Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Sabri Gültekin
  3. Bitsin artık bu zulüm
Yayınlanma: 13 Aralık 2022 - 12:45

Bitsin artık bu zulüm

13 Aralık 2022 - 12:45
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin

O da yasak, bu da yasak!.. Say, say bitmiyor... Bu tuhaf yasaklara “pes artık” mı diyelim, tebessüm mü edelim, bilemedik!..

Hele 1934 yılında Türkiye’nin batılılaşma dayatması ve yasaklarla sınandığı olayları konu edinen yönetmen Sinan Çetin’in 2008 tarihli “Mutlu Ol! Bu Bir Emirdir” adlı 5 dakika 6 saniyelik trajikomik kısa filmini izleyiverin, durumun vahametini o zaman daha iyi idrak edeceksiniz.

“O yıllarda T.C. Hükümeti radyolarda Türk müziğinin çalınmasını yasakladı. Amaç batı müziğinin yaygınlaşmasını sağlamaktı. Genç Cumhuriyet alaturka yerine alafrangayı yani batı kültürünü topluma yerleştirmek istiyor” jenerik yazısı ile başlayan “Mutlu Ol! Bu Bir Emirdir” filmi, “İnsanların müziğine, kültürüne, yaşam tarzına yasaklar koyan siyasi otorite, hayatın karşısında daima tuhaf duruma düşmüştür” yazısı ile sona eriyor. Çetin, bu iki jenerik yazısı arasına öyle kareler yerleştirmiş ki, insanın gülerken ağlayası geliyor!..

Bağlama eşliğinde türkü söylemek yasak; Mozart ve Beethoven’ın eserlerini seslendirmek serbest!.. Aman ha, fikri teyakkuza geçip de fazla tırı vırı yapmayın!.. Yasak!..

*

FETHİN SEMBOLÜ AYASOFYA’DA İBADET YASAKLANDI

19 Kasım 1935’te çıkarılan bir yasayla camilerin kapatılması, müzeye, depoya, ahıra, meyhaneye dönüştürülme süreci başlatıldı. 1926-1950 arasında 513 cami, çoğunun üzerinde cami olan 327 arsa, bin 70 mescit satıldı. Bunlarla birlikte, kilise, manastır, türbe, mezarlık, imaret, darüşşifa ve benzeri çok sayıda tarihi eserin satışı yapıldı. Toplamda 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazının satışı gerçekleştirildi. Özellikle 1939-1951 yılları arasında Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait İslâm mâbedleri; satıldı, yıkıldı, kiraya verildi, depo yapıldı, saz ve içki evine çevrildi, müzeye dönüştürüldü. Bunlardan birisi de müzeye çevrilerek, burada ibadet edilmesi, namaz kılınması yasaklanan fethin sembolü Ayasofya Camii’dir.

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği Başkanı İsmail Kandemir Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesi’nde dava açtı. 10 Temmuz Cuma günü bâtılı hüsrana, dünya Müslümanlarını sevince boğan karar açıklandı. Ayasofya’yı müzeye çeviren 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı Bakanlar Kurulu kararını Danıştay 10. Dairesi oy birliğiyle tarihin tozlu raflarına kaldırıp, İslâm’ın şiarı, fethin sembolü kâdim mâbedin boynundaki müze yaftasını çıkarttı.

Danıştay’ın kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile 86 yıllık hayal, gerçek oldu. Müslümanların 86 yıldır hayal ettiği, özlemle beklediği Ayasofya’yı ibadete açmak, esaret zincirlerini söküp atmak, “Zincirler Kırılsın, Ayasofya Açılsın” talebini her fırsatta dillendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a nasip oldu.

Bu kararla sadece Ayasofya açılmadı; “Zulüm 1453’te başladı” suflesiyle Bizans’ı filizlendirmeye çalışan güruhun hoyrat hayalleri ilelebed yerle yeksan edildi. Bir kez daha Hakkın bâtıla galebe çaldığı dünya âleme gösterildi. Ayasofya bizimdi, yeniden bizim oldu.

24 Temmuz 2020 Cuma günü, yüzbinlerce Müslüman, koronavirüs salgınına rağmen fevc fevc Ayasofya-i (İlâhî Hikmet) Kebîr Câmii Şerîfi’ne akın etti. Tam 86 yıl sonra Ayasofya’ya parayla değil, abdestle girildi. Müminler topluluğu 86 yıl sonra zincirleri kırılan Ayasofya’da Cuma namazı kıldı. Sadece Türkiye değil, dünya Müslümanları bu kâdim mâbede kavuşmanın sevinciyle şükür gözyaşı döküp, esaret altında inim inim inleyen mazlumlar için dua etti.

