İnsanoğlu, var olduğundan bu yana sürekli bir koşu halindedir. Bu bazen hayatta kalma mücadelesinin, bezende bir hedefe ulaşma arzusunun bir tezahürü. Peki, hiç düşündünüz mü? Zamanın boyunca bir koşu yarışı nasıl yapıldı?
İnsanın yaşam yarışında başlangıç çizgisi, ne bir pistin başında ne de bir düdük sesinde başlar. Bu büyük yarış insanın kendine yolculuğuyla başlıyor. Onun bir düşüncesi, davranışı ve uygulaması gerçektende bir deneyiminin, bir düşüncesinin ya da bir içsel mücadelesinin devam etmesidir. İnsanın yaşam yarışında koşullar kimse ile aynı değildir, çünkü herkesin hayat parkuru farklıdır. Kimisi, hayatının yaşamıyla yarışır, kimisi ise, söylediğim gibi kendisiyle tanışır. İnsanın yönelimleri tabi olarak geçmişinden, bugünkünden geleceğine izler taşır.
Yaşan yarışında olan insanın yolları çok çeşitlidir. Bazen toprak, yumuşak bir çimenlik. Bazen sisle kaplı bir asfalt. Bazen de uçsuz bucaksız bir deniz kenarı. Ne derseniz. Dolayısıyla onun yarıştığı yol, hayatına, arzularına ve beklentilerine göre şekillenir ve boyutları olur. Ancak bu yaşam yarışında insanların karşılaştıkları ortak bir taraf vardır: Zorluklar, inişler ve çıkışlar. Bazen ayaklar tökezlenir, bazende yarış kazanılır.
Finiş çizgisi?
İnsanın yaşam yarışında bitiş çizgisi diye bir şey yoktur. Çünkü bu yarış sadece bir başarıya ulaşma yarışı değil fakat bir ömür süreci dahilinde olma yarışıdır. Yaşam yarışındaki insan için önemli olan hız değil, yolculuğun kendisidir. İnsan yaşam yarışında birşeyin birincisi ya da sonuncusu olmak durumunda olmaz ve fakat herkes kendi hikâyesini yazar ve kendi öyküsünün kahramanıdır. Yorgunluk, pes etme durumlarının görüldüğü zamanlar vardır. Ancak her fırsatta yaşam yarışına devam eder insanlar. Nedir ki, yaşam bu yarışta gerçekleşir ve ilerlemek için iyi görülen her şey bir fırsattır.
İnsanın yaşam yarışındaki değerler farklıdır. Altın madalya yoktur, ama deneyimleri süsleyen anılar, sahip olunan içsel huzur ve alınan dersler vardır. Ödül, yarışın kendisi olurken, insanın yaşam yarışının boyutu hayata kattığı anlam ve gelişimde görülür.
Ve belki de bu yarış, insanoğlunun en kadim yarışıdır. Günümüz şartlarında zamanın bozulması ve doğallık arayışı insanın yaşamla olan yarışında en önemli konuları arasına girmiştir.