Türkiye'de 6'lı masa olarak da bilinen seçim masası, 14 mayıs 2023 yılında yapılacak genel seçimler için büyük bir olaya sahne oldu. Masada yer alan partiler arasındaki anlaşmazlık sonucu masanın dağılmasıyla birlikte ülkede siyasi gerginlik arttı.
Özellikle iyi parti , masanın dağılmasına neden olan tartışmalar nedeniyle büyük bir tepkiyle karşı karşıya kaldı. Bazı seçmenler, partinin masadan çekilmesinin ülkenin geleceği için olumsuz sonuçlar doğuracağına inanıyor. Ancak Saadet Partisi lideri konuyla ilgili yaptığı açıklamada, partisinin prensipleri doğrultusunda hareket ettiğini ve ülkenin geleceği için en doğru kararı verdiğini belirtti.
Diğer yandan, CHP de seçim masası sürecinde geçmişi karanlık haberlerle gündeme geldi. Bazı medya organları, CHP'nin seçim sürecinde yasadışı yollarla destek aldığını iddia etti. Partinin geçmişteki bazı liderlerinin de yolsuzlukla suçlandığına dair haberler yayınlandı.
CHP lideri ise bu iddiaları reddetti ve partisinin her zaman yasal yollardan hareket ettiğini savundu. Ancak bu haberler, CHP'nin seçimlerdeki başarısını etkiledi ve partiye karşı güven kaybı yaşandı.
Tüm bu olaylar ülkede siyasi atmosferi oldukça gerdi. Halkın bir kısmı, siyasi partilerin kendi çıkarları için hareket ettiğine inanıyor ve ülkenin geleceğine ilişkin endişelerini dile getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde İyi Parti, Türkiye siyasetinde bomba etkisi yaratan bir olaya imza attı. Parti, 6 masayı dağıtarak adeta bir eylem gerçekleştirdi.
Parti lideri Meral Akşener, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki ekonomik kriz nedeniyle halkın zor günler geçirdiğini ve bu süreçte siyasi partilerin de sorumluluk alması gerektiğini belirtti. İyi Parti olarak, bu sorumluluğun farkında olduklarını ve halkın yanında olduklarını vurgulayan Akşener, partinin 6 lı masayı dağıtarak vatandaşlara güvensizlik verdi
Partinin bu hamlesi, Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, İyi Parti'nin vatandaşların ekonomik sıkıntılarını göz önünde bulundurarak böyle bir adım atmasını takdir etti. Ancak bazı siyasi rakipler, partinin bu hamlesinin sadece popülist bir davranış olduğunu savunarak eleştirdi.
Türkiye'deki İslami ve muhafazakar kesimler, son dönemde Saadet Partisi'ne yönelik büyük bir tepki gösteriyor. Partinin son dönemde aldığı bazı kararlar, bu kesimlerde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.
Özellikle Saadet Partisi'nin, bazı muhafazakar değerleri göz ardı eden açıklamalar yapması ve bazı konularda taviz vermesi, İslami ve muhafazakar kesimlerin tepkisine neden oldu. Bu kesimler, partinin kendi değerlerinden uzaklaştığını ve muhafazakar bir parti olarak rolünü tam olarak yerine getirmediğini düşünüyor.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, bu tepkilere karşılık olarak yaptığı açıklamada, partisinin İslami ve muhafazakar değerlere bağlılığını koruduğunu ve bu değerleri her zaman savunduğunu belirtti. Ancak bazı kesimler, partinin bu açıklamalarının yetersiz olduğunu ve eylemde göstermesi gerektiğini düşünüyor.
Saadet Partisi'ne yönelik tepkiler, Türkiye'deki siyasi atmosferi oldukça gerdi. Bazı İslami ve muhafazakar kesimler, partiden tamamen uzaklaşma kararı aldıklarını açıklarken, bazıları ise parti içinde bir değişim talep ediyor.
Sonuç olarak, Saadet Partisi'nin İslami ve muhafazakar kesimlerin tepkisine neden olan açıklamalar yapması ve bazı konularda taviz vermesi, parti içinde tartışmalara neden oldu. Partinin lideri Temel Karamollaoğlu'nun yaptığı açıklamalar, tepkileri yatıştırmakta yetersiz kaldı ve parti içinde bir değişim talebi oluştu.
Türkiye'deki milli görüşçü kesim, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı artan bir öfke ve tepki duyuyor. Bu tepkilerin arka planında ise, Kılıçdaroğlu'nun son dönemde yaptığı açıklamalar ve CHP'nin milli görüşçü değerleri benimsememesi yatıyor.
Milli görüşçü kesimler, CHP'nin milli ve İslami değerlere yeterince önem vermediğini, hatta bu değerleri yok saydığını düşünüyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun son dönemde yaptığı açıklamalar da bu tepkileri artırdı. Özellikle, milli görüşçü kesimlerin önem verdiği bazı konularda Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, tepkilere neden oldu.
Milli görüşçü kesimler, Kılıçdaroğlu'na yanı CHP'ye oy vermeme kararı aldı. Bu karar, Türkiye'deki siyasi atmosferi oldukça gerdi ve CHP'nin milli görüşçü kesimlerdeki oylarını kaybetmesi bekleniyor.
Türkiye'de 2023 seçimleri için siyasi partiler arasındaki ittifak çalışmaları hızla devam ediyor. Son dönemde, Cumhur İttifakı'na katılma görüşmeleri Yeniden Refah Partisi ANAP, Hüda Par ve DSP gibi partiler, ittifaka büyük bir enerji kazandırdı.
Cumhur İttifakı, AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu bir siyasi ittifaktır.
Cumhur İttifakı. Seçim çalışmalarına hızlı bir başlangıç yaptı, Türkiye genelinde geniş bir seçmen kitlesine ulaşmak için çaba harcıyor.
ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi, Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Cumhur İttifakı'nın güçlenmesine katkı sağlayacaklarını ve seçimlerde ittifakın zaferi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtmeleri ayrı bir heyecan yarattıi
2023 seçimleri için Türkiye'deki siyasi partiler arasındaki çalışmalar hız kesmeden devam ederken, birçok kişi Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimleri büyük bir farkla kazanacağı yönünde görüş bildiriyor.
Erdoğan, Türkiye'nin uzun yıllardır liderliğini üstlenmiş ve ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda birçok değişim yaşamasına öncülük etmiştir. Bu süre zarfında, Türkiye'nin uluslararası alanda güçlü bir konuma gelmesi ve birçok projenin hayata geçirilmesi de sağlanmıştır.
Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti, Türkiye'de uzun yıllardır siyasi sahnede yer almakta ve seçimlerde geniş bir destek görmektedir. Bu destek, 2023 seçimlerinde de devam edeceği ve Erdoğan'ın büyük bir farkla seçimleri kazanacağı tahmin edilmektedir.
Bununla birlikte, Türkiye'de muhalefet partileri de seçim çalışmalarına hız vermiş durumdadır. Ancak, Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti'nin Türkiye'nin birçok kesiminde geniş bir destek gördüğü düşünüldüğünde, muhalefetin seçimleri kazanması oldukça zor görünmektedir.
Ancak, seçim sonuçları her zaman beklenmedik sürprizler barındırabileceğinden, seçim sonuçlarına dair kesin bir yargıya varmak henüz mümkün değildir.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), 2002 yılından bu yana Türkiye'de siyasi sahnede yer almakta ve birçok alanda önemli icraatlara imza atmıştır.
İşte, AK Parti'nin 20 yıllık icraatlarından bazıları:
Ekonomik Kalkınma: AK Parti iktidarı döneminde Türkiye ekonomisi, büyük bir değişim ve kalkınma sürecine girmiş, ülkenin milli geliri artmıştır. İktidarın öncelikli hedeflerinden biri olan istihdam, sağlık, eğitim, tarım, enerji, turizm, altyapı ve savunma sanayi alanlarında ciddi yatırımlar yapılmıştır.
Yeni Anayasa: AK Parti, 2010 yılında hazırladığı ve TBMM'ye sunulan yeni anayasa taslağı ile Türkiye'nin modern bir demokrasiye sahip olmasını hedeflemiştir. Ancak, bu taslak TBMM'de yeterli desteği alamamıştır.
Yolsuzlukla Mücadele: AK Parti iktidarı, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele konusunda sert tedbirler almıştır. İktidar, yolsuzlukla mücadele kapsamında pek çok bürokrat ve siyasetçiyi görevden almış, yolsuzluğa karışanlar hakkında ciddi yargı süreçleri başlatmıştır.
Toplumsal Değişim: AK Parti, toplumsal değişim konusunda da önemli çalışmalar yapmıştır. İktidar, kadın hakları, çocuk hakları, engellilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında birçok yasal düzenleme yapmıştır.
Yerel Yönetim Reformu: AK Parti, yerel yönetim reformu konusunda da önemli bir çalışma yapmıştır. Bu reform ile yerel yönetimlerin yetkileri arttırılmış, halkın katılımı daha da güçlendirilmiştir.
Dış Politika: AK Parti iktidarı döneminde Türkiye, dış politikada da önemli başarılara imza atmıştır. İktidar, Türkiye'nin AB üyeliği, NATO ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası organizasyonlardaki etkisini artırmış, Türkiye'nin dünya genelindeki itibarını yükseltmiştir.
Eğitim Reformu: AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'deki eğitim sistemi de önemli bir değişim sürecine girmiştir. İktidar, eğitimde fırsat eşitliği sağlamıştır.
17 BİN KM DUBLE YOL:Cumhuriyet tarihinde 6 bin kilometre yapılan otoyollara, AK Parti iktidarı döneminde 20 yılda toplam 23 bin kilometre daha eklendi.
İSTANBUL'DAN İZMİR'E OTOBAN:İstanbul-İzmir Otoyolu 384 km'si otoyol, 42 km'si bağlantı yolu olmak üzere toplam 426 km uzunluğundadır. Otoyolun tamamı 4 Ağustos 2019'da itibariyle hizmete girdi.
İZMİT KÖRFEZİNE DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ KÖPRÜSÜ:İzmit Körfezi'ne konumlandırılan Osman Gazi Köprüsü, 30 Haziran 2016 akşamında Türk motosiklet pilotu Kenan Sofuoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın da katıldığı törenle açıldı.
ÇANAKKALE BOĞAZI'NA KÖPRÜ:Çanakkale Boğazı'nın ilk ve Marmara Bölgesi'nin beşinci asma köprüsü olan 18 Mart Çanakkale Köprüsü, 18 Mart 2022 tarihinde hizmete girdi. Köprü, 2.023 metre orta açıklık uzunluğu ile Japonya'daki Akashi Kaikyō Köprüsü'nü geçerek dünyanın en uzun orta açıklığına sahip asma köprüsü oldu.
YENİ HIZLI TREN HATLARI:İstanbul-Ankara hızlı tren hattı, 12 Mart 2019'da Marmaray ile birlikte Türk halkının hizmetine sunuldu. Ankara-Konya hızlı treni ise 23 Ağustos 2011 yılında hizmete açıldı.
YENİ HAVALİMANLARI:AK Parti'den önce 26 olan havalimanı sayısı AK Parti iktidarıyla birlikte 61'e çıkarıldı. Bu kapsamda Avrupa'nın en iyi havalimanı seçilen İstanbul Havalimanı da inşa edildi.
YERLİ OTOMOBİL:Türkiye'nin ilk yerli otomobili TOGG'un satışı bu hafta itibariyle başlayacak.
YERLİ HELİKOPTER:Türkiye'nin yerli taaruz helikopteri ATAK, 22 Nisan 2014 tarihinden itibaren üretiliyor ve ihraç ediliyor.
YERLİ UYDU:Türksat 3A, Türksat 4A ve Türksat 4B uyduları haberleşme ihtiyaçlarını karşılarken, Rasat, Göktürk-1 ve Göktürk-2 uyduları ise gözlem amacıyla kullanılıyor.
YERLİ TANK:Türkiye'nin ilk yerli tankı olacak altay tankının seri üretimine önümüzdeki dönemde geçilmesi planlanıyor.
YERLİ SAVAŞ UÇAĞI:Türkiye'nin ilk milli insansız savaş uçağı Kızılelma'nın ilk uçuş testi 14 Aralık 2022 tarihinde gerçekleşti.
Recep Tayyip Erdoğan'ın başında bulunduğu hükümet, Ayasofya'nın tekrar cami olarak açılması ve Taksim Meydanı'na cami yapılması kararını verdiğinde, bu karar Türkiye'de tartışma yarattı. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararları alması, özellikle İslami ve muhafazakar kesimler tarafından büyük bir sevinçle karşılandı.
Ayasofya'nın tekrar cami olarak açılması kararı, 2020 yılında alındı ve cami olarak açılışı gerçekleştirildi. Bu karar, özellikle İslami kesimler tarafından büyük bir önem taşıyordu. Ayasofya'nın cami olarak kullanılması, Türkiye'nin İslami kimliğini vurgulaması ve bu kimliğe uygun adımlar atması açısından önemli bir adımdı.
Benzer şekilde, Taksim Meydanı'na cami yapılması kararı da, İslami kesimler tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Bu karar, Türkiye'nin İslami kimliğini daha da güçlendireceği düşünüldü. Caminin Taksim Meydanı'na yapılması kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın popülerliğini de artırdı.
Her ne kadar bu kararlar, bazı kesimler tarafından eleştirilse de, İslami ve muhafazakar kesimler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Bu kararların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim başarısına katkı sağladığı düşünülüyor.