Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan’da yaptığı açıklamada “İslam ülkeleri Gazze meselesinde bile bir araya gelemedi! 11 bin masum sivil öldü, 5 bin bebek-çocuk öldürüldü dünya hala sessiz” dedi. Bunun nedenini sorguladınız mı, düşündünüz mü? İslam ülkelerinin böylesine bölük pörçük bir yapı sergilemesinin nedeni nedir? Kuruluş amacı Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı korumak olan İslam İşbirliği Teşkilatı bile neden kınama dışında, “Savaşı durdurun çağrısı” dışında etkin bir rol üstlenemiyor? Bunun nedenini Cennetmekan Erbakan Hocamızın şu tasvirinde aramalıyız: “Siyonizm timsah gibidir. Alt çenesi AB, üst çenesi ABD, gövdesi kukla İslam ülkelerinin liderleri, kuyruğu ise İsrail”… Hocamızın bu tasvirindeki inceliği de anlatayım: Timsah, avını alt ve üst çenesiyle tutar, ama avını döndüre, döndüre kuyruğuyla etkisiz hale getirir.. Kuyruk İsrail, dünyadaki tüm ülkeleri etkisi altına almıştır…
Netice alıcı eylem!
Önceki yazımızda terörist İsrail’in nasıl dize getirilebileceğini kaleme almıştık. Bugün de İslam ülkelerinin böylesine bölük pörçük olmasının Siyonistleri nasıl cesaretlendirdiğinden bahsetmek istiyorum. Siyonist İsrail, onun kuklası ABD, İslam ülkelerinin hemen hemen hepsinin başına kukla idareciler (Erbakan Hocamızın tasviriyle) yerleştirmiştir. Bu idareciler Siyonist İsrail’e de onun kuklası ABD’ye de ses çıkaramazlar… Ses çıkaramazlar derken, kınamayı, halk nezdinde protestoları, mitingleri kastetmiyorum… Erbakan hocamızın “intaç” diye bir sözü vardı… Yani, neticeye ulaşacak eylem…Şu anda hiçbir İslam ülkesinin neticeye ulaşacak bir eyleme imza attığını görebiliyor musunuz? Halk nezdinde protestolar yapılıyor, mitingler düzenleniyor. Bu mitingler, Siyonist kuklası ABD’de de yapılmakta… Almanya’da da yapılmakta… Avrupa Birliği’nin her ülkesinde yapılmakta… Peki bebek katili, vahşi,Vandal, barbar, savaş suçlusu İsrail, bunları tınlıyor mu? Alışmış kudurmuştan beterdir hesabı, İsrail kurulduğu günden beri Filistin topraklarında yayılmacı politikalarında Müslümanlara türlü eziyetler, işkenceler yaptı. Birleşmiş Milletlerden, İslam ülkelerinden kınamalar geldi… İsrail, hiç birisini dikkate aldı mı? 1967 yılında Filistin toprakları içinde nokta gibi bir devlet olan (bize göre devlet değildir, defacto biçimde kurulmuş emperyalizmin kuklasıdır) İsrail, bugün geldiği noktada bu mukaddes toprakların üzerine çökmüştür. Küresel emperyalistlerin göz yummasıyla, sırtını sıvazlamasıyla, onlardan cüret ve cesaret alarak topraklarını genişletmiştir.
Cılız protestolar, cılız kınamalar
7 Ekim’deki Hamas mücahitlerinin saldırıları terörist İsrail için bir fırsat olmuştur. Şimdi, yine küresel emperyalistlerin desteğini de arkasına alarak masum, mazlum Gazzelileri Sina çölüne silmek süpürmek için iki atom bombası gücünde bombayı Müslüman kardeşlerimizin üzerine atmıştır. Şu anda Gazze’de 40 bin bina tamamen yıkık durumdadır, 250 bin bina ise ağır hasarlı durumdadır. Yanisi, Gazze 7 Ekim’den beri terörist İsrail’in bombardımanlarıyla neredeyse haritadan silinmek üzeredir. Dünyanın sessizliğini anlıyoruz… Onlar, Peygamberimizin “Küfür tek millettir” hadisi şerifinin gereğini yapıyorlar. Açık şekilde bu katliamlara destek veriyorlar. ABD, zaten savaşta taraf olduğunu açıkladı. AB ülkeleri de terörist İsrail’i desteklediklerini beyan ettiler. Gelelim İslam ülkelerinin durumuna? Cılız protestolar, kınamalar, mitingler… Bebek katilleri, faşist İsrail bildiğini okumaya devam ediyor. Hemen bu noktada Erbakan Hocamızın iktidara gelir gelmez kurmak için harekete geçtiği D-8 ülkelerini hatırlatmak isterim. Belki de D-8 ülkeleri ideali hayata geçirilmiş olsaydı, (Adı var kendi yok) yani devam ettirilseydi, bugün terörist İsrail Gazze’ye tonlarca bomba yağdırma cesaretini ve cüretini kendinde bulabilir miydi?
Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır
Peygamber Efendimiz (sav) “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” buyuruyor. İslam ülkelerinin acilen birlik ve beraberliğe ihtiyaçları vardır. Öncelikle İsrail’i nasıl hizaya getirecekleri noktasında ortak bir toplantı organize etmeliler… Boykotun boyutunu tartışmalılar..: İstişare etmeliler… Terörist İsrail’e karşı kuvayi- milliye ruhuyla savaşan mücahitler Hamas’a yapılacak silah ve mühimmat desteği konusunda acil karar almalılar… Artık bu toplantı nerede organize edilecekse? İslam ülkeleri Gazze konusunda bile bir araya gelemediler açıklanması yapan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de garantörlüğü konuşuyor ama önce İsrail’in dize getirilmesi ile ilgili böylesi bir toplantıyı organize etmeli. İslam İşbirliği Teşkilatı bugün işlevsiz bir kurumdur…. Adı vardır, kendisi yoktur… Gazze’de masumlar öldürülürken, Müslümanlar soykırıma uğrarken, katledilirken İslam İşbirliği Teşkilatının inisiyatif alıp daha üst perdeden bu katliamlar için ne yapılabileceğini hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz sadece kalemimizle bu katliam için beddua niyetiyle yazılar kaleme alıyoruz. Rabbimiz inşallah bunun ecrini verir. Ama Resulullah (sav) Efendimiz, “Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, eliyle düzeltemiyorsa, diliyle düzeltsin, ona da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin. Kalbiyle buğz etmesi (beddua etmesi) imanının en düşük seviyesidir” buyuruyor. Beddua, beddua, beddua… Kınama, kınama, kınama… Yürüyüş, yürüyüş, yürüyüş… Protesto, pretosto, pretosto… Miting, miting, miting… Var mı bir netice? Allah aşkına şu katliamları durduracak bir babayiğit çıkmayacak mı?
Ebabil mi bekliyoruz?
Ebabil mi bekliyoruz? Rabbim ebabil gönderse, inanın Erbakan hocamızın deyimiyle o ebabiller gelir İslam ülkelerindeki gamsızların üzerine taşlarını bırakırlar. Acilen Hamas’a yardım gönderilmeli… Acilen birlik ve beraberlik sağlanmalı… Rabbim elbette kudret sahibidir… Kahhardır… Rabbim elbette işini bilir… Ama Müslümanlar da böylesine gamsız olmamalı… Dertsiz olmamalı… Hepimiz bu onursuz savaşı, pis savaşı televizyon ekranlarından canlı şekilde seyretmekle meşgulüz. İnsanlık vicdanı iflas etmiş durumda. Atılan bombalarla orada insancıklar ölüyor. Bebekler ölüyor.. Bir şehir yok oluyor… Katiller sürüsü vahşi şekilde bombalar yağdırıyor, Müslüman kardeşlerimizin üzerine Gazze’de her gün şehadet yağıyor. Lütfen empati yapalım… Bu onuruz savaş, bu pis savaş bizim ülkemizde de olsaydı, bu lanetli kavim bizim kafamıza ölüm yağdırsaydı diye düşünelim. Sadece biz değil, bütün İslam ülkeleri bunu düşünmeli…