlerinden yüz çevirmekten kaynaklanıyor. Siyasilerimiz keşke bunu anlasalar. Ümmet olarak biz Kur’an’a yani Kur’an hükümlerine sahip çıkmazsak korkarım Sevgili Peygamberimiz mahşer günü biz ümmetinden davacı olacaktır. “O gün (mahşer günü) elçi der ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı mahcûr (terkedilmiş) olarak bıraktılar." (Furkan:30)

Şu bir gerçek ki, başta ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistin ve diğer coğrafyalarda işgale maruz kalmış İslâm toprakları bağımsızlık ve özgürlüklerine kavuşmadan biz Müslümanlar rahat gün yüzü görmeyeceğiz. Şu da bir hakikat ki, Allah Teâlâ’nın yasalarının egemen olmadığı coğrafyalarda da Müslümanlar bir yönüyle esir hükmündedir. Ümmet olarak evrensel birlikteliğimizi tesis ettiğimizde ise bi iznillah istikrar ve istiklalimize kavuşmuş olacağız...

Ufak bir not: Sayın okuyucumuz, elbette yıllardan beri var olsa da özellikle günümüzde Müslüman halkımıza yönelik çok farklı algı operasyonlarına maruz kalabiliyoruz. Geçen yıl Uygur Türklerine yönelik işkence ve kötü muameleler gündeme geldiğinde bazı gazeteciler Çin’e gidip incelemelerde bulunmuş; hâsılı camilerin açık olduğunu ve kimsenin dinine, ibadetine karışılmadığını yazmışlardı. Muhtemelen bu gazeteciler kısmen dinî özgürlüklerin olduğu Pekin ve Çinlilerin egemen olduğu (özerk olmayan) bölgelere gitmişler ve buralarda tanık olduklarını bizlere aktarmış olabilirler. Her şeyden önce Uygur Türkleri'nin meskun olduğu bölge, Çinliler için potansiyel tehdit oluşturmaktadır ve bu tehditi bertaraf etmek için asimilasyon politikaları gütme ve halkı zapt-u rapt” altına alma adına insanlara baskılar yapmakta ve zulmetmektedirler. Diğer bölge ve şehirlerdeki din serbestisi bizleri yanıltmamalı.

Bir başka husus ise ne yazık ki Arakan’da olduğu gibi Doğu Türkistan’da da vahabi zihniyetine sahip bir takım gençler ABD’nin dümen suyunda hareket ederek, yersiz ve zamansız silahlı eylemlerde bulunup egemen işgalci güçlerin hışmını halkın üzerine çekmekte ve böylece baskıların artmasına sebebiyet vermektedirler. Biz elbette sinsinler, asimile olsunlar demiyoruz. Ayrıca orada yaşanan mazlumiyete de duyarsız olamayız. Ama şu da bir gerçek ki yersiz ve zamanı ayarlanmamış kalkışmalar Müslümanlara zarardan başka bir şey vermemektedir.

Sonuç olarak İslâm ümmeti birleşmediği, İslâm ümmeti evrensel birlikteliğini tesis etmediği süre dünyanın birçok bölgesinde var olan bu tür sorunlar bitmez ne yazıkki. Rabbimiz mazlumların yardımcısı olsun ve biz Müslümanlara da feraset versin.

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Modern Haçlı Saldırıları - 20 Eylül 2020
  • Cürüm İşlemek Amacıyla Teşekkül Oluşturmak - 30 Temmuz 2020
  • Sorun Sadece İstanbul Sözleşmesi Değil! - 30 Haziran 2020
  • Dünya Kudüs Günü - 30 Mayıs 2020
  • Oruç ve Disiplin - 30 Nisan 2020
  • Koronavirüsün Düşündürdükleri - 02 Nisan 2020
  • İlk Yanlış: ABD adına Ankara'nın Şam'dan Reform Talepleri! - 10 Mart 2020
  • Türkiye, Suriye ile savaştırılmak mı isteniyor? - 16 Şubat 2020
  • Sicili Bozuk Katil Amerika - 25 Ocak 2020
  • ABD ve NATO Musibeti - 15 Aralık 2019
  • ABD'nin Yakın Tarihimizdeki Politikaları ve Trump'ın Küstahlığı - 01 Kasım 2019
  • ABD'nin Taşeronu Suudi Arabistan'a Dur İhtarı! - 30 Eylül 2019
  • Vahdet Bilinci Ve İslam Birliği - 31 Ağustos 2019
  • Ahlâk ve İslâm Birliği - 20 Temmuz 2019
  • Yeni Zelanda Ve Sri Lanka Katliamlarının Düşündürdükleri - 01 Mayıs 2019
  • Şer Ekseni - 30 Mart 2019
  • İslâm Devrimi'nin 40. Yılı - 07 Mart 2019
  • Nikâhta Keramet Vardır - 28 Şubat 2019
  • Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... - 17 Şubat 2019
  • Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü - 05 Şubat 2019
  • 1
  • 2
  • 3
Köşe Yazarları
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Ahmet CEKİN
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
AFET VE ACİL DURUM ÖNLEMLERİ
Şener MENGENE
AFET VE ACİL DURUM ÖNLEMLERİ
Abdullah TAŞKIN
Abdullah TAŞKIN
EHLİ KÜFFAR CESARETİNİ MÜSLÜMANLARDAN ALIYOR
Etem Sevik
Etem Sevik
Mevsimlerin hava akımları, geçişkenlikleri ve özellikleri…
Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
Galip İLHANER
Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
Hasan ERDOĞAN
Hasan ERDOĞAN
Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
Ebru ÖZTÜRK
Ebru ÖZTÜRK
BABALAR GÜNÜ
GÜLNAZ KAYNAK
GÜLNAZ KAYNAK
İSRAİL'İN İRAN 'SALDIRISI
Cüneyt TÜZEL
Cüneyt TÜZEL
ABUZER'İN SUÇU NE?
ALEYNA KOCABIYIK
ALEYNA KOCABIYIK
Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Sibel Arslan
Sibel Arslan
Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
 Atilla Mehdigil
Atilla Mehdigil
Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
Doğan Bekin
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
SUAT GÜN
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
Meryem Özdemir
Meryem Özdemir
ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Emrah POLAT
Emrah POLAT
Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
"Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
Tarık Sezai Karatepe
"Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
Nedim ODABAŞ
Nedim ODABAŞ
"Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
Toplumların zehri: Yozlaşma…
KÂMİL ÇAKIR
Toplumların zehri: Yozlaşma…
Ahmet Alparslan Rufai
Ahmet Alparslan Rufai
KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
Davut İZOL
Davut İZOL
GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
HAKAN BERKTAŞ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Fehmi DEMİRBAĞ
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
Özkan Sapsağlam
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
 Türkan Çiğdem
Türkan Çiğdem
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
Yasin Aktay
Yasin Aktay
Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
Şenay Tek
Şenay Tek
"MEYDAN-I OKUMAK"
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin
Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
İsmail Soner SEKMAN
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
Çok Okunan Haberler
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan Leman Dergisi Skandalına Sert Tepki
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan...
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek İçin Ortak Hedefler Belirlendi
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek...
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki:
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki: "Mizah Değil, İslam'a...
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal Hamle:
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal...
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür ve çizeri Doğan Pehlevan’a tepkiler büyüyor
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür...
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği Tırmandırdı
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği...
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki:
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki: "Bu Saldırıyı...
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz”
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle...
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek Yürek
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek...
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki:
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki: "Peygamberimize Yapılan Hakaret Bu Milletin...
Diyanet-Sen'den Sert Tepki:
Diyanet-Sen'den Sert Tepki: "Kutsallarımıza Hakaret Edenler En Ağır...
Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim