(SEÇİM STRESİNİN HERKESİ YORDUĞUNUN FARKINDAYIZ. BU NEDENLE DARALI ŞEHMUS'U YENİDEN PAYLAŞMAYI UYGUN GÖRDÜK. SAYGILARIMIZLA .)
MARDİN DARALI ŞEYHMUS’UN ESKİ BAŞBAKAN SÜLEYMAN DEMİREL İLE SINAVI
Daralı Şeyhmus, nam-ı diğer “Domdom Şeyhmus”, yıllar önce TBMM üyelerini tek tek ziyaret eder, sempatik hareket ve ikna edici üslubu ile yardım talep eder, çoğunlukla da amacına kolayca ulaşırdı. Daralı Şeyhmus, zamanla işi o boyuta götürmüş oldu ki, politikacılarla teke tek kaldığında kolay kolay yardım koparamayacağını bildiğinden olsa gerek, onların seçmenleri ile hemhâl oldukları zamanı ustaca kollar ve daha rahat imkân elde etme yoluna gitmeyi hedeflerdi. Hiç şüphesiz bundan ben de nasibimi fazlasıyla alan kişilerin başında geliyordum.
Daralı Şehmuz’un radarına yakalanmadığını iddia eden eski politikacılar, ki; bunlara başbakanlar, işadamları, belediye başkanları da dâhil olmak üzere eğer varsa beri gelsin. Bir gün rahmetli Sabancı, Bursa’da kalabalığı yararak yanına yaklaşıp yardım talep eden Şehmus’a nazire yaparcasına pantolonunun boş ceplerini dışarı çıkartarak “ben senden daha meteliksizim” sözü o gün TRT Haber’de genişçe yankı bulmuştu.Şeyhmus bu, hiç boş durur mu, Rahmetli Sabancı’ya dönerek; “burada benim gibi beş parasızlığını ön plana çıkardığına göre, her gün görsel ve yazılı medyaya çıkıp Türkiye’nin en zengini diye kendini ön plana çıkartıp caka satmanın ne anlamı var” deyince ,Rahmetli Sabancı kahkahayı basar ve, Ayet-i Kerime’de geçen , “festebikûl hayrât”(hayırlarda yarışın) a uygun olarak o hoş espriden sonra yanındaki görevliden borç isteyerek Şehmuz’a takdim eder. Şeyhmus bu, böylesi bir iyiliğin altında kalır mı ki hiç, Sabancı’nın birinci ölüm yıldönümünde erkenden mezarı başına giderek görevini ifa eder!..
Daralı Şeyhmus, Adalet Partisi’nin duayenlerinden ve Rahmetli Süleyman Demirel’in sağ kolu eski bakanlardan olan bir zat-ı muhteremi ziyaret ederek yardım ister. Eski Bakan, yakından tanıdığı Şeyhmus’a dönerek; “ Bak Şeyhmus, eğer Genel Başkanımızdan da para koparabilirsen söz sana şu anda verdiğim paranın on mislini vereceğim” demesi üzerine, kendinden hayli emin olan Daralı Şeyhmus , bakana dönerek; “el idetü deynü”(sözünde durmak borçtur) sözünü hatırlatarak işi garantiye alır.
Derken, aradan uzun bir zaman geçer, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, söz konusu bakanı görevli olarak, Türkiye’nin uzak bir noktasına gönderir. Bunu duyan Daralı Şeyhmus, kolları sıvayıp, Süleyman Demirel’in özel kalem müdürüne ulaşır. İki gözü iki çeşme ağlarken, bir yandan da meramını anlatmaya çalışır. Özel Kalem Müdürü’ne malum bakanın yeğeni olduğunu ve sözde bakanın kız kardeşi olan annesinin öldüğünü gayet inandırıcı bir üslupla anlatıp kolayca kendisini ikna eder. Özel Kalem Müdürü, Süleyman Demirel’e durumu anlatınca, kendisini içeri buyurur. Şeyhmus, orada da iki gözü iki çeşme ağlamaya devam eder. Süleyman Demirel de, bir yandan teselli etmek için boynuna sarılırken, bir yandan da nasıl yardımcı olabileceğini söylemesiyle birlikte, Şeyhmus, cenazeyi… Şehrine götüreceklerini, kalabalık oldukları için de dayısı olan malum bakana ulaşmak istediğini ifade eder. Demirel de, bakanı başka ile görevli gönderdiklerini söyleyip, Şeyhmus’a cenazeyi bir an önce memlekete götürmeleri için yeterli miktarda para vererek uğurlar. Bu arada Şeyhmus, Demirel’den bir an önce dayısının memlekete intikal etmesi için yardımcı olması hususunu da ricada bulunmaktan geri kalmaz.
Demirel, birkaç saat içerisinde eski bakana ulaşarak durumu anlatır. O anda Bakan, Şeyhmus ile olan diyaloğunu hatırlar. Fakat onun böyle bir şey yapabileceğini aklının ucundan bile geçirmez. Ahize ’den Demirel’e durumu ayrıntılarıyla anlatır, karşılıklı kahkahalarla ahizeyi kapatırlar.
Bu olay, Süleyman Demirel için hoş bir anı olarak kalır. Hatta ve hatta Daralı Şeyhmus, fırsat buldukça Demirel’in çoğunlukla Cuma namazını kıldığı camiye gider ve kendisine “baba ben geldim” diye seslenir, Süleyman Demirel de, “yine bizim Karaoğlan gelmiş” diyerek mutlak suretle eline para tutuştururdu.
Ezcümle, Yahya Kemal Beyatlı’nın;
“Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtâp,iri güller, ve senin en güzel aksin,
Velhâsıl o rüya duruyor yerli yerinde” dediği üzere, her şey bir rüya gibi…
Süleyman Demirel de, bu dünyadan göç etti. Allah taksiratını affetsin.