Bağımlılık, kişinin dürtülerini kontrol edememesi sonucunda, bir nesneye veya olguya aşırı derecede ihtiyaç hissetmesidir. Kişi, bu nesnelerin olmaması durumunda, hayatını sürdüremeyeceğini, verimsiz olacağını ve işe yaramayacağını düşünür.
Madde bağımlılığı sorunu, ülkemizde ve dünyada yeni karşılaşılan bir problem olmamakla beraber, gün geçtikçe bir çığ gibi büyüyen ve güncel sorunlardan biri halini alarak, zaman zaman üstesinden gelmekte zorlandığımız ve ciddiye alınması gereken kristalleşmiş bir problem halini almıştır.
Kalkınmanın bir göstergesi olarak kabul edilen sanayileşme, modernleşme ve kentleşmenin dayattığı bireysel ve toplumsal refah kavramları, her zaman istenen neticeyi vermemiş, kimi zaman arzu edilen sonucu kısmen verse de bununla birlikte, bireyi yalnızlığa mahkum etmiş, bir yandan çözmekle yükümlü olduğu sorunların sayısını arttırırken öte yandan çözüm becerilerini azaltmış ve bütün bunların sonucunda çözümü sağlıklı olmayan kanallarla, desteklerle ve dengelerle sağlamaya çalışan bireyler ve gruplar meydana getirmiştir.
Madde bağımlılığı, çocukluk, ergenlik ve ileri yetişkinliğe kadar uzanan geniş bir yelpaze olan insan hayatında, başlangıçta bir takım problemler sebebiyle meydana gelen sıkıntı ve kaygıları ortadan kaldırmak veya azaltmak için kullanılmış. Fakat, kısa bir müddet sonra, bireyin kurtulmak istediği topyekün sorunlarından daha büyük ve ciddi bir sorun haline gelmeye başlamıştır.
Madde Bağımlılığının Nedenleri
Madde bağımlılığı bir ihtiyacın neticesinde ortaya çıkar ve kullanan bireyin kişiliği ile yakından ilişkilidir. Birey, yaşamın getirdiği sorunlardan uzaklaşmak ve bir limana sığınmak ihtiyacındadır. Geçici ve kısa süreli olduğunu bilse de…
Kimler Bağımlı Olmaya Eğilimlidir?
Bağımlılar, genellikle özgüvenleri düşük ve kaygılı bireylerdir. Hayatın getirdiği sorunlarla mücadele etmekten kaçarak, alkol ve uyuşturucuların sağladığı geçici rahatlama yolunu tercih etmeleri zamanla bu bireyleri bağımlı hale getirmektedir.
Bağımlılar, içten denetimli değil, daha çok dıştan denetimlidirler. Birey, yaşadığı sorunların kendisinin dışındaki nedenlerle ilişkili olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla, bu sorunların çözümlerini de yine dışsal gelişmelere bağlamaktadır.
İçten denetimliler ise, kendileri ile ilgili yaşadıkları olaylardaki sorumluluklarını görebilir ve kendisi ile ilgili gelişmelere kısmende olsa, kendileri yön verebilirler ve böylelikle kendi edimlerinin sorumluluğunu yüklenebilirler… Bu nedenle, dıştan denetimli bireylerin içten denetimli bireylere oranla bağımlı olmaya daha eğilimli kişilik taşıdıklarını düşünmek ve söylemek mümkündür…
Kişinin kendisini değersiz ve eksik yanları olan bir birey olarak hissedip algılaması da, madde bağımlılığına sevkeden bir diğer sebep olabilir.
Kişinin, değişiklikten heyecan duyma ve hazza yönelik olması da madde bağımlılarında gözlemlenen kişisel niteliklerden birisidir.
Aile bireyleri arasındaki iletişim kopukluğu, duygusal paylaşımlardaki yetersizlik ve verimsizlik, aile içindeki huzursuzluklar, aşırı koruyucu ve baskıcı yaklaşımlar ya da aşırı derecede serbest tutumlar, ailede madde kullanan bireylerin bulunması, madde kullanımının önemli sebeplerinden biridir.
Davetsiz çocuk olarak aileye katılmış, anne – baba tarafından sevgi, şefkat ve toleranstan yoksun bir çocukluk ve adölesan ( ergenlik) dönemine sahip bireyler doyuma ulaşmamış duygularını, maalesef alkol ve uyuşturcu maddelerle tatmin etme yolunu deneyebilirler…
Bütün bunları sıralarken, sosyal çevrenin rolünüde unutmamalıyız… Elbette, ergenlik dönemi arkadaş-akran etkileşiminin ve etkisinin yoğun olduğu bir süreçtir. Ergen için, bir arkadaş grubuna dahil olmak ve grubunda önemsenmek ve değer verilmek büyük önem taşımaktadır… Bu nedenle, kötü alışkanlıklara sahip arkadaş çevresi de madde bağımlılığı için önemli bir etkendir.
Madde Kullanan Kişide Olası Belirtiler Nelerdir?
Madde kullanan bir kişiyi tanımak için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır bunlardan bazılarını şöyle sıralamak mümkündür:
· Geceleri çok sık dışarı çıkması ve disko, bar gbi eğlence yerlerine sık sık gitmeye başlaması
· Uyku hijyeninin bozulması, geç saatlere kadar uyanık kalmak
· Arkadaş çevresindeki değişiklik ve yeni arkadaşlarını ailesinden gizli tutması
· Okul başarısındaki ciddi düşüş
· Hırsızlık ve yalan söyleme
· Harcamalarında ciddi düzeyde artış veya para istemeye başlaması
· Cevapsız telefonların sayısında dikkat çekecek derecede artış olması ve gelen bir telefonla apar topar dışarı çıkması ( gece saatleri bile olsa)
· Ani ruhsal değişiklikler
· İştah sorunlarının başlaması ve ani kilo kaybı
· Elde ve vücutta titremelerin olması ( daha önce görülmemiş)
· Göz çevresinde kızarıklarını ve donuk bakışların olması
· Sıradışı kıyafetlere ilgi
· Arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerdeki gizli ve şifreli konuşmalarda artış
· Daha önce rastlanmayan tozlar, tabletler, kapsüller, enjektörler ve iğne tarzı şeyler…
Bütün bu belirtileri sayarken, unutulmaması gereken bir husus bulunmaktadır. Anne – babalar yukarıda sayılan belirtilerin bir çoğunun doğrudan madde kullanımıyla ilişkili olduğunu düşünerek tepkisel bir tavır içine girmemeli ve bu belirtilerin altında yatan sebepleri dikkatlice araştırmalıdır. Aksi halde, çocuk ile anne-baba arasındaki ilişki zarar görebilir ve karşılıklı güven sarsılmasına sebep olabilir.
Günümüz dünyasında madde bağımlılığı hem fertlerin hem de toplumların zarar gördüğü ve çok detaylı olarak ele alınması gereken toplumsal bir sorundur. Bu nedenle, gerek ailelerin gerekse eğitimcilerin madde bağımlılığı ve madde kötüye kullanımı ile ilgili farkındalıkları arttırılmalı, özellikle ergenlik çağındaki çocukları anlamak için kendilerini geliştirmelidirler.
Psikolog Rabia AKSOY