AK Parti İstanbul İl Teşkilatınca dün Atatürk Hava Limanı’nda gerçekleştirilen büyük Filistin Mitingi’nde konuşan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail’i savaş suçlusu ilan edeceğiz” dedi. Terörist İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı Gazze katliamlarındaki ölü sayısı 7 bini aşmış durumda. Kara harekatına hazırlanan İsrail “Bu bizim ikinci bağımsızlık mücadelemiz” diye zırvalıyor. Bağımsızlık mücadelesiymiş… Külahıma anlat! Naylon bir devlet olarak kurulan, hamileri ABD, AB ve emperyalist, vampir, sömürgeci ülkelerin desteğini arkasına alarak Gazze’de çoluk çocuk, genç ihtiyar demeden insanların üzerine bombalar yağdırıp katliam yapan terörist İsrail’i dizginleyecek bir babayiğit çıkarak bu soykırıma acilen “Dur” demeli.
Bu vahşet 75 yıldır yaşanıyor
Herkes biliyor ki, bu vahşet Filistin halkı için yeni bir şey değildir. İnsanlığın yalnız bıraktığı Filistin bu şok edici katliamları 75 yıldır yaşamaktadır. Bu topraklarda sadece bugün değil 75 yıldır bitmeyen bir katliam yaşanıyor. Mescid-i Aksa’nın mahremiyeti 1948’den beri çiğneniyor. Barış şehri olan Kudüs 75 yıldır mahzun. Yerleşimci çeteler her gün Filistinlilerin evlerini ve mallarını gasp ediyor. 16 yıldır boykot altındaki Gazze’de 2 buçuk milyon insan zindan hayatı yaşıyor. Siyonist İsrail’i şımartan, kendileri de soykırım ve kan üzerine kurulu olan Batılı devletler, zalimi mazlum, mazlumu da zalim göstermek için canhıraş bir şekilde ellerinden geleni yapıyor. İsrail'in bu vahşi saldırıları, uluslararası hukuku ve insan haklarını açık bir şekilde ihlal etmektedir. Sivil halkın yaşam hakkı, güvenliği her zaman ki gibi hiçe sayılmaktadır. Bu barbarca saldırılar, Soykırımcı İsrail’in hadsizliğini ve hukuksuzluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Gazze başta olmak üzere bütün Filistin yıllardır insani krizin pençesinde olan bir ülkedir. İsrail'in bu saldırıları, bölgedeki acıyı, yıkımı ve çaresizliği daha da artırmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dâhil olmak üzere; masum sivillerin ölümüne neden olan bu vahşetin sorumluları Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi “savaş suçlusu ilan edilip” acilen Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanında hesap vermelidir. Kör, sağır, dilsiz ve üç maymunu oynayan bütün dünya Filistin’deki katliamlar karşısında gözlerini kapamakta, kulağının üzerine yatmaktadır. Onlar istiyorlar ki Filistin halkı; katliama uğrasa da sussun; sürülse de itiraz etmesin; Yok edilirken direnmesin; kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken kaderlerine razı olsunlar. Onlar için mazlum Filistinli makul Filistinlidir! Direnen Filistinli ise teröristtir! Taş da atsa terörist, slogan atsa da.
Filistin direni cihadı yaşam bahanesi belleyenlerin davasıdır
Filistin direnişi bütün hesapların üstünde Allah’ın bir hesabı olduğuna inananların davasıdır. Nice az toplulukların, daha çok topluluklara galip geldiğine inananların davasıdır. Cihadı yaşam bahanesi, şehadeti aşk belleyenlerin davasıdır. Filistin davası; kavmiyet hesabı yapmayanların, mezhep hesabı yapmayanların; çıkar, koltuk ve statü hesabı yapmayanların davasıdır. Filistin direnişi reel politik kaygıları ayaklarının altına alanların davasıdır.
Filistin davası cennet mekân Erbakan Hocamızın davasıdır
Filistin davası, Milli Görüş Lideri cennet mekan Prof. Dr. Erbakan hocamızın hayatını adadığı davadır. Filistin davası bu teröristlere 1900’lü yıllarda huzuruna gelen “Devlet kurup yerleşmek istiyoruz diye Filistin’den toprak istiyoruz” diyen Siyonizm’in kurucusu Thedor Herlz’e “Size verilecek bir karış toprağımız yok” diye kovan ferasetli, basiretli, dirayetli Sultan Abdülhamit’in davasıdır. Mitingde Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İsrail’in asıl niyetini de bildiklerini, onu destekleyenler olmasa böyle bir katliama girişemeyeceklerini de açıkladı. Doğrudur… Bu lanetli ve korkaklar, birilerinden cesaret ve cüret almasalar orada adım bile atamazlar. Bu mukaddes topraklarda soykırım ve katliam yaparken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden, yani Cumhurbaşkanımızın “Dünya 5’ten büyüktür” diye haykırdığı çete usulüyle dünyayı yöneten 5 ülkeden kendilerine kınama bile çıkmayacağını bilirler. Biliyor musunuz: Terörist İsrail kurulduğu günden bu yana yaptığı katliamlarla ilgili olarak Birleşmiş Milletlerden yaklaşık 250 karar çıktı. Bu teröristler bu kararların bir tanesini bile uygulamadı. Çünkü, ABD ve bu teröristleri arkalayan, sırtını sıvazlayarak katliamlarına göz yuman ülkeler, Filistin topraklarında iki devletli bir barış çözümünün uygulanmasını hiçbir zaman istemediler. Resulullah (sav) Efendimiz ne buyuruyor: “Küfür tek millettir”…
Hamas terör örgütü mü?
Cumhurbaşkanımız mitingde Hamas’ın kendi ülkesini koruyan mücahitler grubu sözlerini de bir kez daha hatırlatarak, “Biz İsrail’in bu sözlerimizden rahatsız olacağını biliyorduk” dedi. Bu tespitine de katılıyoruz. Hamas, mezalim altında inim inim inleyen Müslümanları korumak için kurulmuştur. Onlara terör örgütü yaftası yapıştırmaya çalışan Batılı ülkelerin siciline bakın… Hepsinde bizi yıllardır yumuşak karnımızdan vurmaya çalışan PKK’lılar cirit atıyor. DHPK-C’liler cirit atıyor… FETÖ’cüler cirit atıyor. Müttefik diye bağrımıza bastığımız ABD, 15 Temmuz’da memleketimizi kana bulamaya çalışan FETÖ elebaşını Pensilvanya’da pamuklara sarıp bal börek içinde beslemiyor mu?. Bunların sicili bozuk, biz bunların cemaziyel evvellerinin ne olduğunu biliyoruz… Ne yapılmalı: D-8 ülkeleri aktif hale getirilmeli ve İslam Birliği kurulması için adımlar atılmalıdır. Filistin devletinin kendisini savunabilmesi için askeri yardımlar yapılmalıdır. İsrail’le bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir. İşgal bitmeli, başkenti Kudüs olan bağımsız birleşik Filistin devleti kurulmalıdır. Zehirli bir hançer gibi kalbimize saplanan Ortadoğu’nun bu şımarık, bu terör şebekesi haritadan silinmelidir. Artık bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Siyonist İsrail döktüğü kanda boğulmalıdır, boğulacaktır. Ama bugün ama yarın!