Her şeyin ilacı…
Akrep ve yelkovanın amansız mücadelesi…
Hayatın günah keçisi…
Hayat ile ölümü birbirine bağlayan köprü…
Ömür denizinde sefere çıkmış vapur…
Durduramadığımız ömür çeşmesi…
Kimseye ait olmayan fakat, herkesin yanında olan…
Gittiği an, atılan ok misali geri gelmeyen…
Ölüm kadar cihanşümul olan…
Her halükârda, öğrencilerine öğretmekte kararlı olan bir öğretmen…
Onu öldürmek isteyene de, kazanmak isteyene de karşı koymayan…
Nefes aldığımız andan itibaren bize verilen en değerli sermaye…
Bazen ileriye bazen de geriye almak istediğimiz …
Fırsatlar zinciri…
Zaman, zaman, zaman…. Tariflere sığdıramadığımız…
Kimler zamandan şikayetçidir ? “ Yirmi dört saat bana yetmiyor, niye bir gün kırk sekiz saat değil, bir türlü zaman bulamıyorum ” şeklinde, arada bir sitemlerimiz olur…
Pek çok hayal kırıklıklarının yaşandığı bu dünyada hepimizin “ keşke” leri olmuştur… Bir kez “ keşke ” dememiz , zamandan şikayetçi olmamıza yeterlidir.
Bilmeliyiz ki; uygun zaman aramakla bulunmaz, bulduğunuz zaman en uygun zamandır…
Peki yetmeyen zaman mı yoksa yönetemeyen biz miyiz ?... Aslında, asıl sorun budur. Zamanı idare etmek, başarı ve başarısızlıkta önemli bir tesirdir. Bilgi çağını yaşadığımız bu dönemde “ zaman idaresi ” başarıya giden yolu doğrudan etkilemektedir…
Hayatta başarıyı yakalamış insanlarla başarısız insanlar arasındaki en büyük fark, zamanlarını nasıl plânlandıklarında görülür... Başarıya ulaşmanın farklı bir çok yolu olsa da, hepsi için geçerli tek şart, zamanı iyi idare etmek ve kullanmaktır…
Zamanın ilginç bir de özelliği vardır: İnsanları kendisine benzetmek…
Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifi yeterince açıklayıcıdır…
“ İnsanlar, babalarından ziyade zamanlarına benzerler .”
O halde diyebiliriz ki;
Zaman , hayatın kumbarasıdır, bu kumbarada biriktirdiklerimiz kazançlarımız (başarı, mutluluk vb…) , boşluklar ise keşkelerimizdir…
Giden zamanı geri getirmek mümkün olmadığına göre, dün ile bugün arasında kavga çıkarmayalım… Çünkü , o zaman yarını da kaybedebiliriz…
Eğer boşa harcanmış yıllarımızın olduğunu düşünüyorsak; yapacağımız tek şey, bundan sonra saliselerin bile nabzını tutmaktır…
İnanın, nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız…
Psikolog Rabia AKSOY