Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Cüneyt TÜZEL
  3. PLAKA SARMALI
Yayınlanma: 27 Kasım 2024 - 15:31

PLAKA SARMALI

27 Kasım 2024 - 15:31
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Cüneyt TÜZEL
Cüneyt TÜZEL

1980 yılından sonra birdenbire kıymete binen ticari taksi plakası ilgili ilgisiz herkesin dikkatini çekti. Bir zamanlar plaka almak çok kolayken fırsatı kaçıranlar hayıflandı. “Keşke alsaydık, bu kadar değerleneceğini bilmedik!” diyerek pişmanlıklarını dile getirdiler. Taksi plakasının yaptığı prim ve getirdiği gelir herkesi imrendirdi. Tabi imrenmek başka, haset etmek başka şey. Birileri de kıskançlık edip bunun önüne nasıl geçeriz diye yollarını aradı. 

Türkiye’de yaklaşık yüz bin taksi plakası var. Bunların en değerlisi yakın zamana kadar İstanbul plakasıydı. Yakın zamana kadar diyorum çünkü Ekrem İmamoğlu döneminden itibaren İstanbul plakası giderek değer kaybetti. Altın, tenekeye dönüştü. Aslında süreç Ak Parti döneminde başladı. Konuyu sürekli gündemde tutarak taksi sektöründeki sorunları abartılı bir şekilde gözümüze sokan birtakım odaklar neredeyse her akşam bir taksici olayını ‘sarı terör’ ve nefret söylemleri ile ekranlarımıza taşıdırlar. Gazetelerde ve köşe yazılarında hakaretlere varan makaleler neşrettiler. Bir takım soytarı kılıklı muhabirler hastane önlerinde koltuk değneği ya da tekerlekli sandalyede bekleyip, durmayan, müşteri seçen taksicileri kayıt altına alıp haber bültenlerinde teşhir ettiler. Trafikte eksik olmayan kavga gürültüyü ayıklayıp sadece taksicilerin kavgacı olduğunu ima eden haberler yaptılar. Yaşlı başlı profesörleri bu konuda konuşturup algı oluşturdular. Ve bunlar yaşanırken kimse bu işin istatistiğine bakmadı. 

İstanbul gibi bir metropolde yaklaşık 20 bin taksi çalışıyor. Korsanlar bunun dışında tabi. Ticari taksiler günde yaklaşık bir buçuk milyon iş alıyor. Yani bir buçuk milyon defa taksimetre açıyor. Bu da yılda yaklaşık 550 milyon adet işe tekabül ediyor. İnsan unsuru olan her yerde olduğu gibi takside de şikâyetin olmaması mümkün değil. Yıllık 60 bin kayıtlı şikâyet var. Kayıtsızlarla beraber sayıyı abartarak bir milyon olarak kabul etsek 1/550 eder ki %1’e tekabül etmediğini görüyoruz. Yine de makul bir oran olduğunu düşünüyorum.

Aslında bunun da önüne geçilir. Öncelikle sistemin nasıl işlediğini anlatalım. Plaka sahibi olmak taksicilik yapmak için artık yeterli bir şey değil. Öncelikle belediyeden çalışma ruhsatı edinmelisiniz. Bu ruhsatı almak için de birtakım şartlar gerekiyor. Psikoteknik ve uyuşturucu testiyle birlikte şoför kartı sahibi de olmalısınız. Yani kimin taksi sürücüsü olacağına belediye karar veriyor. Uyuşturucu testinden geçmek biraz sıkıntılı. Zira bir gün önceden portakal suyu bile içseniz testin pozitif çıktığını söylüyorlar. Bu sebeple parasını ödediğiniz müddetçe negatif sonuç alana kadar teste girebilirsiniz. Bu durum gerçekten uyuşturucu müptelası olan birinin de negatif sonuç alana kadar defalarca bu teste girebilmesine imkân veriyor. Raporu aldıktan sonra bağımlı iseniz içici olmaya devam etmek mümkün. Sistemin ne kadar güvenli olduğuna siz karar verin. 

Şoför kartı almak için de sadece kart parasını belirtilen hesaba yatırmak yeterli. Hiçbir eğitim, test, yeterlilik sınavı gerekmiyor. Saldım çayıra Mevla’m kayıra. Böylece hiçbir adres bilgisi, mesleki tecrübe, iş ahlakı, sertifika, diploma veya referans gerektirmeden taksici oldunuz. Caddeler ve sokaklar sizden hizmet bekleyen müşterilerle dolu. Zira İstanbul’da en ucuz ulaşım taksidir. Çünkü giderler ve maliyetlere %150 zam gelirken taksi tarifesine %10 gibi zam yapmak maalesef alışkanlık olmuş. Bu durum taksinin gereğinden fazla rağbet görmesine, trafik yoğunluğundan dolayı da sayının yetersizliği sonucuna ulaştırıyor. Bu algı gereksiz plaka ihalesini de haklı bir sebep gibi gösteriyor. Oysaki bir taksi normal bir araçtan 8 kat fazla yoğunluğa sebep olduğu gerçeği bilimsel olarak elde edilmiştir. Böylece trafik sorununu taksi plakası sayısını artırarak içinden çıkılmaz bir döngü haline sokmuş oluyorsunuz. Bu durumda müşteri yine taksiye ulaşamıyor ve hizmet kalitesi denetlenemediği için düşüyor. 

Aslında Ekrem başkanı suçlamak haksızlık olur. Zira Ak Parti yönetimi zaten bu işin altyapısını hazırlamıştı. O güne kadar süregelen uygulamayı CHP İstanbul idaresini alınca devam ettirdi. Hatta Ak Parti'nin il meclisinde veto ettiği plaka ihalesi de aslında kendi yönetiminin planlarında bulunuyordu.

Tabi olayın içinde başka aktörler de var. Özellikle küresel ölçekte korsan taşımacılık yapan birtakım şirketler ve gayri resmi yerli korsanlar da pastadan büyük dilimi kapmak için bekliyor. Bunlar ulusal ve sosyal medyanın fenomenlerini fonlayarak taksici nefretini körükleyip gelecekte kendilerinin yapacağı kanunsuzluğa kılıf hazırladılar. Yani bu kadar sorunlu “terörist taksiciler” zamanı geldiğinde bir haksızlığa uğratılırsa kamuoyu desteğinden mahrum kalmalı ki birileri emellerine ulaşabilsin. Mesela bir gün gelir de devlet taksicinin parayla aldığı plakasını elinden çekip alırsa kimse çıkıp “Ayıptır, mülkiyet hakkı anayasa ile teminat altında. Siz haksızlık ediyorsunuz!” demesinler. 

“Böyle şey olur mu?” demeyin. Bugünlerde Türkiye’nin her yerinden taksiciler Ankara’ya akın ediyor. Sebebi de ortalıkta gezinen bir mülkiyet kanunu söylentisi. Öncelikle sanki taksi plakası mülkiyeti taksicinin değilmiş gibi, taksici bu servetini istediği gibi alıp satamaz ve miras olarak bırakamıyormuş gibi birileri gelin bu plakaların mülkiyetini size verelim, diyerek bir sazan sarmalını kurguladı. Bizim esnafımız saf ve temiz yüreklidir. İşin altındaki şeytanlığı ilk anda anlayamaz ama aptal da değildir. Mesleğinin ve servetinin güvence altına alınacağını beklerken yasayı görüşen bir komisyon üyesi “Bu kadar da olmaz!” diyerek haksızlığa itiraz etmiş. Akabinde konuyu dışarıya sızdırarak esnafın da haberdar olmasını sağlamış. Böyle haber çabuk duyulur tabi. Komisyon konuya gizlilik getirse de çanak çömlek patladı bir kere. Yasanın içeriğine göre taksi plakası mülkiyeti kalkıyor ve plaka sahipleri artık kendi mülkünde kiracı durumuna dönüşüyor. Belli bir süre kiracı olduktan sonra plakayı bedelsiz belediyeye iade ediyor. Tabi bu süre zarfında bir suç işlediğinde -ki bu durum da net değil- plakana el koyuluyor. Yasanın en sivri kısmı bu iken başka şeyler de var. Şirketlerin de taksicilik yapma imkanına yol veriyor. Plaka üzerindeki her türlü tasarrufu belediyenin yetkisine aktarıyor. Yani bir meslek grubu yılların emeği ile birlikte tarihe gömülüyor. 

Şimdi yapılan bu haksızlık karşısında kamuoyunda olması gereken tepkiyi görür müyüz? Bence hayır! Çünkü taksici denildiğinde her zaman gözümüz önüne gelen kavgacı, saygısız, kural tanımaz, müşteri seçen ve nefret uyandıran insanlar geliyor. Çünkü bize gösterilen buydu. Gözümüze sokarcasına taksiciden nefret ettirdiler ki planlarını gerçekleştirince kimse bu insanlara acımasın. Haksızlığa uğradıklarında arka çıkmasın. 

“Yaşanan olumsuzluklar yalan mıydı?” diyenlere de hak veriyorum. Evet, fazlası da var. Fakat yasa gereği taksiciyi ilk elden denetleyen Büyükşehir Belediyesi görevini gereği gibi yapmazsa ve toplu taşımadaki sıkıntıyı gizlemek için taksi sektöründeki sorunları göz önünde tutarsa bu işler düzelmez. Denetim doğru ve isabetli yapılmalı. Herkes taksici olamamalı. Toplu taşımadaki sorunlar çözülmeli ki trafik sonu da çözülebilsin. Böylece İETT otobüsünün bile düzenli çalışmadığı birtakım semtlere taksici gitmek istemediğinde onu suçlayabilelim. Taksimetre ücretlendirmesi bilimsel ve gerçekçi olmalı. Böylece hakkını alamayan bir takım zayıf karakterli taksi şoförleri başka yollara tevessül etmesin. 

Anayasaya göre mülkiyet hakkı diğer haklarla birlikte teminat altındadır. Bununla birlikte verilen haklar geri alınamaz konusu da anayasada kayıtlıdır. Bu karineyi delersek yarın barınma hakkı kutsaldır diyerek ev sahiplerinden evlerini almak, beslenme hakkı vazgeçilmezdir diyerek marketlere el koymak, işçi hakkını alamıyor, işverenler hak hukuk tanımıyor diyerek fabrikaların mülkiyeti devlete, belediyeye geçirmek gerçekleşir mi bilemiyorum! Bu durum size bir yerden tanıdık geliyor mu? 

İyi günlere ulaşmaktan hiç ümidimizi kesmeyelim. 

Saygılarımla.

