Yapılmak istenen şu; Arap Baharı’nı BOP’a vitrin eylemek.
Bilirsiniz vitrin, alıcıya arz edilen şeylerin numunelerinin sergilendiği yer. Şovrum da diyebilirsiniz.
‘Arap baharı’, aslında Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin bölge halklarına sevdirilmesi amacı taşıyan ismi. Kuzey Afrika ülkeleri; Fas, Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır; Ortadoğu ülkeleri ise Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, İran, Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, İsrail, Ürdün, Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Yemen.
Ortadoğu’da yer alan ülkeler üzerinde sinsice planlar yapılırken, Kuzey Afrika ülkelerinde iyiye giden bir hava estiriliyor. Yani mesela Tunus ve Mısır, kastedilerek buradaki gelişmeleri ‘Arap Baharı’ olarak lanse ediyorlar. Güya Ortadoğu’daki ülkelere de bahar bir gün gelecek izlenimi veriyorlar. Afganistan, Irak ve Suriye’nin durumu ortadayken, İran sürekli tehdit altındayken, İsrail topyekûn nükleer bir bomba konumundayken ve Türkiye’ye sürekli Nato savunma sistemleri kurulurken. Tabii saldırma sistemleri zaten mevcut.
İşte bu Batının iki yüzü. Yüzleri kara olsun. Zaten kara da. İki yüzlülük ediyorlar. Biri göstermelik, diğeri kara olan karanlıkta duran yüz. Göstermelik olan kandırmaca anlamı taşıdığı için hep şirin gözükür. Ah bir bilinseniz altında ne hinoğlu hinlik yattığını. Buna vitrinlik yüzü diyoruz. Diğeri de içerideki görünmeyen yüzü ki pislik mi pislik; kan kokuyor, leş gibi… İfadelerimi mazur görün lütfen! Ama onları tanımlamanın başka tarifi de yok.
Kuzey Afrika’ymış, Arap Baharı’ymış, bunlar aslında göstermelik yani vitrin malzemesi. Asıl plan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ yani ‘BOP’. Ortadoğu’da İsrail ve Ermenistan hariç 16 tane İslam ülkesi var. Tabii İsrail de Ermenistan da bölgede birer çıbanbaşı. Şimdi, bu coğrafyanın önemli bir bölümü kana bulanmış durumda. Kalan kısım için ise hazırlıklar son sürat devam ediyor.
İçerideki pisliklerini sürekli kusuyorlar. Ama insanlığa hep vitrini gösteriyorlar. İkiyüzlü pis çıyanlar. Bop projesinin diğer adı aslında dünyayı kana bulama projesi. Adım adım sürüklüyorlar insanlığı bu kan bataklığının içine. Bu bir iftira değil, açın sözüm ona kutsal dedikleri kitaplarına bakın ne yazıyor. “…Orağını uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor.”’ (İncil/Vahiy–14/15)
Daha iyi anlaşılması için biraz daha baştan alırsak; İncil’in son bölümü ‘Vahiy’ olarak isimlendirilmiştir. Az önce verdiğimiz İncil kesitinin önünü-arkasını okuyun hatta bu ‘Vahiy’ bölümünü baştanbaşa okuyun, bu gammaz batının dünyayı nereye sürüklemek istediğini göreceksiniz.
İsa as’ın on iki havarisinden biri de Yuhanna’dır. Vahiy bölümünde İsa, oğul tanrı olarak gösterilirken, Yuhanna peygamber diye takdim ediliyor. Vahiy de Yuhanna’nın dilinden aktarılanları içeriyor. Burada Tanrı’nın üç ‘vay’ından bahsedilir. Yani üç ‘belası’. Birinci ‘vay’da yedi görevli meleğin sırayla borazan çalacakları ve her biri neticesinde dünyada oldukça olağan üstü hadiselerin yaşanacağı oluş ve sonuçlarıyla beraber anlatılıyor. Bir takım melekler, canavarlar, ejderhalar, şeytan, şeytanın melekleri vs. baş aktör konumundadırlar. İlk altı borazan çalınması sonunda dünyanın üçte biri, aynı oranda insanla birlikte yok oluyor. Bu üçte bir insandan kastın Müslümanlar olduğu anlaşılıyor.
