Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Sabri Gültekin
  3. Kavruk simalıların ekmek mücadelesi
Yayınlanma: 14 Aralık 2022 - 12:46

Kavruk simalıların ekmek mücadelesi

14 Aralık 2022 - 12:46
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin

Madem ki çok önemli bir iş kolu olan hamallardan bahsediyoruz, o zaman İstanbul özelinde hikâyenin geçmişini biraz irdeleyelim!.. Sırtında dünyanın yükünü taşıyan bu insanlar bakalım yaşantılarıyla bizlere neler anlatacak?..

8 bin 500 yıllık geçmişe sahip İstanbul; Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden beri liman şehri olmasıyla, hem kültürün, hem de ticaretin kalbi oldu. Fatih Sultan Mehmed’in fethinden sonra da bu özelliğini artırarak devam ettirdi. Fetih ve Fatih Sultan Mehmed’le başlayan yeni dönemde “Hanlar Bölgesi” Haliç kıyılarına kadar yayılmaya başladı. İstanbul, Sultan 2. Bâyezîd-i Velî döneminde büyük bir ticari şehir niteliğini kazanırken, Unkapanı-Sirkeci arasında devasa bir alışveriş merkezine dönüştü.

16. yüzyılda Rüstem Paşa Külliyesi bünyesindeki hanlar ve bunların tam karşı kıyısındaki Kurşunlu Han, Haliç’in her iki kıyısındaki ticaret yoğunluğunu arttırdı. 17. yüzyılda özellikle Eminönü-Beyazıt arasında inşa edilen hanlar, hem üretime yönelik, hem de bekârlara barınaktı. Kapalıçarşı ve çevresindeki hanların bugünkü görüntüsü 17. yüzyılın sonlarına doğru oluşmaya başladı. Doğurganlığından asla vazgeçmeyen İstanbul, yarımadada durulurken, Galata’da hanlar tarihini yazmaya devam etti. Burada terle yoğrulan emek, Almanya, Rusya, Fransa gibi birçok ülkeye ulaştı. Ticaretin zirve yaptığı bu dönemde İstanbul’un hanları altın yıllarını yaşadı. Osmanlı dünyaya açıldıkça ticaretin hacmiyle birlikte İstanbul’daki hamal sayısı da arttı.

 

İSKELELER ARI KOVANI GİBİ...

Bu süreçte sahil boyunca malların tartıldığı, ahşap çatılı kapanlar kuruldu. Suriçi, Haliç kıyıları ve Galata iskelelerine yanaşan gemilerin yükü Odun Kapısı, Unkapanı ve Yenikapı’daki hanlara, mahzenlere depolanırdı.

İstanbul’a deniz yahut kara yoluyla ulaşan mallar niteliklerine göre ayrılıp önce “Çardak” denilen gümrükten geçip, sonra da Yağ Kapanı, Bal Kapanı, İpek Kapanı, Un Kapanı gibi merkezlere boşaltılıp, gerekli işlemlerin ardından toptan olarak satışa çıkartılırdı. İstanbul’a iaşe kapsamında gelen mallar ağırlıklı olarak kapanlar üzerinden çarşılara ve dükkânlara dağıtılırdı.

Erzak nakleden, limanlara yanaşamayan büyük gemilerdeki yükü alarak iskeleye getiren güvertesiz teknelere de “mavna” denmekteydi. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethiyle başlayan “mavnacılık” adıyla bilinen deniz hamallığı mesleğiyle alakalı olan “mavna” gemileri, büyük donanma gemileri arasında da bulunmaktaydı. İstanbul’daki mavna hamalları Yağkapanı, Unkapanı, Hatapkapu, Sebzehane, Eminönü, Kuruçeşme, Hasköy ve Üsküdar olmak üzere 8 adet iskelede yoğunlukla çalışırlardı.

Dünyanın değişik yerlerinden gemilerle gelen yükler, İstanbul’un hem dağınık, hem dar, hem de dik yokuşlu sokaklarından tüccarlara hamallar sayesinde ulaştırılıyordu. Tüm şehir gemiden limana, gümrükten depoya, pazardan kilere, bedestenden saraya hamalların sırtında taşınıyordu.

 

“TAŞI TOPRAĞI ALTIN” İSTANBUL’A AKIN...

Her pazarın ve limanın bir yiğitbaşısı olduğu gibi hamalların başında bir “hamalbaşı” vardı. Hamalbaşı, en az 4 ve bazen 10’u bulan hamallar gurubundan sorumluydu.

İstanbul, denizlerle çevrili bir başkent olması dolayısıyla çok sayıda liman ve iskele mevcuttur. Aynı şekilde çok sayıda iskelenin bulunmasının doğal bir sonucu olarak, bu mahallerde iş gören meslek gruplarını da bünyesinde barındırmaktadır. Osmanlı Devleti’nde yaygın bir meslek örgütü olarak karşımıza çıkan hamallar, başta limanlar olmak üzere şehrin her bölgesinde faaliyet göstermekteydi.

Hamallık yapmak amacıyla özellikle Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu ve kısmen Güneydoğu Anadolu’dan “taşı toprağı altın” İstanbul’a akın eden kavruk simalı insanlar başta iskelelerde olmak üzere, han, köşe ve gümrük gibi Asitane’nin birçok noktasında kendi hemşerileri ile beraber iş bekleyip, ter dökerdi. Dünyanın yükünü sırtlarında taşıyan bu insanlar topluluğu, zor şartlarda kazandıkları parayı ailelerine gönderip, kendileri ekmek, soğan, peynir ve meyveden oluşan günlük yiyeceklerle idare ederek “hamal kahvehanelerinde” ömürlerini törpülerdi. Bir yarısı İstanbul’da diğer yarısı köyünde olan insanlar ekmek parası için her cefâya katlanırdı.

 

YAPTIKLARI İŞE GÖRE SINIFLANDIRILIYORLARDI

Hamallar, iskele hamalları, sırık hamalları, köşe hamalları ve gümrük hamalları gibi farklı isimlerle anılırdı. Bunların dışında küfeciler, sedyeciler, hasta taşıyanlar ve bir de beygirciler vardı. 1793 tarihli bekârların kaydedildikleri bir nüfus defteri üzerine yapılan çalışmada, hamallığın taşınan şeyin türü ve taşınma şekline göre kategorize edildiği görülmüştür. Buna göre hamallar, deniz hamallığı, küfeci hamallığı, sepet hamallığı, sedye hamallığı, sırık hamallığı, sırt/arka hamallığı, at/esb hamallığı ya da beygir/bargir hamallığı gibi türlerden hangisini icra ediyorsa, o grubun içine kaydedilmiştir.

Hamalların kendi esnaf teşkilatları, başkethüdâ, kethüdâ (bir nevi kahya), kethüdâ vekili, bölükbaşı, ihtiyarlar ve sıradan hamallar şeklinde ilerleyen bir hiyerarşik yapıları; resmî makamlarca tayin edilmiş taşıma bedelleri vardı.Osmanlı döneminde bütün esnaf gruplarının kendi meslekleri etrafında örgütlendikleri loncaları mevcuttu. Dolayısıyla bu dönemde önemli bir işkolu olan hamallık loncada kaydı olan bir meslekti.

Bizans döneminde İstanbul’da ticaret yapan Cenevizliler, ticaret erbabı için kendi lonca sistemlerini getirdi. Bizanslılar bu sistemi Osmanlı’ya devretti. Osmanlı da, her işin belli kimseler tarafından yapılması için “gedik” olarak nizama bağladı. Bunun adına da “Dersaadet Hamal Bölükleri Nizamnâmesi” denildi.

 

HER GRUBUN HASTALIK VE SAKATLIK FONU VARDI

Bütün bu hamalların bir pîri bulunurdu. Pîrlere bağlı kethüdâlar hamalların defter kayıtlarını tutmaktan sorumlu idi. Ehliyeti olmayan rezil sınıftan kimseler defterlere kaydedilmezdi. Defterde kaydı olmayanın ise pazarda veya mahallede hamallık yapmaya yetkisi yoktu. Eğer yazılmadan dâhil olmuşsa tespit edilerek memleketine sürülürdü.

Lonca başları kethüdâdır. Loncaya üye olmak isteyenler kethüdâya belirli bir oranda harç öderdi. Yine her üye yıllık ruhsat harcı vermek zorundaydı. Lonca mensupları kazançlarını, aynı grup içinde paylaştırması için kethüdâya verirlerdi. Her grubun hastalık ve sakatlık fonu vardı. Ayrıca mensuplarının memleketlerini ziyaretleri esnasında para çekebilecekleri ayrı bir fon daha oluşturulmuştu. Nitekim gümrükte çalışan hamallar kethüdâya gündelik kazancın bir kısmı ile aylık ve yıllık harç da ödemekteydi.

1765 tarihinde hamalların sayılarının artması üzerine Osmanlı Devleti tedbir alınması yolunda Divan-ı Humâyûn’dan bir karar yayımlayarak, hamal kethüdâsını uyarıp, tedbir almasını istedi.

