Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Hazım KORAL
  3. Filistin Serencamı (3)
Yayınlanma: 04 Şubat 2018 - 19:44

Filistin Serencamı (3)

04 Şubat 2018 - 19:44
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Filistin Serencamı (3)
Hazım KORAL
yazar

Filistin Serencamı (3)

Hazım Koral, Filistin konusundaki yazı dizisine devam ediyor.

 

2003 Haziran'ında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, Ortadoğu konusundaki siyasetini uzun süredir beklenen bir konuşmayla açıkladı. Bush konuşmasında Filistinlilere 'teröre taviz vermeyen' bir lider belirlemeleri çağrısında bulundu. Filistinli mücahid grupların yoğun müzakereler ardından haziran ayında ilan ettiği ateşkes ise ancak 7 hafta süreyle geçerli oldu. İşgalci İsrail'in hava saldırıları ve buna mukabil istişhadi eylemlerin yoğun yaşandığı bir yıl oldu. Siyonist İsrail'in mart ve nisan aylarında Hamas'ın ruhani lideri Şeyh Ahmet Yasin'le örgütün önde gelen isimlerinden Abdülazizi el Rantisi'yi şehid etmesi Filistinliler arasında büyük tepkiye neden oldu. Korsan İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze'den yerleşimcileri ve askerleri çekme planını açıkladı. Aynı yıl içinde İsrail Yüksek Mahkemesi, duvarın güzergahının değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Temmuz ayında da Lahey Adalet Divanı duvarı yasadışı ilan etti. Ancak İsrail bu kararlara rağmen duvar inşaasını sürdürdü. Ekim ayının sonlarında rahatsızlanan Filistin lideri Yaser Arafat, 11 Kasım'da tedavi için götürüldüğü Fransa'da hayatını kaybetti. Mahmud Abbas, Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğine getirildi. Ocak ayında Filistin'de yapılan seçimler sonunda Mahmud Abbas özerk yönetimin başkanlığına getirildi.

 

Bu ara Gazze Şeridi’nde Filistinli direnişçiler işgal güçlerine karşı aralıksız bir şekilde mücadele veriyordu. Ölüm kusan silahlarına rağmen Siyonistler bu direnişçi gençler karşısında adeta çaresiz kalmıştı. Ariel Şaron ise çaresiz bir şekilde Knesset’i ikna etmeye çalıştı. İkna çabalarından sonra Gazze'den çekilme planı için hükümetinden onay aldı ve plan 2005 ağustos ayı sonunda uygulanmaya başlandı. Bu ara Gazze'de bulunan işgalci yerleşimciler zorla bölgeden uzaklaştırıldı. Ocak ayı başında beyin kanaması geçirerek komaya giren Ariel Şaron'un yerine gelen Ehud Olmert, Kadima adlı yeni bir parti kurdu. Kadima, seçimler sonunda merkez sol İşçi Partisi ve aşırı Ortadoks Şas Partisi'yle koalisyon oluşturdu. İlk başta güçlü bir kamuoyu desteğine sahip olan Olmert, bu güce güvenerek temmuz ayında Lübnan'ı işgal etme hayaliyle Beyrut'un da aralarında bulunduğu bazı kentleri günlerce bombaladı. 33 gün süren bu saldırı ve bombardumanlara Hizbullah öyle bir karşılık verdi ki, atılan füzeler Tel Aviv ve Yafa’ya düşmeye başladı. Siyonist İsrail’in işgali altındaki birçok kentte günlerce insanlar sığınaklardan çıkamaz oldular. Öte yandan, karadan Lübnan içerisine ilerlemeye çalışan tankçı birlikleri birçok zaiyat vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Korsan İsrail için yaşanan tam bir hezimetti. Nitekim sonunda ilan edilen ateşkesin ardından Olmert, Hizbullah’ın elindeki esir askerleri kurtarmayı başaramadığı ve savaşı yönetme biçimi nedeniyle Knesset ve kendi halkı tarafından ağır şekilde eleştirilere maruz kaldı. 

 

Hizbullah’ın zaferi başta Filistin olmak üzere bütün İslâm dünyasında sevinç ve takdirle karşılanmıştı. Bu olaydan altı ay sonra Filistin'de, (ocak ayında) düzenlenen seçimlerden Hamas ezici zaferle çıktı ve tek başına hükümet kurdu. Bu gelişmeden Siyonist İsrail ve ABD son derece rahatsız olmuştu. Korsan İsrail’i tanımayan Hamas’a hemen uluslararası ambargo uygulanmaya başlandı. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Hamas’ı gerekçe göstererek, Filistin'e mali yardımları durdurunca, Hamas hükümeti kamu çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemez hale geldi. Bu ara Hamas'la El Fetih arasında tırmanan gerilim çatışmalara dönüştü. Bu çatışmalar kimi gözlemcilere göre, Filistin'i bir iç savaşın eşiğine getirdi. Geçen yılın mayıs ayında, tarafların üzerinde uzlaşabileceği bir siyasi zemin olması için İsrail cezaevlerinde bulunan önde gelen El Fetih ve Hamas'lı isimler, "cezaevi belgesi" olarak anılan bir bildirge hazırlamıştı. Direnişin 1967'de işgal edilen topraklarla sınırlı tutulmasını ve İsrail'in üstü kapalı olarak tanınmasını öngören bildirge  uzlaşmacılara adeta umut vermişti ama, bu belge de anlaşmazlıkları gidermeye yetmedi. Sonuç yine anlaşmazlık ve yine hüsrandı.

 

Hamas'ın belgenin bazı noktaları üzerindeki itirazları karşısında Filistin lideri Mahmud Abbas, konuyu referanduma götüreceğini ilan etti. Bu amaçla Hamas'a tanınan süreler tekrar tekrar uzatıldı, referandum kozu yerini erken genel seçime gitme tehdidine bıraktı, ancak Abbas bu adımları hayata geçirme aşamasına gelmedi. "İç savaş" endişeleri nedeniyle devreye giren bazı Arap ülkeleri aracılığıyla Mekke'de bir araya gelen Filistinli rakip gruplar Hamas ve El Fetih'in ulusal birlik hükümeti kurulması üzerinde anlaşmaya vardı. Ancak İsmail Haniye başkanlığındaki hükümetin ömrü uzun olmadı. El Fetih'le Hamas arasında yaşanan çatışmalar sonunda, haziran ayında Hamas Gazze'nin kontrolünü ele geçirdi. Mahmut Abbas hükümeti azletti. Hamas kontrolü altındaki Gazze'de hükümet kurdu,  Abbas ise, Selam Feyyad başkanlığında yalnızca Batı Şeria'yı kontrol edebilen bir hükümet kurdu. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush, temmuz ayı ortasında İsraillilerle Filistinliler arasında barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını tartışmak üzere uluslararası bir toplantı yapılması çağrısında bulundu. Filistin ile Korsan İsrail tarafları "konferansın sonuç bildirgesi" konusunda uzlaşmakta zorlanınca toplantının yapılacağı yer ve tarihin açıklanması son dakikaya kaldı. Amerikalı yetkililer, kasım ayı ortasında konferansın 27 Kasım'da Annapolis kentinde düzenleneceğini açıkladı. Ancak bu konferans da sonuç vermemişti. Çünkü her iki tarafın da akidevi anlamda uzlaşması mümkün değildi.

 

27 Aralık 2008'de Siyonist çeteler "Dökme Kurşun" adını verdikleri operasyonla bu sefer Gazze'ye saldırdı. (O gün cumartesi idi! Cumartesi günü Yahudilerce düğme dikmek bile yasak ve günah addedilmekte ancak katliam yapmak dinî bir vecibe olarak görülmekte.) Bu bombardumanlarda İsrail kimyasal silah kullandı. İsrail uçakları okullara sığınan biçare insanların üzerine fosfor bombası yağdırdı. Bu katliam bir ay kadar sürmüştü. İsrail'in Hamas'ı çökertmek ve etkisiz kılmak bahanesiyle bu saldırıyı grerçekleştirmişti. İsrail bu saldırıda mezuniyet töreninin yapıldığı bir polis merkezini vurarak aralarında Hamas'ın üst düzey emniyet görevlilerinin de bulunduğu 140 polisi şehid etti. 60 savaş uçağının katıldığı bu "dökme kurşun" operasyonunun sadece ilk saatlerinde 250 dolayında Filistinli hayatını kaybetti. Dünya seyrediyor, İsrail Gazze'yi bombalamaya devam ediyordu. Bu katliamda toplam 1300 masum insan katledildi. 1 Ocak 2009'da İsrail uçakları Hamas'ın üst düzey liderlerinden Nizar Rayyan'ı evini bombalayarak şehid etti. Cani İsrail 3 Ocak 2009'da Gazze'ye yönelik kara operasyonuna başladı. 15 Ocak 2009'da Hamas hükümetinin İçişleri Bakanı Said Siyam, oğlu, erkek kardeşi ve ailesiyle birlikte İsrail'in füze saldırısında şehid oldu.

