Uyuşturucu ile mücadelede kurumlar arasındaki koordinasyonun daha hızlı ve etkin bir şekilde sağlanması, bütün toplum katmanlarına nüfuz edilerek en kısa sürede başarılı sonuçlar alınabilmesi gerekçesiyle 15 Temmuz 2014 tarihinde Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde bir üst kurul oluşturuldu.
Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Gençlik ve Spor, İçişleri, Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Sağlık Bakanlıklarının katılımıyla oluşturulan Uyuşturucuyla Mücadele Üst Kurulunun, ana hedefi Türkiye’nin uyuşturucuyla mücadelesinde yeni bir sayfa açılması kamuoyu gündeminde 2013 yılından bu yana geniş yer işgal eden uyuşturucuya karşı alınacak tedbirler ve izlenecek yol haritasının belirlenmesiydi.
2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Araştırma ve İnceleme Raporu yayınlandı.
Raporun konusu “Madde ve Diğer Bağımlılıklar ile Mücadele Kapasitesinin ve Bu Bağlamda Türkiye Yeşilay Cemiyetinin Değerlendirilmesi”ydi.
2016 yılında ulusal uyuşturucu ile mücadele strateji belgesi yayınlandı.
Yaklaşık her sene yetkili organların bir araya gelerek yaptığı çalıştay ve toplantı raporları paylaşılıp duruyor.
Üzücü olan bir gerçek var ki, uyuşturucu madde kullanımı, bağımlılığı, ithalatı, ihracatı, imalatı, satışı ve tedaviye muhtaç insanlarımızın sorunu her geçen gün tehlikeli bir şekilde büyüyor olması.
Teoride alınan kararlar, maalesef pratikte hala istenilen başarı ve umudu yakalayabilmiş değiliz.
Kamu kurumları, belediyeler ve sivil toplumun koordinasyonu ve bu mücadelede gönüllülük ya da sosyal sorumluluk çerçevesinde kararlı bir proje, ve mesai bilincini hâlâ istenilen seviyeye getiremedik.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının, yürüttüğü mücadele maalesef diğer kamu ve sivil kurumlarca desteklenmediği müddetçe bizim ulusal seferberlik çağrımızın çok faydalı olacağını sanmıyorum.
UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILARININ TEDAVİ PROBLEMİ
Arzla mücadele, taleple mücadele en önemlisi insanların bilgilendirilmesi ve bağımlı hastaların tedavi ve sonrasında büyük boşluklarımız ve sorunlarımız var.
Büyük şehirlerimizde bağımlı sayısında her geçen gün ciddi artış var.
Kullanıcı sayısı Anadolu’da dahi on binleri aşıyor. Sadece bir şehrimizde 2017 yılında 10 bin gencimiz ailesi ve kendi rızası ile tedavi olmak, bu illetten kurtulmak için AMATEM’e başvurdu.
Asıl tartışmamız gereken konu da AMATEM’lerin günümüzdeki pozisyonlarıdır.
Maalesef AMATEM kurucularını, çalışanlarını, tedavi gören bağımlı ve bağımlı ailelerini dinlediğimizde kurumun bugünkü yapısı, tedavi şekli konusunda herkesin şikâyetçi olduğunu görüyoruz.
Bir il müdürümüzün konferansta; “Üzülerek ifade edeyim ki AMATEM’lerimizde tedavi gören hastalarımızın yüzde 90’ı tekrar maddeye geri dönüyor” şeklindeki ifadesi yeni bir tedavi merkezi anlayışını tartışmamızı gerekli kılıyor.
Bağımlı aileler ve çocuklar, alternatif tedavi yöntemleri aramaya başlamışlar.
Uzun yıllar madde bağımlısı olan ya da aile bireylerinin bağımlılığından dolayı alternatif tedavi modeli geliştirmiş kişi ve derneklerin çok başarılı modellerini AMATEM’de neden uygulamayalım?
Batı dünyasında alternatif (narkonon) ilaçsız tedavi yöntemi uygulanırken bizim ülkemizde bu model neden uygulanmasın?
Antalya’da bulunan Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER), madde bağımlıları tedavisinde tamamen ilaçsız bir yöntem kurdu.
En az 3 ila 6 ay, 1 yıl süreli yarı çiftlik hayatı modeli ile örneklik sunuyor.
AYBUDER’e başvuran madde bağımlıları, çiftlik hayatında rehabilitasyonla tedavi oluyor.
Yönetim kurulu üyeleri dahil herkesin eski madde bağımlısı olduğu derneğe gelenler, yarıda bıraktıkları hayatlarına yeniden başlıyor.
Antalya’daki AYBUDER, kendilerine başvuran madde bağımlılarının tedavisi için doğayla iç içe rehabilitasyon imkânı sunuyor.
35 yıl her türlü uyuşturucu maddeyi kullandığını söyleyen Yavuz Tufan Koçak (59), 5 dönümlük alanda kurduğu Yavuz Baba’nın Çiftliği’nde, madde bağımlılarının rehabilitasyonla, ilaçsız iyileşmesi için çaba sarf ediyor.
Sabah birlikte kahvaltı hazırlayan madde bağımlısı gençler, gün içerisinde yapacaklarını toplantıda planlıyor.
Gençler çiftlikte temizlik yapıyor, bahçede meyve ve sebze yetiştiriyor, evcil hayvan besliyor.
Madde bağımlılığından kurtulan gençlerden kimi yarıda kalan eğitimlerine tekrar başlarken kimi yaşadıklarını kaleme alıyor, kimi de resim yapıp, müzik aleti çalmayı öğrenerek hayata sımsıkı tutunuyor.
AMATEM’lerin en az 3 ila 6 aylık kamp hayatına dönüştürülmesi, AYBUDER çiftlik modeli örneğinin tartışılması zorunlu bir hal almıştır.
Günümüzde AMATEM’lerin fonksiyonlarının radikal bir değişime ihtiyacı olduğu uzmanlar tarafından dahi tartışılırken, bu kurumun artık acil servis, pansuman, tedbir işlevinin ötesine geçme kararını bir an önce alması gerekiyor.