Sorumluluğu bir işi ve işin sonuçlarını üstlenme, işten doğacak sonuçlar hakkında hesap verme olarak tanımlayabiliriz.Çevremizdeki bitkilere ve hayvanlara baktığımızda her birinde örnek alınacak bir görev bilinci olduğunu görürüz.Bir bitki en zor şartlarda bile çiçek açıp,meyve verme ve içindeki kabiliyetleri yansıtma azmiyle donatılmıştır.Aynı zamanda her hayvan doğaya ve insanlara faydalı olabilmek ve için görevlerini tamamlar.
İnsan, canlılar arasında en kabiliyetli,en bilinçli,görev ve sorumluluklarının farkında olan varlıktır.İnsan, doğası gereği sorumluluk almak ister.Çünkü sorumluluk davranışı kişiye öz yeterlilik ve özgüven duygusu kazandırır.Bu duygular kişinin başarılı olmasında,toplum içinde sevilen ve sayılan bir birey olmasında, önemli bir yere sahiptir. Sorumluluk öğrenilen bir kavramdır.Her ebeveyn çocuğunun sorumluluk sahibi, ev işlerinde yardım eden,kişisel bakımına özen gösteren,ödevlerini yapan,arkadaşlarıyla güzel ilişkiler sürdürebilen,kendi ayakları üzerinde durabilen,verdiği sözü yerine getiren, yaptığı hatalardan dolayı özürdilemekten yüksünmeyen ve dürüst bir birey olmasını arzu eder.
Sorumluluk duygusu kazandırma, aynı zamanda ebeveynin de sorumluluk sahibi,sözünde duran ve çocuklara karşı görevlerini yerine getiren, onların duygusal,fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayabilen bir ebeveyn olması ile mümkündür.Çünkü çocuklar ebeveyninin davranış,tavır ve duygularını beynin ön tarafındaki ayna nöronlar vasıtasıyla kopyalar ve model alırlar.Dolayısıyla eşine öfkeli olduğu için çocuğunun ihtiyaçlarını görmeyen bir anne sorumsuz bir davranış sergilediği için çocukta öfkeli olduğunda sorumlu bir davranış sergilemeyecektir.
Çocuklar için 0-6 yaş dilimi kişiliğinin oluşmasında önemli bir yere sahiptir.Çünkü kişiliğin temelleri bu süreçte atılmış olur.Dolayısıyla sorumluluk sahibi bir çocuk yetiştirmek için yaşamın bu ilk yıllarında çocuğun gelişim basamaklarını dikkate alarak çocuğa iyi bir rol model olmanın yanı sıra onun bilişssel,duygusal,sosyal ve fizyolojik gelişimini destekleyerek doğru ebeveyn tutum ve davranışları gösterme,aile içi sağlıklı iletişim ve sınırlar geliştirme,aile içi görev dağılımı ve kurallar koyma ,aile içi güç ve otoritenin dengeli dağılımı ve aile içi karar verilirken çocuğun fikrinin sorulması özellikle onu ilgilendiren konularda onun düşüncelerinin esas alınması çocuklarda güven duygusu beraberinde özerkleşme ve kendi kararlarını kendi verme yetisini geliştirdiği için kararlarının arkasında durma ,sonuçlarına katlanma ve yaptığı yanlışlarda bedel ödeme yetilerinide geliştirmiş olur.
Çocuk dünyaya geldiğinde 0-1 yaşlık dönemde annesini kendisinin bir uzvu ya da uzantısı gibi görmekte ve ona bağımlı olduğu için onu göremediğinde huzursuzlanmaktadır.Çocuk aslında gelmiş olduğu yeni ortama uyum ve adapte olabilmek için önce güven duygusunu kazanmak ister. Duygu ve refleksleriyle annesiyle ilişki kurmaya başlar.Kendi tepkilerinin annesinde nasıl tepki oluşturduğunu gözlemleyerek bu ortamın güvenli yada güvenli olmadığını deneyimler.Anne bu süreçte çocuğun fizyolojik ve duygusal ihtiyaçlarını yerinde ve yeterince karşılaması çok kıymetlidir.Anne sadece bakım verip ama duygusal olarak çocuğuyla aynı eş duyum ve frekansta olmazsa ,çocuk hayata güvensiz bağlanabilir.Tam tersi hayata güvenli bağlanan çocuk insanlara dürüst davranan, güvenen ve güven veren ,ayrıca yaptığı davranışlarının sonucuna katlanmaya hazır hale gelmiş olur.
Çocuk 1-3 yaş aralığında emeklemeye,yürümeye ve etrafındaki eşya ve nesneleri tanıma,anlama ve keşvetmeye başlar.Bu süreç aslında anneye ilk altı ayda bağımlı olan çocuğun özerkleşme sürecidir.Eğer çocuk bu süreçte ebeveyni tarafından aşırı kontrol edilir, engellenir,kısıtlanır ve özerk davranışlara teşvik edilmezse çocuk;kendi ayakları üzerinde durabilme,kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilme konusunda utanç ve şüphe duygusu geliştirerek, özerkleşme duygusunu geliştiremez ve anneye bağımlı bir çocuk olarak, sorumluluk bilincinden uzaklaşmış olur.
3-6 yaş dilimine gelmiş olan çocuklar hayali ve var olmayan varlikları sembollerle ifade ederek daha bağımsız bir şekilde oyun ve davranışlar geliştirmeye başlarlar.Ayrıca küçük bir bilim insanı gibi çokça soru sordukları ve cinsel merak duygularının yüksek olduğu bir dönemden geçmiş olurlar.Ebeveyn tarafından yeterli destek göremez,azarlanır ve cinsel organlarıyla oynadıkları için cezalandırılırlarsa girişimcilik duygusu geliştirecekleri yerde suçlululuk duygusu geliştirmiş olurlar.Bu durumda bağımsız davranış sergileme,hedef belirleme ve kendini yeterli görme gibi sorumluluk davranışları geliştirmemiş olurlar.
Sonuç olarak,çocuğun sorumluluk sahibi bir birey olabilmesi, ebeveynlerin başta sorumluluk sahibi olması ve bütün gelişim dönemlerinde çocuğun ihtiyacına göre doğru olan tutum ,tavır ve davranışlar göstererek ona rehberlik yapmasıyla gerçekleşebilir.Çocuğun psikososyal gelişim evrelerinde bir evrenin başarılı şekilde tamalanmaması ,diğer evreleri de olumsuz etkileyecektir.Mesela 0-1 yaşta çocuk, güven duygusu yerine güvensizlik duygusunu deneyimlediyse,bu olumsuz duyguyu, bir sonraki gelişim dönemine aktaracaktır .Dolayısıyla bir sonraki aşamada özerklik duygusunu kazanmak yanlış ebeveyn tutumuyla birlikte daha da güçleşecektir.Sorumluluk duygusu kazanamayan çocuk maalesef özgür olmak yerine bağımlı,kararlı davranış yerine kararsız,güven vermek yerine güvensiz,girişimci davranış yerine pasif davranış sahibi olabilir.