Yaşam yolunda olan insan bireysel ve kolektif hayat düzeninde hayat yoluna engelleri de, düzlükleri de kendisi için inşa etmiştir ve etmektedir.
Karanlığa aydınlık tutan onca ışık kaynağı arasında biri var ki, çok büyük hayranlık duyarım. Bu toplu göz göz yanan parlak ışıklarını gözlerime hediye sunan gecenin koyu siyahında gökyüzünde en çok parlayan tek bir yıldız kadar büyüleyici olan yağmur suyundan küçük bir deredir.
Çok uzaklarda yeryüzünün genel durumundan farklı duruşta bulunan bir parçası buraya bakan kişiye ayrıca olarak ta görünür.
Dürüstçe söylemem gerekirse sabit olarak bir yerde kalabilenler doğadakiler örneğin ağaçlar ve kullandıklarımızdır. Mesela evdeki buzdolabı. Doğal döngü değişmedikçe veya biz istemedikçe yerlerini gerçekten değiştirmezler. Durum böyle olduğu halde biz insanlar ve diğer canlılar hayattayken sürekli hareket eder ve yer değiştiririz.
İşlerimizi kanuna kitaba göre usulüne göre yaparız ki, fayda görelim. Buna rağmen bazen zarar ederiz. Adaletin tecellisi her zaman beklediğimiz gibi olmaz.
Çok arzu edilen bir şeye sahip olmak için kafayı takar çabalarız. Fakat takıntılı olmak iyiliğimize değildir.
Kesin olan bilimdir. O da değişme ve ilerleme halindedir. Yaşamın kendisi ise hem açık hem bulanık hem karışıktır. Hayatta bu yüzden bilinemezlikler üzerinedir, hiçbir şeyin kesinliği yoktur.
Geçersiz olanları söyleyenler sadece yalan söylemiş olmazlar. Aynı zamanda laf kalabalığı yapar, baş ağrıtırlar.
Bir şey bana doğru geliyorsa eğer karışılmasını istemem. Aynı durumdaki başkasına da karşı gelmem ve karışmamda.