 

Bu bombardumanlar ve kara harekâtı 22 gün sürmüştü.. Başta Hamas, İzzettin el Kassam Tugayları ve İslâmî cihad olmak üzere bütün Filistinli savaşçı gruplar elbirlik olup gösterdikleri mukavemetle düşmanı bi iznillah geri püskürtmeyi başarmışlardı. Ancak bu süre zarfında çok şiddetli bombardumanlara maruz kalan Gazze büyük yara almıştı. Şehrin altyapısı adeta tamamen çökmüştü. Elektrik trafoları, su şebekeleri bombaların hedefi olmuştu. Okullar, hastaneler, cami ve binlerce ev-bina enkaz yığınına dönmüştü. İsrail bu saldırıda "orantısız güç" kullandığı gerekçesiyle 5 Kasım 2009 tarihinde savaş suçu işlemekle itham edildiği Goldstone Raporu, BM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Ama hepsi o kadar. Yani her zaman olduğu gibi bu raporun ardından her hangi bir yaptırım kararı gelmedi. BM'nin ve dolayısıyla dünyanın bu tutumu ve bu sessizliği melun İsrail'i cesaretlendirmekten başka bir işe yaramıyordu. Bu sessizlikten, bu tepkisizlikten dolayıdır ki, kan içici İsrail 13 Eylül 2011 tarhinde kumsalda oynayan çocukların üzerine ateş ederek fütursuzca cinayet işleyebiliyordu. (Çocuklara yönelik aynı cinayetin bir benzerini 16 Temmuz 2014 tarihinde işledi.)

 

 "Rotamız Filistin Yükümüz İnsanî Yardım" sloganıyla Gazze'ye doğru yola çıkan Mavi Marmara gemisine uluslararası karasularında saldırıp 9 vatandaşımızı şehid eden İsrail pişkinliğinden ve cüretkârlığından zerrece ödün vermiyordu. 31 Mayıs 2010 tarihine tekabül eden bu katliam "savaş sebebi"nden başka bir şey değildi. Siyasîlerimiz, "Bunun hesabını soracağız" diyerek hiddetli bir şekilde gürleyip durdular. Ancak konjonktürel şartlardan dolayı mıdır, yoksa maslahat icabı mıdır, bu olay zamanla adeta sineye çekildi. Boykot ne demek, her türlü ticaret zaten öteden beri artarak devam ediyor. Ayrıca 28 Şubat sürecinden önceki askerî işbirliği anlaşmaları ne durumda bilmiyoruz! 22 Eylül 2010 tarihinde BM İnsan Hakları Konseyi yayınladığı raporda, İsrail'in 9 vatandaşımızın katledildiği Mavi Marmara baskınını "yasadışı, orantısız ve kabul edilemez gaddarlık" olarak nitelendirdi ve Filistin toprağına deniz ablukası uygulamasının "yasadışı" olduğunu ilân etti. Hepsi bu kadar, yaptırım yine hak getire! Az önce, "Mavi Marmara gemisine saldırmak savaş sebebidir" ifadesini kullandık. Oysa asıl "savaş sebebi" İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki gayr-i meşru varlığıdır. Sadece İranlı mesuller değil, her Müslüman bunu böyle bilmelidir! Bu bir akidevî meseledir. Siyonist İsrail mutlak şerdir. Siyonist İsrail mutlak musibettir. Siyonist İsrail mutlak necasettir...

 

Gayr-i meşru bir şekilde Filistin topraklarına çöreklenen İsrail işgale ve katliama doymak bilmiyor. 69 yıldan beri her fırsatta katliam yapıyor ve yeni yeni açtığı yerleşim birimleriyle sürekli işgalini genişletiyor. (En son Gazze saldırısı esnasında, eş zamanlı olarak Batı Şeria'da 4 bin dönüm araziyi gasp ettiler.) Siyonist İsrail bir taraftan işgallere devam ederken diğer taraftan da biçare Filistin halkına sadece gıda maddelerinde değil konut yapımında da ambargo uyguluyor. Örneğin Kudüs'te kalabalık bir Filistinli aile gecekondu misali yaşadığı evinin bitişiğine bir oda eklemeye kalksa bu onun başına yıkılır. Veya Kudüs'te ikamet eden bir Filistinli aile birkaç günlüğüne Gazze'deki akrabalarını ziyarete gitseler, döndüklerinde evlerine Yahudi bir ailenin yerleştirildiğini görürler. Ve oradan tard ve derdest edilerek uzaklaştırılırlar. Bu da işgalin bir başka çeşididir. Kudüs'te yaşayan Müslümanlar sürekli taciz edilmekte, saldırılara maruz kalmaktadırlar. Kudüs kentine yakın kırsal alanlardaki mezra türü küçük yerleşim birimlerini veya birbirlerinden uzak evleri çok rahat bir şekilde boldozerlerle yıkıp arazilere el koymaktadırlar. Metazori olarak gasp edip boşalttıkları bu arazileri kendilerine yerleşim birimi açmaktadırlar. Birçok köyde ahalinin bahçelerindeki zeytin ağaçları bile sökülüp alınmaktadır.

 

Elbette ki sadece Kudüs'te değil tüm Filistin'de an be an sessiz bir arındırma, sessiz bir soykırım ve sessiz bir işgal yaşanmaktadır. Aslında sessiz değil, sessiz olan dünya! Sessiz olan insanlık! Elbette ki sessiz olmayan erdemli insanlar da vardı bu dünyada. Örneğin Rachel Corrie gibi.. Siyonist haydutlar Gazze'de bir ailenin evini barkını yıkmaya teşebbüs ettilerinde korkusuzca ve tereddüt etmeden boldozerin önüne geçip, elindeki megafonla "Beni çiğnemeden bu toprakları işgal edemezsiniz, beni çiğnemeden bu evleri yıkamazsınız" diye haykırmıştı. Ne yazık ki, boldozerin paletleri ile acımasızca çiğnediler 23 yaşındaki Rachel'in genç ve narin bedenini... Çiğnenen bütün bir insanlıktı aslında... Çiğneyen ise canavar İsrail ve onun hamileri... (16 Mart 2003) Zaman ve yıllar akıp giderken canavar İsrail bütün saldırganlığıyla katliam ve işgale devam ediyordu. Nasıl olsa bu kaniçici vampire dur diyen yoktu. Eylül 2011 tarihinde İsrail mazlum Gazze halkını bir hafta boyunca acımasızca bombaladı ve çoluk çocuk birçok insan yaşamını yitirdi. 13 Mart 2012'de kana doymayan İsrail yine saldırıya geçti. Dört gün boyunca bombaladığı Gazze'yi yine kan gölüne çevirdi...

 

En son 7 Temmuz 2014 tarihinde karadan, denizden ve havadan başlatmış olduğu bombarduman iki ay kadar sürdü. Bu bombardumanlar esnasında 2500 dolayında insan katledildi. Katledilenlerin 600 kadarı çocuktu. Bu bombardumanda Gazze'nin altyapısı tamamen çökertilmiş oldu. Okullar, hastaneler, kamu binaları, camiler yerle bir edildi. Yine dünyanın gıkı çıkmadı. Bombalayan İsrail suçlanan Hamas ve Filistin halkı oldu. Batılı ülkeler her defasında olduğu gibi bu sefer de üç maymunu oynadı. Büyük şeytan Amerika, "İsrail'in kendini savunmaya hakkı vardır" diyerek yapılan katliama onay verdi. Almanya, Fransa ve İngiltere de benzer açıklamalarda, benzer beyanatlarda bulundu. Batı tarihi boyunca ne zaman mazlumun yanında olmuş ki şimdi olsun. Batı ikiyüzlüdür, Batı oportinisttir, Batı menfaatinden yanadır. Batı kendi başından def etmek için Yahudileri Filistin'e yerleştirdi. Yahudiler Filistin'e yerleşmekle bir yönüyle Batı'nın oyununa geldiler. Batılılar o aptal sürüsüne şunları diyordu: "Biz size hamilik yaparız, biz sizi koruruz, Araplar size bir şey yapamaz, biz size silah ve teknoloji veririz. Her zaman destekçiniz olacağız, sizin katliamlarınıza kılıf uydurup 'kendilerini savunma hakkı vardır' diyeceğiz."

 

Aptal Siyonistler de amiyane tabirle gaza geldi. Bu devranın hep böyle gideceğini zannettiler. Oysa zulüm ile adab olunmaz. Bu devran artık değişmeye başladı. Artık işgalci İsrail haydutları için yenilgi dönemi başlamıştır. Hasan Nasrallah boşuna demiyor: "Söyleyin Yahudilere biz Muhammed ordusuyuz, geri geldik ve Kudüs yolunda ilerliyoruz." Bi iznillah bu ilerleyiş devam edecektir. Pek yakında "Allah Teâlâ'nın Zorlu Ordusu" Siyonist haydutları tarumar ederek o kutsal toprakları özgürlüğüne kavuşturacaktır.

