İnsanoğlu ne zamanki İslami değerlerden, adaptan, edepten ve ahlaktan mahrum yaşayarak Kur’an dan ve sünneti seniye’den uzaklaşır oldu, işte o zaman müflis bir toplum ve asla iflah olmayan aileler haline geldi. Oysaki Cenabı Allah, cümle insanı yaratırken eşrefi mahlukat olarak yarattı. Hatta kadın ve erkek her ne kadar ayrı fıtratlara sahip olsalar da birbirilerine eş olduklarında, hem beşeri hemde kutsiyet makamında en değerli varlık haline gelmiş oldu. Zira nasıl ki, Efendimiz (A.S.V.) ümmetine evlenin, çoğalın ki yarın Ruzi mahşerde sizinle iftihar edeyim diye buyurdu ise, ne yazık ki bugün şer mihraklar bu düzeni yıkmak için elinden geleni yapıyorlar. Aile kavramı bir heves olmayacağı gibi, öyle her önüne gelen ile de evlenilmez. Evlenenler de öyle pat diye eften püften sebeplerle yuvasını yıkarak boşanamaz. Ne o öyle evlendim ve üç beş gün sonra da boşandım. Yahu siz evliliği yaz boz tahtası mı veya o kutsal makamı evcilik oyunu mu sandınız? Bu tarz yıkımlara her kim tevessül eder veya müsebbip olursa, her iki cihanda iki yakaları bir araya gelmesin...
Bakın efendiler, aileler kıyıma uğradığında, arşı ala titrer ve sallanır. Siz kim oluyorsunuz da bu yuvaları yıkmaya tevessül ediyorsunuz? Madem sizde ailenizi koruyacak yürek, kollayacak kadar adamlık yoksa o zaman neden evleniyorsunuz? Madem evlendiniz, o zaman adam gibi çoluk çocuğunuza sahip çıkacak, sırf egolarınız yüzünde aile müesseselerinizi yıkmayacaksınız. Aileler de aile reislerini resmiyetin vermiş olduğu kanunlara dayanarak pasif hale getirmeyecektir. Osmanlı devleti yıkılmadan evvel, dünyayı parmağında oynatan İngiliz ve Siyonist Yahudiler bu tarz sinsi tertipleri bir siyasi proje olarak hayata geçirdiler. Bugün de bu ahlaksızlığın meyvesini alıyorlar. Bu işi hafife alanlar ise, evlilik ahdine sadık kalmayarak yuvalarını yıkmaya devam ediyorlar. Bunlar bunu da bilsinler ki, tamda lain iblisin isteğini yerine getirmiş oluyorlar. Ne yazıktır ki, bu tarz kıyımları bizatihi elimizle yıktırmaya devam ediyorlar...
Eskiden bir çocuğun anası babası vefat ettiğinde o çocuklar yetim ve öksüz kalırdı. Şimdi ise anası babası boşandığında çocuklar yetim ve öksüz kalıyorlar. Oda yetmezmiş gibi, birde suç makinesi haline geliyorlar. Sonra da memlekette terör estiriyorlar. Kimisi uyuşturucu trafiğinde baron, kimisi fuhşiyatta baş göstererek bizlerin huzurunu kaçırıyorlar. Çünkü onlar sokakta yetiştikleri için, sokağın zor şartları, onları acımasız hale getiriyor. Bu işin en büyük müsebbipleri ise, en başta geçmişten günümüze kadar Milletin Meclisinde hemde bu aziz milletin vergisi ile saltanat sürerek böyle yasalar çıkartıp, milletin anasını ağlatanlardır. Buna sebep olan her kimse, Allah onların bin bir türlü belasını versin. Allah, onları kahhar sıfatı ile kahru perişan etsin. Yeter yahu ne bu böyle her gün yok olan ailelere bir yenisi daha ekleniyor!...
Bakın efendiler, Ailelerimizi her türlü günahtan, haramdan, şiddetten ve zalimlerin tehditkârane şerlerinden ve zamanın bütün fıskiyatlarından muhafaza etmek gerekir. Şayet siz, biz ailemize sahip çıkmazsak, muhakkak birileri gelir sahip çıkar. Hemde canından bezdirircesine çıkar ki doğduğuna ve doğacağına bin pişman eder. Keza Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta ve yer yüzünde ne kadar İslami coğrafya varsa hepsine de aynı zulmü reva görmediler mi? Evet, biz böyle şiddet vari bir zulüme maruz kalmadık eyvallah doğru. Lakin bizim de ar damarlarımızı alarak şiddetten ve zulümden daha beter hale getirdiler. Hadi bakalım işin içinden çık çıkabiliyorsan. Sonra gelsin aile cinayetleri, gitsin şiddet vakaları. Zaten bu iblislerinde istedikleri bu değil miydi? Bütün değerlerimizi elimizden alarak cümlemizi yerle yeksan etmiyorlar mı? İster hile, ister siyaset ile olsun bir şekilde yapacaklarını yapıyorlar. Uyanın efendiler uyanın! Yuvalar bir bir yıkılıp ocaklar sönüyor...
Aziz okuyucularım, bugün çarşı pazarda ve ulu ortamlarda 15 ve üzeri yaşlardaki birçok kadının göbeği açık kalacak şekilde rahatlıkla gösterebiliyorsa, bu da demektir ki iffetin cılkı çıkmıştır. Sonra da afetler tufanlar bir bir zuhur edince, Allah’ım bizi koru. Hangi sıfatımızı koruyacak? İffetsizliğimizi mi, hayasızlığımızı mı olan biten ahlak dışı görüntülerimizi mı? Evet ey Müslüman kardeşlerim, işte Keferetül fecere bizleri hep böyle vuruyor. Ailelerimizi bu denli hedef alan ve tehdidin arttığı bu günlerde, fıtrata aykırı olan bunca tahribatlardan hızla uzaklaşmamız gerekir. Aramıza nifak gibi sokulan bir diğer konu, ailelere özgürlük getiriyoruz, önünüzdeki engelleri kaldırıyoruz vaatleri ile insanları bir güzel kandırıyorlar. İşte tamda bunun için diyoruz ki ailelerin her bireyi sorumluluk alması gerekir. Yoksa tek başına olan yaşamları daha cazip hale getirip özendirilen bir zamandayız. Örneğin en basitinden hanelerimizin 1+1’e dönüşmesi gibi, mutfak ile salonun birleşmesi ve hatta tuvalet ve banyoların bir olduğu tüm yaşam alanlarımızdan tutun, giyim kuşam ve beslenme düzenimize varana kadar her şeyimizi gavurlaştırdılar. Bunun gibi daha nice zilletlerle bizleri cebelleştirdiler...
İla ahiri kelamımızın hulasasında, Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile makaleme son vereceğim. “Rabbim, cümle ümmete, anne ve babalarımıza, ahirete tahalluk eden bütün ecdadımıza Rahmetinle muamele eyle. Rabbim, cümlemizi senin razı olduğun Salih amel işleyen kulların zümresine ilhak eyle. Neslimizi de Salihlerin zümresinden eyle. Şüphesiz biz sana döndük. Muhakkak ki biz sana teslim olanlardan olacağız. Rabbim cümlemizin yar ve yardımcısı olsun. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle...
“SAYGILARIMLA VESSELAM “