Hafızamızı tazeleyelim… 11 Eylül ikiz kuleler saldırıları sonrası ABD’nin “dokunulmaz, ulaşılmaz, erişilmez ” imajı yerle bir oldu. Hala kimin yaptığı muamma olan, hatta ikiz kulelerdeki Yahudi çalışanların o gün işe gitmediklerine dair rivayetler olan bu terör saldırılarından sonra dönemin ABD Başkanı George W. Bush, ne demişti: “Topyekûn Haçlı Savaşı” başlatıyoruz. Bush’a göre bu terör saldırıları İslam ülkelerinden organize edilmişti. Sorumlu Afganistan’daki Usame Bin Ladin’in başında olduğu El Kaide’ydi. Başlatılan Haçlı Savaşı’yla İslam ülkelerinin tamamının terör ürettiği, tüm Müslümanların terörist olduğu algısı oluşturuldu. Masum Müslümanların havaalanlarında didik didik arandı, pasaportlarına paçavra muamelesi yapıldı. Haçlı Savaşı’nın ilk ayağı olarak günah keçisi ilan edilen El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’i yok etmek üzere, ABD’nin Afganistan’ı işgal projesi devreye sokuldu. ABD, geçtiğimiz yıllarda tamamen tahliye edip yönetimini El Kaide’ye devrettiği güne kadar Afganistan’da taş üzerinde taş bırakmadı. İkinci aşamada ise Irak işgali geldi… Irak işgali Ortadoğu’nun şımarık, terörist, bebek katili, gaddar, zalim İsrail’e güvenlik şemsiyesi oluşturmak için yapılmıştı. “Saddam’ın kimyasal silahları” var tezi üzerine bina edilen savaşta on binlerce Müslüman öldürüldü, Ebu Gureyb hapishanelerinde Müslüman bacılarımızın ırzına geçildi… Pis Coni’ler camilerimizde postallarıyla gezindi. Bugün Irak’ta bölünmüş, parçalanmış bir yönetim tablosu var. Arkasından gelen Suriye’nin parçalanma projesi. Suriye bizim çok önemli…
Bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir
Milli Görüş Lideri cennet mekân Prof. Dr. Erbakan Hocamız, hayattayken Suriye ile ilgili olarak, “ Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir” diye şaret etmişti. Ne kadar doğru bir teşhis! Suriye bizim neden önemli? Suriye ile yaklaşık 600 km’lik bir sınırımız var. Maalesef, ABD’nin ve Sovyetler ’in güç savaşından (silah tüccarlarını besleyen) kaynaklanan kalleş savaşta milyonlarca insan öldü, milyonlarcası sığınmacı (mülteci) oldu. Bugün hala sınır bölgemizde onlara Ensar-muhacir kardeşliği gereği kucak açmış durumdayız. Binlercesi de Avrupa’ya kapağı atabilmek için uyduruk botlarla, gemilerle insan kaçakçılarının insafına terkedilmiş durumdalar. Aylan bebeğin dramını ve trajedisini unuttuk mu? İtalya’ya ulaşmak isteyen, Yunanistan’a geçmek isterken karasularımıza itilerek öldürülen sığınmacıların, mültecilerin dramını da nasıl unutabiliriz? Bugün Esad, Suriye’nin güneyinde… Hala, canı istediğinde, keyfi geldiğinde kendi vatandaşlarını bombalamaya devam ediyor. Esad’ın hamisi Rusya ve Putin.. Suriye’nin Kuzeyi’nde bizimle müttefik olduğunu söyleyip, dibimizde uydu bir devlet kuran ABD hakim. ABD; PKK’nın Suriye uzantısı YPG ve PYD’ye silah-mühimmat desteği veriyor, askerlerini eğitiyor. PKK’yı terör örgütü görüyor, ama onlara legalite kılıfı giydiriyor.
