Paranın gücü ile dünyayı parmağında oynatan bay Soros, İslam beldelerindeki zengin kaynaklara sahip olabilmek için adeta kolları sıvamışçasına ortalıkta cirit atıyor. 92 yaşında olmasına rağmen halen fitne üstüne fitne çıkarmaktadır. Bay Soros, aslen Macar olup ve aynı zamanda Yahudi kökenli para baronu olduğu kadar, bir o kadar da zalim ve gaddardır...
Yakın çevresinde her ne kadar hayırsever gibi görünse dahi, daima gözü aç ve aynı zamanda dişlerini gizleyecek kadar da sinsidir. Onun için bu zat, adamlıktan nasibini almayıp, insanlıktan da münezzehtir. Maalesef, bir çok kez kirli faaliyetlerini bizim ülkede de sinsice sürdürmüştü...
Hatta bundan 5 yıl öncesine kadar 15 ülkeyi kaosa sürükleyip cehenneme çevirmediler mi? Bilhassa aynı marifetle Açık Toplum Vakfı adı altında ülkemizde de yerli iş birlikçilerini süspanse ederek yeterince huzurumuzu kaçırmadılar mı? Peki, şu bay Soros denen zatın asıl şöhretinin ne olduğunu biliyor musunuz? Bay Soros'un dünyada ki meşhur lakabı, darbeci Sorostur. Çünkü yeryüzünde kafa yapısına uymayan ne kadar hükümet ve mülki erkan varsa, hepsini önce parayla beslemeye çalışır, parayı yemeyenin başını bu sefer de onların başını o yiyor...
Çünkü bu kezzap ruhlu zat, paranın gücü ile diz çökmeyenlere, meşhur taktiğini uygulayarak metazori bir şekilde sivil darbe yaptırtarak ona asi davranan her hükümeti, darbe ile tımar edip sonrada kendi sistemini kurarak o milletleri asırlar boyunca kendine köle eder. Bu sinsi planlarını harekete geçirmek için coğrafya, millet, ırk, din ve etnik köken farketmeksizin saldırılarını sürdürürler. Yeter ki girdikleri bölgede Yahudi olmasın, olana da zaten onlar sahip çıkıyorlar. Onun için güzel dostlarım bu zalimlerin sinsi faaliyetlerini saysak, inanın ki saymakla bitiremeyiz...
Misal bir Gezi olayı, bir Fetö kalkışması, bir Mısır'daki meşru Mursi hükümeti ve Arap baharı gibi projelerle bir çok ülkeyi per perişan etmediler mi? Hala da kezzaplıklara devam etmekteler. Çünkü şuanda da İran'ın Kürt bölgesinde iç karışıklıkları devam etmektedir. Burda da tıpkı gezi olayı gibi halkı çok güzel bir şekilde galeyana getirmişler ve hatta bir çok karışıklıklara da imza atmaya devam etmekteler...
Bakınız, bunların sistemleri şöyle çalışır, önce hedefledikleri ülkenin en gözde gazetesini, televizyon kanalını ve ya medya gruplarını paranın gücü ile satın alarak kendilerini vaz geçilmez hale getiriyorlar. Nitekim bu vaziyette ülkemizde ki bazı medya organlarını da bu şekilde ele geçirmişlerdi. Tabiki bu organlara güçleri yetmediğinde ise, bu defa da kendileri devreye girerek en popüler olacak şekilde bir medya imparatorluğunu oluşturarak usta bir marifet sergilemiş oluyorlar...
Zira böyle bir kumpası 2013 te bir gezi operasyonu ile ülkeye balans yapmadılar mı? Hatta 15 Temmuz'daki Fetö kalkışması da bunların en marifetli bir oyunu idi. Böyle bir süspanseyi de bizzati kendi ağızlarıyla itiraf etmişlerdi. Bu vesile ile ciddi bir tehdit oluşturup, devlete birçok konuda geri adım attırmışlardı. Bu isyanla da bizden tam 100 milyar dolarcığı da bir anda hiç etmeyi bir güzel başardılar...
Bakınız, bunlar böyle fiiliyatları her ne kadar kusursuz işlemesinin tek bir sebebi var, o da Türkiye’nin kulağını çekmekti. Çünkü mevcut iktidar, onlara diz çökmedi. Hatta dik durarak hamle üstüne hamle yaptı. Onlar ne yaptılar, para karşılığında uşaklarını da kullanarak yapılan bütün hizmetleri baltalamaya devam ettiler ve halende devam etmekteler. Onun için bu şerefsizleri saysan, saymakla bitiremeyiz...
Bakınız, şu Taksim patlamasını biraz derinden araştırsınlar, göreceksiniz arkasında ya yine bu zat çıkacak ya da bunun bir yan versiyonu çıkacaktır. Çünkü iç işleri bakanımız sayın Soylu boşuna Amerika’nın taziye mesajını geri çevirmedi. Bunlar, ne zamanki bu ülkeye bir balans vermek istedilerse, mutlaka her defasında bir maraza çıkarmışlardır...
Bunu bazen bir Atatürk maskesi altında yaptılar, bazen de din adı altında yaparlar. Hatta çoğu zamanda etnik kökenlikleri kullanırlar. Misal bir çok zaman karşılaştığımız olaylardan biride bakarsın birileri bir yerden bas bas bağırıyor biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye slogan atarlar. Aslında doğrudur onlar gerçekten Mustafa Kemalin askerleri ama onlar dahi kendilerin böyle bir oyunun içinde olduğunun farkında bile değillerdir. Onun için yapılan her sivil darbe ve kalkışma, bir soygunun ta kendisidir...
Bakın, şimdi kitabın tam ortasından okursak ne olur? Boşverin ne olursa olsun, biz doğru olanı söyleyelim kim nasıl anlarsa anlasın. Bir zamanlar AK Parti'nin içinde dahi o kadar ABD çizgisinde gidenler vardı ki akla ziyandı. Hatta bunlar o kadar elini kaptırmıştılar ki neredeyse kafa ile beraber gövde dahi gitmişti. Yıllarca ülkemizin başına musallat edilen İMF musibetini dahi ülkeden göndermek istemiyorlardı. Vaktaki Sayın Cumhurbaşkanımızın kıvrak zekası sayesinde o illetten de kurtulmuş olduk...
Bay Soros, 15 Temmuz tasfiye operasyonunda fino köpeği olan fetoş deyyusuna ihaleyi verme dimi ? Hatta içi para dolu ayakkabı kutularını dahi Fetö eli ile düzenlemedi mi ? O kadar büyük algılar oluşturdular ki AKP sözcüğün açılımı olarak “Ayakkabı Kutusu Partisi” gibi sloganlarla Sayın Cumhurbaşkanımızı yıpratmaya bile çalıştılar. Hatta bu slogan sosyal medyada ayakkabı kutusu partisi diye çalkalanmadı mı ? Peki sorarım size, sosyal medyada ayakkabı kutusunun seçilmesi sizce de bir tesadüf müydü ? Asla değildi, çünkü o bir psikolojik savaştı...
Çünkü bu proje gerçekleşseydi, sayın Erdoğan tutuklanıp ya hapse atılacaktı ve ya akıl hastanesine yatırılarak linç edilmesi sağlanacaktı. İşte tamda bunun için Sayın Erdoğan neredeyse Ak Parti'yi tasfiye ederek büyük dönüşümler başlattı. Partinin kilit noktalarına kendi adamlarını yerleştirerek fanatik AB cileri ve ABD ci ekibini şutlayarak partiyi tamamen eline aldı. İla ahiri kelamımızın son hulasası olarak Allah Teala, hiç bir ehli küfre birliğimizi ve dirliğimizi bozacak fırsatlar vermesin. Allah, cümlemizin huzurunu daim eylesin. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle...