Altılı masanın önemli ayaklarından olan iyi parti lideri Sayın Akşener’in yaptığı son aday gösterme açıklaması, bu defa gerçek niyetini ima etmeden direk söylemesi, sanki ikinci bir yan masanın olacak sinyalini verdi...
Hatta Sayın Kılıçdaroğlu'nun Amerika gezisi sırasında batılı cenahlardan icazet alması ve Almanya şansölyesi Sayın Merkel’in baş danışmanı Ekonomist Jeremy Rifkin olmasına rağmen 'Benim adayım ya Sayın Mansur Yavaş ya da Sayın Ekrem İmamoğludur' demesi, sanki Kılıçdaroğlu’na 'Seni istemiyoruz' mesajı getirdi. Aslında ima etmedi, resmen yekten söyledi...
Bakınız, o esnada gazetecilerin Sayın Akşener’e ya Kılıçdaroğlu da adaylığını açıklarsa sorusuna, “O zaman bakarız” cevabı sanki ikinci bir altılı masa karmaşası daha olmasının sinyalini vermiş gibi oldu...
Zira İyi Parti'nin oluşmasında her ne kadar CHP’nin alenen desteğine sürekli kadirşinaslıkla karşılık verse de, CHP’nin arka destekli HDP oluşumu Sayın Akşener’i ve İyi Parti tabanını iyiden iyiye rahatsız etmektedir. Buna rağmen İyi Parti CHP’ye karşı sürekli kadirşinaslığını korumaya çalışsa da, belli ki ciddi anlamda rahatsız olmuş ki adayları bu kadar yüksek tonda açıklamış oldu...
Gerçi böyle durumlarda hiçbir siyasi parti birbirine dürüst ve samimi değiller. En barizinden bir örnek verecek olursak bir HDP ile İyi Parti'nin aynı masada yer alması ne kadar tuhaf değil mi? Ya da, daha düne kadar iktidarın en önemli mecralarında görev alıp, sonrada bugün zıt kutupların masasında aynı havayı teneffüs etmeleri dahi sizce de abes değil midir?
Böyle bir halin zuhuru, her iki görüşün tabanı için bir o kadar da samimiyetsizdir. Aynı zamanda unutmamamız gerekir ki böyle durumlarda çıkan aday her kim olursa olsun, kendilerinden ciddi ve otoriter bir yönetim hakimiyeti beklenemez...
Bilakis o makam, Cumhurbaşkanlığı makamından ziyade, usulen ele geçirilmiş bir makamdan öteye dahi gidemez. Hatta o makam, ülkeye hizmet adına bir arpa boyu yol da kat ettiremez...
Sayın Akşener’in umarım masa çatlamaz temennide bulunması, bence üçüncü bir masa daha oluşacak gibi görünüyor. Şayet böyle bir masa daha oluşacak olursa, bence bu defa da bu masanın mimarı Sayın Fatih Erbakan, Sayın Meral Akşener ve Sayın Muharrem İnce'den oluşacak. Nitekim yakın tarihte Sayın Erbakan ve Sayın Akşener’in bir araya gelmesi ve birbiri için güzel temennilerde bulunmaları sanki birbirine göz kırpmış gibiydiler...
Aslında üçüncü bir masanın daha olması, pekte fena olmaz. Çünkü kendini mevcut ittifaklara yakın göremeyen veya oy potansiyeli düşük olduğu için yanaşamayan partilere de ekstradan bir şans doğmuş olur. Ha, bu işe yarar mı ? Pek işe yaramasa da en azından cılız kalan seslerin sesinin gür çıkmasına vesile olmuş olur...
İla ahiri kelamımızın son hulasası olarak Yüce Allah, niyeti bozuk olanlara hiç bir zaman fırsat vermesin. Allah azze vecel, hakkı hak bilen ve batılında mutlaka bir gün zail olacağını bilen yöneticilerin sayısını artırsın. Selam ve dua ile huzur içinde esenlikle kalın selametle...