Proje, Türkiye’nin bölünüp parçalanması
ABD’nin desteğini alan YPG-PYD, türlü türlü imkânlara sahip… Petrol kaynaklarının üzerinde oturuyorlar. Her türlü bakanlıkları var… Bir tek devlet olarak tanınmamış durumdalar ve bir de kendilerine ait paraları yok. Geçtiğimiz yıllarda Papa, PKK’nın Suriye uzantısı PYD-YPG’nin hakim olduğu, yani dibimizde ABD’nin kurduğu uydu devlete ziyarette bulundu. Bu ziyaret anısına bu teröristler Papa için pul bastırdılar… Bu pulda da tee bizim Erzurum’a kadar olan bölgemiz bu teröristlerin hakimiyetinde görünüyordu. Kısacası, plan açıktı… Türkiye’nin daha da ileriye giderek bölünüp parçalanması… Aslında gerek Suriye topraklarındaki, gerek Irak topraklarındaki IŞİD’i, DEAŞ’ı kurduran da besleyen de ABD’dir… Dünyanın neresinde bir melanet varsa, terör varsa biliniz ki o melanetin arkasında ABD vardır. Çünkü, ABD terörden beslenir… Çünkü ABD’nin silahlarını satması ve silah tüccarlarını beslemesi gerekir. ABD, dünyanın çıbanbaşıdır… Suriye’de Türkiye’nin güvenliğini sağlamak adına yaptığı her harekata ABD, takoz koymak için elinden ne geliyorsa yapar. Daha önceki gün nereden geldiği belli olmayan (Bir rivayete göre İncirlik’ten geldiler) uçaklarıyla insansız hava aracımızı düşürenler bu melanetler değil mi? Üstelik, ABD de Türkiye de NATO’da müttefik değil mi?
Büyük Ortadoğu Projesi ve Büyük İsrail Projesi
Buraya bir nokta koyup, Haçlı Savaşı ile başlatılan projenin o günlerde Büyük Ortadoğu Projesi olarak adlandırıldığını anımsatmak isterim. Büyük Ortadoğu Projesi de (BOP) özünde Büyük İsrail Projesi’dir (BİP)…Ortadoğu’daki savaşların temeline inmek ve dinler tarihiyle birlikte okumak gerekir. Dünyanın en lanetli kavmi, Peygamberlerini bile öldüren Yahudiler, şu anda işgal ettikleri topraklarıyla birlikte, Türkiye’nin Güneydoğu’sunu, Fırat-Dicle Havzasını kuşatan tüm toprakların kendilerine vaad edildiğini, hediye edildiğini, gün gelince buraları alacaklarına inanırlar… Buna Arz-ı Mev’ud denilir… Yani, sadece Filistin toprakları değil, Suriye, Irak, Türkiye’nin Güneydoğu’sunun tamamı gün gelince onlara ait olacakmış? Bu hayali kuran Siyonist İsrail, 1948 yılında kurulduğu günden bu yana adım adım topraklarını genişletmeye devam ediyor. 23 gündür Gazze’yi abluka altına alan, 23 gündür Gazze’de masum insanların üzerine çoluk-çocuk-genç-ihtiyar demeden ölüm yağdıran, katliam yapan, bilinçli bir soykırım uygulayan, hastaneleri-kiliseleri bile bombalayarak savaş suçu işleyen terörist İsrail’in asıl niyeti budur işte! Büyük İsrail Projesi’ni hayata geçirmek. Yahudiler, dünyanın en lanetli ırkıdır… Ama, kendilerini dünyanın efendisi görürler… Diğer tüm milletler onların kölesi, hizmetçisi, kendileri ise onları yöneten, sömürendir. Müthiş bir ekonomik güçleri ve dünyanın tüm parasal kaynakları onların olduğu için bu işgali de kısa sürede yapacaklarına inanmaktadırlar. Bebek Katili Netenyahu’nun “Büyük İsrail Projesi (İşaya’nın Kehaneti’ni gerçekleştireceğiz” açıklaması bunun tezahürüdür. Gelelim son sözümüze: Bu kehanet gerçekleşir mi? Bu soysuzlar, lanetliler, bebek katilleri emellerine ve hayallerine ulaşabilirler mi? Hayır… Müslümanlar birlik, dirlik içinde olurlarsa kesinlikle hayır… Ne diyor Allah (c.c.), “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Allah onların tuzaklarını boşa çıkaracaktır”… Yeter ki onları dost (veli) edinmeyelim! Yeter ki onlarla nasıl mücadele edeceğimizi bilelim! Yeter ki onlar bizi nerden vurmaya kalkışıyorsa, biz de onlara misliyle cevap verebilecek kanalları bulalım. Zira Allah (c.c.)’ünün buyurduğu gibi, “Allah nurunu muhakkak tamamlayacaktır”…