SEVGİLİ OKURLAR; Kasım ayının serin rüzgarları yeryüzünü sararken, doğa kendi döngüsünü tamamlamanın tatlı hüznünü yaşar. Yapraklar dallarından düşerken, toprak kendini kışa hazırlar. Ancak bu mevsim, aynı zamanda içimde bir çiçek bahçesinin canlandığı bir dönemdir de. Kasımın gri gökyüzüne inat, içimde kasımpatı çiçekleri açar benim.
Kasımpatı, direncin ve güzelliğin simgesidir. Soğuğa aldırış etmeden açan bu çiçekler, yaşamın her koşulda var olabileceğini gösteriler herkese. İşte tam da bu yüzden, kasımın ortasında içimde filizlenirler. Her biri farklı bir anıyı, duyguyu ve hayali temsil ederler bendenizde. Onların renkleri, kasımın griliğine meydan okur ve her yaprağında taç yapraklarında umut ışıkları taşır.
Kasım ayı geldikçe bu çiçekler öylesine çoğalırlar ki ruhumda adeta çiçeklerden bir evren olurlar. Her çiçeğin kendine özgü bir hikayesi vardır. Birisi, çocukluğumun neşeli anılarını hatırlatırken, bir diğeri hayallerimin peşinden koştuğum gençlik yıllarımı çağrıştırır zihnimde. Kasımpatı çiçekleri, yeryüzünün kasvetli havasına rağmen, içimde bir cenneti yaratır.
Bu evrende, her dönem başka bir duyguya, başka bir düşünceye ev sahipliği yapar sonuç olarak. Renklerin ahengi, yaşamın çeşitliliğini ve güzelliğini yansıtır. Soğuk kasım günlerinde bile ben, içimdeki bu çiçek bahçesi sayesinde kendimi sıcak ve canlı hissederim. Kasımpatı çiçeklerinin her çiçek ve yaprağı bana hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlatır.
Kasım ayında yeryüzü sessizliğe bürünürken, içimdeki çiçeklerden açan bir evren, bana umut ve güç verir. Kasımpatılar, sadece bir çiçek değil ama aynı anda direnç, güzellik ve yaşamın ta kendisidir. Onun için bu çiçekler, kasımın gri günlerinde benliğime bir beyaz gün ve de güneş gibi doğarlar.