Yedinci borazandan sonra o zamana kadar dünyanın egemenliği başkalarının elindeyken artık baba ve oğul tanrıların eline geçmiş oluyor. Yuhanna bu hususta şöyle diyor: “Yedinci melek borazanını çaldı. Gökte yüksek sesler duyuldu. Dünyanın egemenliği Rabbimizin ve Mesih'in oldu. Sonsuzlara dek o egemenlik sürecek.” (İncil/Vahiy–11/15)
On üçüncü bölümde olağanüstü bir canavardan bahsediliyor. Adına Deccal denmese de o anlam çıkıyor. Çünkü deniyor ki: ‘Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabına adı yazılmamış olan herkes ona tapacak.’ (İncil/Vahiy–13/8) Kuzudan kasıt Oğul Tanrı İsa (Mesih)’dır.
İkinci ‘vay’ ise şöyle anlatılıyor; artık tanrının ikinci vayının zamanı gelmiştir. Gökte bulut üzerinde elinde orak olan insana benzer biri vardır. Tapınaktan (Süleyman Mabedi) çıkan bir melek ona şöyle bağırır: “…Orağını uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor.” (İncil/Vahiy–14/15) ‘Bunun üzerine melek orağını yerin üzerine salladı. Yerin asmasının ürününü toplayıp Tanrı öfkesinin büyük masarasına (üzüm sıkma çukuruna) attı. Kentin dışında çiğnenen masaradan kan aktı. Kan, bin altı yüz ok atımı kadar yayılıp atların gemlerine dek yükseldi. (İncil/Vahiy–14/19,20) (Masara, takriben yüz altmış kilometre en ve boyunda iki metre derinlikte koca bir kan gölü. Ekinden maksat ise canavarın (deccal’ın) defterine yazılı olan insanlar anlaşılıyor.
Vahyin bundan sonraki bölümlerinde Tanrının üçüncü ‘vay’ı gerçekleşecek. Yani dünyanın sonu olacak olan Armegedon’un vuku bulacağı anlatılıyor. Burada tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe, “Gidin, Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!” dediği ifadesi yer alıyor. (İncil/Vahiy–16/1)
Devamında ilk üç melek, sırasıyla tasları yeryüzüne, denize, ırmaklara boşaltacaklar. Bununla insanların yaşam şartları ortadan kalkmış olacak. Dördüncü tas Güneş’e boşaltılacak, Güneş insanları yakacak. Beşinci tas Canavar’ın tahtına boşaltılacak ve canavarın egemenliği karanlığa gömülecek. Altıncı tas Fırat Irmağına boşaltılacak. Sonra ejderha, canavar ve sahte peygamberin ağzından üç kötü ruh çıkacak, bunlar dünya krallarını Armegedon denilen yere toplayacak. Arkasından yedinci melek tanrının öfkesi dolu yedinci tası havaya boşaltacak. İşte o zaman doğaüstü birçok hadise gerçekleşecek ve insanlar bu korkunç olaydan dolayı gökteki Tanrıya küfredecek…
Şimdi Amerika’nın son altı başkanının da mensubu olduğu Evanjelizim tarikatı, İncil’in bu ‘vahiy’ bölümünü esas alarak, Siyonist Yahudilerle birlikte dünyada bir vahşet işlemeye devam ediyorlar. Hıristiyan Siyonizm de denilen Evanjelizm Tarikatı’nın 2025 yılına kadar dünyada çok büyük hadiseler gerçekleşecek diye ifadeler kullandıkları ve yukarıda bahsettiğimiz hadiseleri kastettikleri de söylentiler arasında.
İşte durum ortada. İnanılır gibi değil ancak, bunlar ne yazık ki ikiyüzlü batılıların insanlığı kana bulama projeleri. Enteresan olan da BOP’un eş başkanları Türkiye başbakanıyla Yemen eski devlet başkanı. Bu işin içinden nasıl çıkılır iyi düşünün bakalım.
Atilla Mehdigil