Sivas Madımak’ta ölenler insan da Başbağlar’da ölenler insan değil mi?
Başbağlar’da ölenler insan da Sivas Madımak’ta ölenler insan değil mi?
Neden Alevileri anıyorsunuz da Sünnileri anmıyorsunuz?
Neden Sünnileri anıyorsunuz da Alevileri anmıyorsunuz?
Sivas Madımak’ta ölenler sizin vatandaşınız da Başbağlar’da ölenler sizin vatandaşınız değil mi?
Başbağlar’da ölenler sizin vatandaşınız da, Sivas Madımak’ta ölenler sizin vatandaşınız değil mi?
*
Madımak katliamında Aleviler katledildi.
Başbağlar katliamında Sünniler katledildi.
Her iki olayda da bizim insanlarımız katledildi.
Madımak katliamını zamanın derin devleti organize etti.
Başbağlar katliamını zamanın derin devleti PKK’ya yaptırdı.
*
Madımak’ı ananların büyük bir çoğunluğu Başbağlar’ı anmıyor.
Başbağları ananların büyük bir çoğunluğu Madımak’ı anmıyor.
Neden?
İkisi de katliam değil mi? İkisi de şiddet değil mi?
Madımak’ta katledilenler arasında sevmediğin, fikirlerini beğenemdiğin, … insanlar olabilir.
Fikirlerini eleştirirsin. Ama katliamı kınamamak normal bir şey değil.
Başbağlar katliamında masum köylüler, PKK tarafından katledildi.
Başbağlar katliamını kınmayanların insanlığı bile şüphelidir.
Madımak Katliamı 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşti.
Başbağlar Katliamı 5 Temmuz 1993’te gerçekleşti.
Arada sadece 3 gün var.
Neden Alevi-Sünni ayrımı yapıyorsunuz?
Herşeyde ortaklaşmak elbette mümkün değildir.
PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C terör örgütlerine karşı ortaklaşmak zorundayız.
Her vatandaş, bütün terör rögütleriyle mücadele etmek zorundadır.
Şiddet kullananlara karşı ortaklaşmak zorundayız.
Gari meşru şiddeti kim yaparsa yapsın, nereden gelirse gelsin, … şiddete karşı durmalıyız.
Fikirlere karşı, fikirle mücadele etmeliyiz.
Şiddet ancak nefsi müdafa olunca, meşru olunca kullanılır.
***
Suriyelilere saldıranların moğollardan, PKK'dan, DEAŞ’tan hiç bir farkları yoktur
Türklerle Kürtleri ve Arapları birbirlerine düşürerek ayırmak fitnesi, PKK ile ortaya çıkan bir şey değildir.
Binlerce yıldır, Türk-Kürt-Arap arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar.
Türk de Kürt de Arap da; Hucurât Suresinin 10. Ayetini ve Hz. Muhammed (S.A.V.)’in hadisi şeriflerini kendisine rehber edinmiştir.
Türkün de Kürtün de Arabın da rehberi Kuran’ı Kerim (Şeriat)’dir, İslam (Şeriat)’dır.
Türkün de Kürdün de Arapın da en büyük birleştirici gücü, İslam Dinidir.
*
İşte bu işin sırrı buradadır.
Türk-Kürt-Arap çatışmasının kitlelere yayılmasının önündeki en büyük engel: İSLAM DİNİ’dir.
*
Hucurât Suresi 10. Ayet, “Bütün mü'minler kardeştir. O halde her ne zaman araları açılırsa, kardeşlerinizin arasını düzeltin ve yolunuzu yordamınızı Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışın ki, O'nun rahmetine erebilesiniz.
*
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “İleride birtakım fitneler meydana gelecektir. O zaman oturan kişi, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyen de koşandan daha hayırlıdır. Fitne çıkarmaya yeltenen kişi kendisini o fitnenin içinde buluverir. Kim de (fitneden kurtulup) sığınacak bir yer bulursa hemen oraya sığınsın.”
*
Bütün ihtilaflarımızda bize rehberlik edecek reçete; Hucurât Suresi 10. Ayeti ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’nın hadisi şerifleridir.
*
Bir fitne ortaya çıktığında, kims eo fitnenin içine girmeyecek. Devletin ilgili birimleri o fitneye müdahale edecek.
*
Kayseri isyanı, 2. Kobani isyanı denemesi oldu adeta
1 Temmuz 2024 tarihinde; Suriyeli bir sapığın, Suriyeli bir kıza tacizini bahane edenler, Kayseri’de bir isyan denemesi yaptılar.
2 Temmuz 2024 Tarihinde Suriye’de bayrağımıza ve tır şoförlerimize karşı olaylar çıktı.
*
Kobani İsyanına bahane olarak, DEAŞ’ın Suriyeli Kürtlere saldırısı kullanılmıştı.
Kayseri İsyanında da bir taciz olayı kullanıldı.
PKK da Türkiye’deki herhangi bir taciz olayını Büyük Kürt İsyanı çıkarmak için bahane olarak kullanabilir.
*
Kobani olaylarında, ABD dönüşü isyanın ateşini yakan Selahattin Demirtaş eğer aamcına ulaşsaydı, yani Kobani olayları bir Kürt isyanına dönüşseydi, bugün başka bir Türkiye’de olurduk.
PKK’nın, PKK’yı desteklemeyen Kürtlere karşı giriştiği olaylar, Kürtlerarası bir iç-çatışmaya dönüştü.
Türk-Kürt çatışmasına dönüşseydi, Suriye gibi bir iç çatışma yaşayabilirdik.
*
Kayseri olayları da neredeyse bütün illerdeki Suriyelilere karşı bir iç çatışmaya dönüşecekti.
Bunu planlayanların gerçek amacı da buydu.
Devletimizin yerinde müdahalesi, halkımızın sağduyusu, … yine galip geldi.
Olaylar 81 ile yayılmadan önlendi.
Olaylar sadece birkaç ille sınırlı kaldı.
*
Yabancı düşmanlığı terör kapsamına alınsın.
Suriyelilerin, yabancıların işyerlerine saldıranlar, … terör kapsamına alınmalıdır.
Suç son derece caydırıcı olmalıdır.
Aksi halde bu çeteler, iç-savaş çıkarma denemelerine devam ederler.
Suriyelilere tepki gösterenler elbette marjinal birkaç grup
Bu tepki geniş kitlelere yayılmamalıdır.
*
Geçmişte Kürtlere yönelmiş olan marjinal gruplaırn ırkçılığı,
Bugün Suriyelilere yönelmiş durumda.
Geçmişte Kürtlere saldıran marjinaller,
Bugün Suriyelilere saldırmaktadır.
Bu marjinal gruplar geçmişte Türk-Kürt çatışması çıkarmayı başaramadı,
Bugün de Türk (Kürt) - Suriyeli (Kürt) çatışması çıkarmayı başaramayacaktır.
Olan mazlum bazı Suriyelilere oluyor.
*
Bu tür olayların çıkmasına ve yayılmasına engel olmamız gerekiyor.
Suriyeliler bu şekilde hedef alınırsa, etkiye karşı tepki oluşur.
Suriyeli gruplar oluşur.
Suriyeli çeteler oluşur.
Suriyeli mafyalar oluşur.
Suriyeli milliyetçiliğini arttırır.
Suriyelilerin her olayda birlikte hareket etmelerine sebep olur.
*
Suriyeliler, Türkler, Kürtler, Araplar, … diye gurplaşmaların çıkmasının önüne geçmemiz gerekiyor.
Bu entegrasyonu sağlamamız gerekiyor.
81 ilde konferanslar, etkinlikler, … düzenlenmelidir.
Suriyelilerle ilgili yalanların deşifre edilmesi için 81 il ve bütün ilçelerde çalışmalar yapılmalıdır.
*
Suç işleyenlere ancak devletin ilgili birimleri müdahale edebilir.
Çetelere bir hukuk devletinde yer yoktur.
Latin Amerika, Afrika, Meksika, … ve bazı komşularımızdaki (Irak, Suriye, Lübnan, İsrail, …) çeteleşmelere, … Türkiye’de yer yoktur.
*
Bir işyerine müdahale edilecekse, bu müdahaleyi devletin kolluk kuvveti yapmalıdır.
Yaklaşık olarak 4 milyon Suriyeli kardeşimiz, Türkiye’de yaşamaktadır.
Bu dört milyon insanın içinde her türlü insan vardır.
Suça bulaşanlar da olacaktır.
Suça bulaşanlara müdahale, hukuk devleti sınırları içerisinde yapılır.
Hukuk Suriyeli, Arap, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Yahudi, Müslüman, Afgan, Pakistanlı, Hristiyan, … ayrımı yapmadan eşit bir şekilde muamele eder.
Hiç kimse kendisini, devletin yargısının, kolluk gücünün, … yerine koyamaz.
Hiçbir çete, kendisini devletin kolluk gücünün yerine koyamaz.
Hiç kimse ve hiçbir yapı, devletten daha güçlü değildir.
*
Suriyelileri kendimize düşman etmemeliyiz.
Zamanı geldiğinde Suriyeliler kendi vatanlarına gönüllü, onurlu, şerefli, namuslu, haysiyetli, ... ve Türkiye'nin düşmanı olmadan dönecektir.
O zamana kadar bu ortamı oluşturmamız gerekiyor.
Suriye’de Suriyeliler için güvenli bir ortam oluşturma çalışmalarımızı, hem Türkiye’de hem Suriye’de engellemeye çalışan provokatörler, istihbarat aparatları var.
Bu elbette kolay değil ve uzun bir zaman alacak.
Sabrederek sonuca ulaşacağız.
***
Azerbaycan; Türkiye ile mi birleşecek, yoksa İran ile mi birleşecek?
Türk kökenli Mesud Pezeşkiyan, İran Cumhurbaşkanı oldu. Kendisini tebrik ediyorum.
İran'ın birlik ve beraberliğini sağlaması için, İran derin devlet aklı tarafından önü açıldı.
Pezeşkiyan İran’daki bütün gruplar tarafından sevilen biri.
Pezeşkiyan; İran nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan Güney Azerbaycan Türklerinden, Türkmenlerden, Kürtlerden, Araplardan, Belucilerden, Farslardan, ... oy alarak seçildi.
Pezeşkiyan, Türk dünyasının desteğini de alarak, Orta Asya üzerinde İran etkisini arttırabilir.
Artık ABD/İsrail-İran rekabetinde, Türk dünyası İran'ın yanında durabilir.
ABD/İsrail ikilisi İran ile ilgili bir adım attığında, Türk dünyasını dikkate almak zorunda kalacak.
Türkiye Pezeşkiyan’ı değerlendirerek, Türkiye-Azerbaycan-İran-IKBY işbirliğini geliştirebilir.
Ermenistan Orta Asya ile Türkiye arasında tampon bölge olmaktan çıkartılabilir.
PKK, DEAŞ, BOKO HARAM, … gibi terör örgütleri ile mücadelede İran desteği sağlanabilir.
***
Sebep asabiyeti olarak Milli Takımlar
Bizi birleştiren temel olgularımızdan biri olan Milli Futbol Takımımız, Avrupa Kupasında çeyrek finale kadar yükseldi.
Milli futbol takımımız da Voleybol Milli Takımımız gibi bizi gururlandırdı.
Bazı istisnalar dışında bütün Türkiye bir oldu.
Melih Demiral şahsında bütün Türkiye’ye karşı yapılan haksızlık bizi birleştirdi.
Türklerin bir sembolü olan Bozkurt işareti yasaklanmaya çalışıldı.
Bozkurt işareti ırkçı bir sembol olarak ilan edilmeye çalışıldı.
Sadece bir partiye (MHP) mal edilmeye çalışıldı.
Nazi sembolü ile bir tutulmaya çalışıldı.
*
İslam’da ırkçılık yoktur
Bizim geçmişimizde ırkçılık yoktur.
Geleceğimizde de ırkçılık olmayacaktır.
Bayrağımızda da ırkçılık yoktur.
İstiklal Marşımızda da ırkçılık yoktur.
*
İslam dünyasında ırkçılık yoktur.
Irkçılık Batılı bir gerçekliktir. Batı kaynaklıdır.
Türk, Kürt, Arap, … Alevi, Sünni, … bizim kültürümüzde ırkçılık yoktur.
*
Bizde milliyetçilik vardır, ırkçılık yoktur.
İslam’da milliyetçilik (Sıla-i rahim) vardır, ırkçılık yoktur.
*
Hucurât Suresi 13. Ayet, “Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz, en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.”
*
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Veda Hutbesinde tüm insanlığa seslendi: “Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.”
*
İşte dünya insanlık manifestosu budur.
Bütün dünya insanlığını birleştirecek reçete budur.