 

ŞIK GİYİMLERİYLE DİKKAT ÇEKİYORLARDI

Hamallar vücut yapıları itibariyle kuvvetli kimselerdi. Boylarının genellikle kısa, sıkı kaslı, sağlam yapılı, sabırlı, tıknaz, bağrı yanık, geniş sırtlı ve omuzlu ağır yüklere dayanıklı oldukları görülürdü. Kaytan bıyıklı hamalların çoğunlukta olduğu bu meslek erbabı, bıyık bakımı için mutlaka yanında bir tarak, cep aynası, küçük makas ve yük taşıma ipi bulundururdu.

Hamalların giyim tarzı klasik dönemde “kendi yöresinin kıyafeti ile iş yaptığı” şeklinde iken; 18. yüzyıldan sonra loncanın emri ile “yazın mavi bezden bacakları dar bir pantolon “potur” sırtları işlemelerle süslenmiş aba gibi kalın cepken giymeleri” âdet olmuştur.

19. yüzyıl Osmanlı hamal esnafının giyim ve kuşamının konu edildiği bir çalışmada, hamalların gömlek üzerine mintan veya kısa entari, onun üzerine dış giysi parçası olarak ise kısa üstlük veya yelek giydikleri görülmüştür.

 

MÜSLİMİ DE VAR, ZİMMÎSİ DE...

Sivas, Erzurum, Van, Muş gibi yerlerden İstanbul’a gelen hamalların bir kısmı Müslim bir kısmı ise zimmî (İslâm devleti tebaasında olan Hristiyanlar, Yahudiler) olarak kaydedilmiş. Kürt hamallar üzerine yapılmış bir çalışmada, onların büyük bir kesiminin Erzurum, Bitlis, Van, Muş, Elazığ gibi yöreden geldikleri ve İstanbul’daki Ermeni hamalların da aynı yöreden geldikleri tespit edilmiş. Üsküdar’daki Tosyalı, Sivaslı, Harputlu, Karahisar-ı Şarkili, Kastamonulu, Kemahlı hamalların tamamının ya da büyük çoğunluğunun Müslüman, buna karşın Vanlı, Muşlu, Hizanlı ve Erzurumlu hamalların ya tamamının ya da büyük bir kısmının zimmî olduğu tespit edilmiştir.

Osmanlı, İstanbul’undaki Müslim ve zimmî hamallar ile ilgili arşivdeki farklı tasniflerde çeşitli kayıtlar tutulmuştur. Asitane’deki İskelelerde Mevcut Müslim-Zimmî ve Yahudi Hamallar 106 numaralı nüfus defterine göre (han, gümrük köşe ve diğer yerler çıkarıldığında) sadece iskelelerde kayıtlı olan hamal sayısı 2872’dir. Bunların 1945’i Müslim, 905’i zimmî, 20’si ise Yahudi hamallardır. Bu hamallar Tophane, Kapan-ı Dakik, Kürekçi Kapusu, Beşiktaş, Odunkapusu, Tuzcular, Yemiş, Balat, Ayvansaray, Azapkuyusu, Edirnekapu, Galata Gümrük, Mevlevihane Kapusu, Yedikule Üsküdar Büyük İskelesi’nde faaliyet göstermekteydi.

Hamallar kayıkçılarla karşılaştırıldığında sadece iskelelerde değil, iç kısımlardaki hanlar ve gümrüklere varıncaya kadar çok çeşitli mekânlara yayılmışlardı. Ayrıca saray ve resmi kurumlara hizmet veren hamalların bir görevi de yangın çıktığı zaman, yangının olduğu yerdeki malları kurtarmaktı.

18 ve 19. asırlarda şehrin en kalabalık esnaf grubu hamallardı. 19. yüzyılda Sanayi inkılâbının ertesinde, Osmanlı coğrafyasındaki değişimden, özellikle üretim sektöründeki loncalar da etkilenmiştir.

 

ERMENİLERİN BOŞLUĞUNU KÜRTLER DOLDURDU

İstanbul’daki hamalların bir kısmının Yeniçeri Ocağı’na kayıtlı olması Vaka-i Hayriye’de (‘Hayırlı olay’ anlamına gelen Vaka-i Hayriye; 16 Haziran 1826’da Osmanlı Padişahı Sultan 2. Mahmud zamanında yaşanan olay, Yeniçeri Ocağı’nın topa tutularak yok edilmesi, sonrasında ise sağ kalanların idam edilmesidir) birçoğunun öldürülmesine ya da İstanbul dışına sürülmesine yol açmıştır.

Bunun neticesinde Türk ve Kürtlerden oluşan hamalların yerini 1896’daki Osmanlı Bankası baskınına kadar Ermeni hamallar almıştır. Yük taşıyanların çoğu o dönemlerde yoksul Ermenilerden oluşuyordu. Ermenilerin 26 Ağustos 1896’da Galata’da bulunan Osmanlı Bankası’na saldırması ile başlayan olaylar neticesinde Ermeni hamallar tasfiye edilmiştir.Bu baskını düzenleyenler arasında Ermeni hamalların da bulunması, hamallıkta Kürtlerin hâkimiyetinin başlamasına sebep olmuştur. Osmanlı Hükümeti’nin “Ermeni tehciri” siyaseti kapsamında Ermeni hamal birlikleri kapatılarak, hamalların büyük kısmı başka kentlere sürgün edilmiş, oluşan boşluk ise Kürt bölgelerinden getirilen işçilerle doldurulmuştur.

 

SİYASAL VE TOPLUMSAL OLAYLARA KARIŞTILAR

19. yüzyıl boyunca diğer meslek örgütlerine nazaran geleneklerini ve varlıklarını devam ettiren hamallar, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde yaşanan değişime daha fazla dayanamadı. Bu süreçte Fransızlara İstanbul’da liman tesisleri kurma ve işletme hakkının verilmesi ile yaşanan gelişmeler neticesinde loncaların etkisi kırılmaya başladı. 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra gümrük hamalları kethüdâlığı ortadan kaldırıldı.

1908 yılında yaşanan Avusturya ve Bulgaristan boykotlarında hamal loncaları büyük rol oynadı. Osmanlı Devleti’nin önemli bir limanlarının bulunduğu İstanbul, İzmir, Balkanlar ve Selanik’teki grevler birbirini takip etti. Sadece yük taşıyarak işini yapan ve asıl derdi memleketine para göndermek olan hamallar, 19. yüzyıldaki gelişmelere paralel olarak, siyasal ve toplumsal olayların içinde yer aldı.

Yaşanan boykotlar sonucu sıkıntıya giren İttihat ve Terakki, 1909’da bütün hamal kethüdâlıklarına son veren talimatnâme çıkararak hamallarla ilgili yeni düzenlemeler yaptı. Hayata geçirilen yeni düzenleme ile, hamalların faaliyet gösterdiği yerlerde gedik, inhisar ve imtiyaz hakkına son verildi.

Kaynakçalar:

- İsmail Çolak, Osmanlı'da Dinî Adabı Koruma Çabaları, Zafer Dergisi, Sayı 509, Mayıs 2019

- Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 1. Cilt, Yapı Kredi Yayınları, 2006

- Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, Cilt 8, Sayı 22, Kasım 2021

- Güray Kırpık, Osmanlı'da Hamallık Mesleği ve İlgili Arşiv Belgeleri, Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, Cilt 2, Sayı 3, Yıl 2013

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Bu şarkının 'hikâyesi' eksik - 18 Aralık 2022
  • Dünyanın yükünü sırtlayan hamallar - 15 Aralık 2022
  • Bitsin artık bu zulüm - 13 Aralık 2022
  • İstiklâl ve istikbâlimize bomba - 16 Kasım 2022
  • Başbakan abluka altında - 12 Kasım 2013
  • Neredesin ey Ömer, çık gel artık! - 21 Ağustos 2012
  • Dünya ölüm kokuyor!.. - 28 Haziran 2012
  • Sevgi ve aşka dair… - 11 Şubat 2012
  • Önce yandı, sonra kapıları kapandı… - 10 Şubat 2012
  • Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi doğumunun 76. yılında yâd edildi - 09 Ocak 2012
    Köşe Yazarları
    "15 Temmuz: Darbenin Karanlığı, Milletin Aydınlığı"
    Ahmet CEKİN
    "15 Temmuz: Darbenin Karanlığı, Milletin Aydınlığı"
    PKK'nın silah bırakması en sona bırakılmalıdır
    Galip İLHANER
    PKK'nın silah bırakması en sona bırakılmalıdır
    Abdullah TAŞKIN
    Abdullah TAŞKIN
    YOBAZ KAFALARIN KALEMİNDEN AKAN NECASETLER
    Etem Sevik
    Etem Sevik
    Kültür Gündemi
    ​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
    Tarık Sezai Karatepe
    ​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
    GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
    Şener MENGENE
    GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
    GÜLNAZ KAYNAK
    GÜLNAZ KAYNAK
    GIDA ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN KELEPÇE: İKLİM KANUNU
    Hasan ERDOĞAN
    Hasan ERDOĞAN
    Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
    Ebru ÖZTÜRK
    Ebru ÖZTÜRK
    BABALAR GÜNÜ
    Cüneyt TÜZEL
    Cüneyt TÜZEL
    ABUZER'İN SUÇU NE?
    ALEYNA KOCABIYIK
    ALEYNA KOCABIYIK
    Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    TERÖRSÜZ TÜRKİYE
    Sibel Arslan
    Sibel Arslan
    Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
     Atilla Mehdigil
    Atilla Mehdigil
    Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    Doğan Bekin
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    SUAT GÜN
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    Meryem Özdemir
    Meryem Özdemir
    ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
    Emrah POLAT
    Emrah POLAT
    Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
    Nedim ODABAŞ
    Nedim ODABAŞ
    "Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    KÂMİL ÇAKIR
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    Ahmet Alparslan Rufai
    Ahmet Alparslan Rufai
    KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
    Davut İZOL
    Davut İZOL
    GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    HAKAN BERKTAŞ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Fehmi DEMİRBAĞ
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
    Özkan Sapsağlam
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
     Türkan Çiğdem
    Türkan Çiğdem
    TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
    Yasin Aktay
    Yasin Aktay
    Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
    Şenay Tek
    Şenay Tek
    "MEYDAN-I OKUMAK"
    Sabri Gültekin
    Sabri Gültekin
    Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    İsmail Soner SEKMAN
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    Çok Okunan Haberler
    TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
    TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
    Küçükçekmece Nikah Sarayı'nda Görkemli Tören: Mehmet Özdek'in Oğlu Bedirhan Özdek Dünya evine Girdi
    Küçükçekmece Nikah Sarayı'nda Görkemli Tören: Mehmet Özdek'in...
    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
    Ercan Olgun, Cihannüma Derneği Küçükçekmece İlçe Temsilcisi Olarak Hizmete Devam Ediyor
    Ercan Olgun, Cihannüma Derneği Küçükçekmece İlçe Temsilcisi Olarak...
    Yeşil Vadi Arsa Ofisi'nden Gazze'ye Yardım Eli:
    Yeşil Vadi Arsa Ofisi'nden Gazze'ye Yardım Eli: "Müslüman Müslümanın...
    Kamuya Açık Alanı Kapattılar: Atakent Mahallesi'nde Vatandaş Yolunu Kullanamaz Hale Geldi
    Kamuya Açık Alanı Kapattılar: Atakent Mahallesi'nde Vatandaş Yolunu...
    Küçükçekmece'de Mahalle Sakinlerini Rahatsız Eden Drone! Vatandaşlar Tepkili
    Küçükçekmece'de Mahalle Sakinlerini Rahatsız Eden Drone! Vatandaşlar...
    Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Oldu
    Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı...
    Küçükçekmece Halkalı'da 3 Gündür Elektrik Yok: Vatandaşlar İsyan Etti!
    Küçükçekmece Halkalı'da 3 Gündür Elektrik Yok: Vatandaşlar İsyan...
    Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu’nu Ziyaret Etti
    Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu’nu Ziyaret Etti
    Kigeder Küçükçekmece İmam Hatipliler Dernek Başkanı Demiroğlu’ndan 15 Temmuz Mesajı: “Bu Milletin Külünü Üflesen Altından İman Çıkar”
    Kigeder Küçükçekmece İmam Hatipliler Dernek Başkanı Demiroğlu’ndan...
    Ana Sayfa
    DÜNYA
    GÜNDEM
    SİYASET
    EĞİTİM
    SAĞLIK
    OTOMOBİL
    MEDYA
    EKONOMİ
    EMLAK
    İSLAM
    SPOR
    MAGAZİN
    TEKNOLOJİ
    KÜLTÜR-SANAT
    ACI GERCEKLER
    TÜRKİYE
    BİYOGRAFİ
    AİLE ve YAŞAM
    BELEDİYELER
    RÖPORTAJ
    YEMEK
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Biyografiler
    Üye Paneli
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Karikatürler
    Hava Durumu
    Gazete Manşetleri
    Nöbetci Eczaneler
    Namaz Vakitleri
    • Sitene Ekle
    • Rss
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • İHBAR HATTI
    • Gizlilik İlkeleri

    hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

    www.ibrshop.com

    Yazılım: Tumeva Bilişim