 

"Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına, 'Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik. Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına (sığınaklarınıza) kadar girdiler. Bu yerine gelmesi gereken bir vaad idi...... İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Maktis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler.." (İsra:4-7)

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Modern Haçlı Saldırıları - 20 Eylül 2020
  • Cürüm İşlemek Amacıyla Teşekkül Oluşturmak - 30 Temmuz 2020
  • Sorun Sadece İstanbul Sözleşmesi Değil! - 30 Haziran 2020
  • Dünya Kudüs Günü - 30 Mayıs 2020
  • Oruç ve Disiplin - 30 Nisan 2020
  • Koronavirüsün Düşündürdükleri - 02 Nisan 2020
  • İlk Yanlış: ABD adına Ankara'nın Şam'dan Reform Talepleri! - 10 Mart 2020
  • Türkiye, Suriye ile savaştırılmak mı isteniyor? - 16 Şubat 2020
  • Sicili Bozuk Katil Amerika - 25 Ocak 2020
  • ABD ve NATO Musibeti - 15 Aralık 2019
  • ABD'nin Yakın Tarihimizdeki Politikaları ve Trump'ın Küstahlığı - 01 Kasım 2019
  • ABD'nin Taşeronu Suudi Arabistan'a Dur İhtarı! - 30 Eylül 2019
  • Vahdet Bilinci Ve İslam Birliği - 31 Ağustos 2019
  • Ahlâk ve İslâm Birliği - 20 Temmuz 2019
  • Yeni Zelanda Ve Sri Lanka Katliamlarının Düşündürdükleri - 01 Mayıs 2019
  • Şer Ekseni - 30 Mart 2019
  • İslâm Devrimi'nin 40. Yılı - 07 Mart 2019
  • Nikâhta Keramet Vardır - 28 Şubat 2019
  • Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... - 17 Şubat 2019
  • Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü - 05 Şubat 2019
  • 1
  • 2
  • 3
Köşe Yazarları
Etem Sevik
Etem Sevik
Kültür Gündemi
​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
Tarık Sezai Karatepe
​BOSNA'DA BİR KATLİAM: SREBRENİTSA 1995
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
Şener MENGENE
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNERİLER
GÜLNAZ KAYNAK
GÜLNAZ KAYNAK
GIDA ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN KELEPÇE: İKLİM KANUNU
Orta Asya orta Doğu olur mu?
Galip İLHANER
Orta Asya orta Doğu olur mu?
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Ahmet CEKİN
Leman Dergisine ve Destekçilerine Açık Çağrım: Haddinizi bilin!
Abdullah TAŞKIN
Abdullah TAŞKIN
EHLİ KÜFFAR CESARETİNİ MÜSLÜMANLARDAN ALIYOR
Hasan ERDOĞAN
Hasan ERDOĞAN
Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
Doç.Dr.Nurettin Akçakale
İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
Ebru ÖZTÜRK
Ebru ÖZTÜRK
BABALAR GÜNÜ
Cüneyt TÜZEL
Cüneyt TÜZEL
ABUZER'İN SUÇU NE?
ALEYNA KOCABIYIK
ALEYNA KOCABIYIK
Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
Dr.Osman BÜYÜKKAYA
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Sibel Arslan
Sibel Arslan
Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
 Atilla Mehdigil
Atilla Mehdigil
Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
Doğan Bekin
TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
SUAT GÜN
İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
Meryem Özdemir
Meryem Özdemir
ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Emrah POLAT
Emrah POLAT
Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
Nedim ODABAŞ
Nedim ODABAŞ
"Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
Toplumların zehri: Yozlaşma…
KÂMİL ÇAKIR
Toplumların zehri: Yozlaşma…
Ahmet Alparslan Rufai
Ahmet Alparslan Rufai
KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
Davut İZOL
Davut İZOL
GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
HAKAN BERKTAŞ
Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Fehmi DEMİRBAĞ
İSRAİL NASIL KURULDU. 4
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
Özkan Sapsağlam
Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
 Türkan Çiğdem
Türkan Çiğdem
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
Yasin Aktay
Yasin Aktay
Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
Şenay Tek
Şenay Tek
"MEYDAN-I OKUMAK"
Sabri Gültekin
Sabri Gültekin
Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
İsmail Soner SEKMAN
1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
Çok Okunan Haberler
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri Cunta Hazırlığını Gözler Önüne Serdi
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcılığı'na Atandı
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl...
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li İsimlere
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li...
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:...
TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen Atandı
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen...
CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Operasyon
CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet...
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale: Kaymakamlık ve Emniyet Harekete Geçti
Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale:...
Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma Yarattı: Tepkiler Büyüyor
Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma...
Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim