O İşler Mazide kaldı!
ABD’nin vize kriziyle ilgili Ankara’ya gönderdiği heyet görüşmelerini gerçekleştirdi. Bu görüşme ile ilgili aklımda kalan en güzel söylem her zaman olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımızdan geldi: “Size dayatma için ne dosya veriliyor ise aynısını geri iade olarak verin”. Artık şunu görebiliyoruz ki dayatmalara, zorbalığa ve tehdide boyun eğmek yok. Bunun sağlanması da Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerinde bizzat yatıyor. Aslında bu konu sadece vize sorunu değil, ABD ile Türkiye iki büyük müttefik ve ABD’nin NATO’da alacağı kararlardan önce baktığı gözlerden biri olan ülke Türkiye iken ABD böyle bir riski göze alabilir miydi? Hayır, gerçek sorun bürokratlarımıza iletilen şu dört madde içerisinde;
Metin T. ve Mete C. ile ilgili deliller iletilmeli,
Temasların ABD'nin isteğiyle yapılıp yapılmadığı sorulmalı,
Çalışan ABD'nin talebiyle temas yürüttüyse tutuklanmasın,
Çalışanlarına dair soruşturmada ABD'ye bilgi verilmeli,
Bürokratlarımızın bu şartları duyduğunda aktardığı net cevap şu: ‘Şartsız ve koşulsuz talep kabul etmiyoruz! O işler mazide kaldı.’
Keza FETÖ iadesi ile alakalı yeteri kadar delil vermemiş miydik, ya da kanıtlar zaten ortada değil miydi? Kendisini dünyada adalet sağlayıcı olarak tanıtan ve gittiği her yere kaos götüren ABD yargıda şeffaf olmadığımızı düşündüğü için bu taleplerde bulunduğu belirtti. Madem yargıya bu kadar düşkün ve adalet simsarlığı yapmak istiyorsun, silah satın almak istediğimizde kongreden onay çıkmıyor cevabı veren sensin ama PYD/PKK’ya sandıklarla ağır silahların iznini kongreden almadan gönderen sen değil miydin? Artık dayatmalara zorbalığa boyun eğmek yok. Biz kendi göbeğimizi keser hale gelebildik, bu diklenmede değil aslında bu artık oyun sahnesinde sizin yazdığınız senaryoyu değil kendi kaderimizi kendimiz yazarız söyleminin fiiliyata dökülmüş halidir.
ABD, Ankara’ya görüşmelerin başlaması adına müsteşar yardımcısı düzeyinde heyet gönderdiğinde altındaki mesaj tam olarak şu; biz aslında vize konusunu çok önemsemiyoruz, iki ülke zaten iyi bir müttefik ancak ABD büyükelçiliğinde hiçbir görevlendirmesi dahi bulunmayan Metin T. sorgulanmadan bize iade edilsin. ABD’nin bu aşamada açıklayamadıkları durumlar var. FETÖ’nün ağababası Adil Öksüz kaçmadan önce neden Metin T. ile görüşmüş. Yoksa asıl mesele METİN T.’de isim listesi bulanan ve hala devlet içerisinde çözülemeyen kademelerdekilerin adlarının açıklanmaması olabilir mi? İnkâr edemezler, teröristlerin elebaşlarını ülkelerinde muhafaza ettikleri yetmiyormuş gibi birde ayakçılarına sahip çıkmak için orta doğudaki tek güvencesine vize sorunu çıkartmak bu ülkenin artık ne kadar amatör bir seviyede diplomasi izlediğini göstermektedir.