*

KİRLİ ELLERİNİZİ ÜZERİMİZDEN ÇEKİN!..

Laik, batıcı ve seküler yaşamın yaygınlaştırılması ve Türkiye Müslüman halkına aşılanabilmesi için resmi kurum ve kuruluşlarda yürürlüğe konan yasaklardan birisi de “başörtüsü yasağı” idi.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan, 1967 yılında başı örtülü olarak derse girmeye başladı. Şubat 1968’de senato kararıyla okuldan atıldı. Devlet memurları ve lise öğrencileri için uygulanan başörtüsü yasağı, 1960’lı yıllarda Hatice Babacan olayı ile üniversitelerde “başörtüsü sorunu”na dönüşmeye başladı.

Jakoben anlayışın ürünü olarak ortaya çıkan ve bir türlü vuzûha kavuşturulamayan başörtüsü meselesi, Türkiye’nin kırılma dönemleri olan 1980’de de, 28 Şubat sürecinde de kaşınarak toplumu kutuplaştırma aracı olarak kullanıldı, kullanılmaya devam ediyor...

Nedir bu yasaklardan çektiğimiz yahu?!..

Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz aylarda kendi ideolojilerinin ürünü başörtüsü yasağını tekrar gündeme getirmesiyle yine, yeniden eskiye dönüldü. Yaklaşık yarım asırdır siyasilerin temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme sokuşturduğu “başörtüsü yasağı” yine “memleket meselesi” olarak tartışmaya açıldı.

Oysa halkın böyle bir derdi yok. Fakat ne yaparsınız ki, bazıları bundan oy devşirmek için kabuk bağlamış yarayı kaşıyor da kaşıyor.

“Başörtüsü” ve “aile birliği” ile ilgili Anayasa teklifi, Meclis’te imzaya açıldı. Düzenleme, geçtiğimiz hafta AK Parti, MHP, BBP ve bağımsız milletvekili Fatih Mehmet Şeker’in ortak 336 imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Değişiklik gerçekleşirse 24’ncü maddede başörtüsünün temel bir hak olduğuna açıklık getirilirken, 41’nci maddede yapılacak değişiklikle de “aile birliği”nin kadın ve erkekten oluştuğu ifadesi net bir şekilde ifade edilecek. Meselenin Meclis’te halledilmesi için en az 400 milletvekilinin desteği şart.

Bakalım Meclis, başörtüsü meselesini “Anayasa” ile mi, yoksa referanduma götürerek mi çözecek?.. Çözülürse ne âlâ, çözülmezse yaklaşan seçim sathında yine liderler en çok “yasak”larla imtihanı olacak. Bu millet ferasetiyle, yanlışta ısrar edenlere sandıkta dersini verecektir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

*

Tam da “başörtüsü” ve “ailenin korunması ve çocuk hakları” ile ilgili Anayasa tekliflerinin Meclis’e getirildiği günlerin arefesinde “çocuk istismarı”nın patlak vermesi çok mânidar.

Şayet değişiklik teklifleri kabul edilirse, aile yapısını ifsad eden İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) gibi sapkınlıkta sınır tanımayan güruhların önü kesilecek. Bunu engellemek için, hem de seçime sayılı günler kala tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi “çocuk istismarı” haberleri birer birer piyasaya sürülüyor.

Toplumu ve dahi çocukları istismar edenlere de, bunlara seyirci kalanlara da lânet olsun.

*

BEBEK KATİLLERİ İSTİKLÂLİMİZE KASTETTİ!..

13 Kasım’da Suriye uyruklu terörist Ahlam Albashır’ın (23) Beyoğlu’nun İstiklâl Caddesi’nde, istiklâl ve istikbalimize kast etmek maksadıyla bomba patlatması sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 6 kişi can vermiş, 81 insan da yaralanmıştı.

72 milletin 7/24 kendini güvende hissederek, özgürce yürüdüğü İstiklâl Caddesi’nde İstanbul Valiliği’nin güvenlik, huzur ve asayişin korunması, mevcut yaya trafiği akışının hızlandırılması amacıyla yayımladığı 24 Kasım 2022 tarih ve 2022/1 sayılı “Genel Emri”yle; herhangi bir amaçla cadde üzerindeki işletmeler tarafından caddeye masa, sandalye, pano, seyyar tabela vb. konulması, stant kurulması, sergi açılması, seyyar satış yapılması ve satış tezgâhı konulması, sosyal, kültürel veya ticari etkinlikler düzenlenmesi, toplu veya bireysel sokak müzisyenliği ve performans gösterileri yapılması, hanutçuluk faaliyetleri yasaklandı.

Demek ki tehlike daha geçmedi, devam ediyor!.. İçimize sızan bebek katilleri fırsat kolluyor!.. Bekâ ve özgürlüğün kıymetini bilmek lâzım...

***

İKİ BÜKLÜM CUMHURİYET VATANDAŞI OLAMAZ!..

Fakat bizim mevzu edeceğimiz bir yasak var ki, onu en sona bıraktık; Hamal yasağı!.. “O ne demek yahu?!..” demeyin, hele biraz anlatacağımız gelişmeleri izleyin, sonra ne demek istediğimizi gayet iyi anlarsınız!..

Bu noktaya nasıl mı gelinmiş, uzun uzun anlatıverelim...

Mesele şudur efendim!.. 1936 yılında bir hamal, sırtındaki ağır yükün etkisiyle hayatını kaybedince, olay “4. Kuvvet Basın”a akseder. Bu olay üzerine gündem belirlenir: Hamallık behemehâl, derhal yasaklanmalı!.. Cumhuriyet, Akşam ve Ulus gibi etkin gazeteler hamallığın kaldırılması için yayım üzerine yayım yapar. O dönemin cevval kalemlerinden Asım Us ve Falih Rıfkı Atay veryansın eder.

İnsan hakları savunuculuğunda sınır tanımayan Falih Rıfkı Atay, Ulus gazetesinde kaleme aldığı yazıda, “İstanbul’da yük altında bir hamal daha ölmüştür... Bir insan sırtında veya birbirine sırıkla bağlı bir kaç insanın omuzları üstünde deve çökertecek, beygir inletecek ve dingil kıracak ağırlıkta yük!.. Körük sesi veren göğüsler, fırlamış damarlar, kanlı bakışlar!… Daha kısasını söyleyeyim: İki büklüm Cumhuriyet vatandaşı olamaz!. Sırt ve sırık hamallarının ıstırabını seyretmeye daha uzun müddet tahammül etmek istemiyoruz!..” ifadeleriyle ateşi körükler.

Eee bunu gören Asım Us boş durur mu?.. Kaleme aldığı “Hamal” başlıklı yazıda, “Bir adam bir silâh ile öldürülürse bunun adı kâtildir. Herkes isyan eder. Halbuki İstanbul’da hamal denilen binlerce adam yüz, yüz elli kiloluk ağır yükler altında her gün inleyerek tedricî surette ölüme gidiyorlar. Buna ses çıkaran yoktur. Sırt hamallığı hiç olmazsa mâkul şekle konmalı. Meselâ elli kilodan fazla bir adama yüklenemez diye. Hamallığın bütün bütün kalkması yolların yapılmasına bırakılmalıdır...” diyerek yetkili mercilere ayar verir.

Cumhuriyet gazetesi de, “Sırt hamallığı, hamallık eden vatan çocuklarının sıhhati itibarıyla da muzırdır... Araba ve hayvanların çıkamadığı yokuşları, ağır yüklerin altında ezilmiş, boyun damarları fırlamış ve kan ter içinde kalmış zavallı hamalların çıkışların, tahammül ve hatta seyredilebilecek insani bir manzara mıdır?..” haberiyle isyanı zirveye taşır.

 

SIRT VE SIRIK HAMALLIĞI YASAKLANDI

“Yahu etmeyin, tutmayın!.. Bu işten evine ekmek götüren on binlerce insan var. Çoluk çocuk taş mı yiyecek!..” diye feryat edilse de ok yaydan çıkmıştır artık!.. Hele bir yazar, muharrir ve sermuharrirlerin kelâm ve kalemine düşmeye görün!.. Vakâ öyle bir ajite edilir ki, meselenin vuzûha ermemesi mümkün değil!.. Nitekim öyle de olur.

Tabii her dönem “Dördüncü Kuvvet” olan basının bu veryansınları sonucu Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emri, Dâhiliye Vekaleti’nin 4 Nisan 1936 tarih ve 117/50 numaralı tamimiyle Sırt ve Sırık Hamallığı yasaklanır. Ankara Belediyesi, gazetelere ilan vererek, söz konusu hükümet emrine uymayanlar için 1 Kasım 1936 tarihinden itibaren ceza yaptırımı uygulamaya başlar. Ve nihayet 5 Kasım 1936’dan sonra Ankara’da sırt hamallığının ve buna bağlı olarak gündeme gelen uzun sırıklarla su, yoğurt ve sefertası ile yemek taşımacılığına (sırıkların yoldan geçenleri rahatsız etmesi gerekçe gösterilerek) son verilir. Arkasından da 1937 yılında İstanbul Belediyesi, şehir içinde eşekle nakliyat yapılmasını yasaklar.

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın getirdiği “Sırt Hamallığı” yasağı, 1950’den sonra iktidara gelen Demokrat Parti tarafından tekrar serbest bırakılır.

Devam edeceğiz...

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Bu şarkının 'hikâyesi' eksik - 18 Aralık 2022
  • Dünyanın yükünü sırtlayan hamallar - 15 Aralık 2022
  • Kavruk simalıların ekmek mücadelesi - 14 Aralık 2022
  • İstiklâl ve istikbâlimize bomba - 16 Kasım 2022
  • Başbakan abluka altında - 12 Kasım 2013
  • Neredesin ey Ömer, çık gel artık! - 21 Ağustos 2012
  • Dünya ölüm kokuyor!.. - 28 Haziran 2012
  • Sevgi ve aşka dair… - 11 Şubat 2012
  • Önce yandı, sonra kapıları kapandı… - 10 Şubat 2012
  • Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi doğumunun 76. yılında yâd edildi - 09 Ocak 2012
    Köşe Yazarları
    Etem Sevik
    Etem Sevik
    Kültür Gündemi
    ​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
    Tarık Sezai Karatepe
    ​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
    GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
    Şener MENGENE
    GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
    GÜLNAZ KAYNAK
    GÜLNAZ KAYNAK
    GIDA ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN KELEPÇE: İKLİM KANUNU
    Orta Asya orta Doğu olur mu?
    Galip İLHANER
    Orta Asya orta Doğu olur mu?
    Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
    Ahmet CEKİN
    Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
    Abdullah TAŞKIN
    Abdullah TAŞKIN
    EHLİ KÜFFAR CESARETİNİ MÜSLÜMANLARDAN ALIYOR
    Hasan ERDOĞAN
    Hasan ERDOĞAN
    Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
    Ebru ÖZTÜRK
    Ebru ÖZTÜRK
    BABALAR GÜNÜ
    Cüneyt TÜZEL
    Cüneyt TÜZEL
    ABUZER'İN SUÇU NE?
    ALEYNA KOCABIYIK
    ALEYNA KOCABIYIK
    Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    TERÖRSÜZ TÜRKİYE
    Sibel Arslan
    Sibel Arslan
    Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
     Atilla Mehdigil
    Atilla Mehdigil
    Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    Doğan Bekin
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    SUAT GÜN
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    Meryem Özdemir
    Meryem Özdemir
    ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
    Emrah POLAT
    Emrah POLAT
    Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
    Nedim ODABAŞ
    Nedim ODABAŞ
    "Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    KÂMİL ÇAKIR
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    Ahmet Alparslan Rufai
    Ahmet Alparslan Rufai
    KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
    Davut İZOL
    Davut İZOL
    GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    HAKAN BERKTAŞ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Fehmi DEMİRBAĞ
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
    Özkan Sapsağlam
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
     Türkan Çiğdem
    Türkan Çiğdem
    TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
    Yasin Aktay
    Yasin Aktay
    Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
    Şenay Tek
    Şenay Tek
    "MEYDAN-I OKUMAK"
    Sabri Gültekin
    Sabri Gültekin
    Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    İsmail Soner SEKMAN
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    Çok Okunan Haberler
    İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri Cunta Hazırlığını Gözler Önüne Serdi
    İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri...
    CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
    CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
    Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcılığı'na Atandı
    Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl...
    Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li İsimlere
    Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li...
    Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:
    Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:...
    TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
    TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
    İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen Atandı
    İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen...
    CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Operasyon
    CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet...
    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
    Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale: Kaymakamlık ve Emniyet Harekete Geçti
    Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale:...
    Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma Yarattı: Tepkiler Büyüyor
    Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma...
    Ana Sayfa
    DÜNYA
    GÜNDEM
    SİYASET
    EĞİTİM
    SAĞLIK
    OTOMOBİL
    MEDYA
    EKONOMİ
    EMLAK
    İSLAM
    SPOR
    MAGAZİN
    TEKNOLOJİ
    KÜLTÜR-SANAT
    ACI GERCEKLER
    TÜRKİYE
    BİYOGRAFİ
    AİLE ve YAŞAM
    BELEDİYELER
    RÖPORTAJ
    YEMEK
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Biyografiler
    Üye Paneli
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Karikatürler
    Hava Durumu
    Gazete Manşetleri
    Nöbetci Eczaneler
    Namaz Vakitleri
    • Sitene Ekle
    • Rss
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri

    hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

    www.ibrshop.com

    Yazılım: Tumeva Bilişim