Cüneyt Tüzel

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • ABUZER'İN SUÇU NE? - 20 Mayıs 2025
  • KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE - 01 Mart 2025
  • Kutudaki Kertenkele - 08 Aralık 2024
  • SUÇ VE CEZA - 10 Eylül 2024
    Köşe Yazarları
    Etem Sevik
    Etem Sevik
    Mevsimlerin hava akımları, geçişkenlikleri ve özellikleri…
    Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
    Galip İLHANER
    Nükleer Silahlı 2. İsrail Kürdistan geliyor
    Hasan ERDOĞAN
    Hasan ERDOĞAN
    Hayırlı olsun yeni yılımız 1447
    BABA OCAĞINA (MHP'ye) DÖNME ZAMANI GELMİŞTİR
    Ahmet CEKİN
    BABA OCAĞINA (MHP'ye) DÖNME ZAMANI GELMİŞTİR
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    Doç.Dr.Nurettin Akçakale
    İSRAİL, SEN VİCDANSIZSIN! ARAP DÜNYASI, SİZ DE UTANMAZSINIZ!
    Ebru ÖZTÜRK
    Ebru ÖZTÜRK
    BABALAR GÜNÜ
    GÜLNAZ KAYNAK
    GÜLNAZ KAYNAK
    İSRAİL'İN İRAN 'SALDIRISI
    Abdullah TAŞKIN
    Abdullah TAŞKIN
    KURBANDAN BAŞKA KİMSE KURBAN OLMASIN
    Cüneyt TÜZEL
    Cüneyt TÜZEL
    ABUZER'İN SUÇU NE?
    ALEYNA KOCABIYIK
    ALEYNA KOCABIYIK
    Kalbin Pusulası: Evliliğe Giden Yolda Kaygılarla Yol Almak
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    Dr.Osman BÜYÜKKAYA
    TERÖRSÜZ TÜRKİYE
    GAZZE İÇİN NE YAPABİLİRİZ...!
    Şener MENGENE
    GAZZE İÇİN NE YAPABİLİRİZ...!
    Sibel Arslan
    Sibel Arslan
    Türkiye İmalat Sektöründe Durgunluk Sinyalleri: 2025 Şubat Ayı, 2024'e Göre Nasıl Değişti?
     Atilla Mehdigil
    Atilla Mehdigil
    Hayranım şu Ramazan'ın bereketine
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
    YARGI SİSTEMİMİZDEKİ GÖZALTI SÜRELERİ, HUKUKSAL REFORMLAR VASITASI İLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?..
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    Doğan Bekin
    TÜRKİYE'DEKİ KÖTÜ GİDİŞATI NASIL OKUMALIYIZ
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    SUAT GÜN
    İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ MESELESİ –ll
    Meryem Özdemir
    Meryem Özdemir
    ÇİFTLER ARASI DUYGUSAL YAKINLIK KURMADA İLETİŞİMİN ÖNEMİ
    Emrah POLAT
    Emrah POLAT
    Yoldaki İşaretler (Davet ve Cihat)
    "Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
    Tarık Sezai Karatepe
    "Güzel bir borç!" ya da Karz-ı Hasen!
    Nedim ODABAŞ
    Nedim ODABAŞ
    "Yarın Hak'kın divanına varınca" ne diyeceksiniz?
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    KÂMİL ÇAKIR
    Toplumların zehri: Yozlaşma…
    Ahmet Alparslan Rufai
    Ahmet Alparslan Rufai
    KAMUOYUNA DUYURU VE TEŞEKKÜR...
    Davut İZOL
    Davut İZOL
    GÜZELLİK UĞRUNA ÖNEMSENMEYEN SAĞLIK
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
    BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    HAKAN BERKTAŞ
    Ataşehir Belediye Başkanı neden Hakan Berktaş olmalı?
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Fehmi DEMİRBAĞ
    İSRAİL NASIL KURULDU. 4
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
    Özkan Sapsağlam
    Orada çocuklar ölüyor burada insanlığımız
     Türkan Çiğdem
    Türkan Çiğdem
    TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN DİNAMİKLER
    Yasin Aktay
    Yasin Aktay
    Umman ve Yemen'den Türkiye'ye bakış
    Şenay Tek
    Şenay Tek
    "MEYDAN-I OKUMAK"
    Sabri Gültekin
    Sabri Gültekin
    Bu şarkının 'hikâyesi' eksik
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    İsmail Soner SEKMAN
    1805 Sarturner tarafından izole edilen morfin.
    Çok Okunan Haberler
    Rafet Orhan'dan Yürekten Çağrı:
    Rafet Orhan'dan Yürekten Çağrı: "Kulübümüzü Birlikte Yöneteceğiz"...
    Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek İçin Ortak Hedefler Belirlendi
    Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek...
    1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni Yıl Mesajı
    1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni...
    Küçükçekmece Sinopspor’da Olağanüstü Kongre Coşkusu: Rafet Orhan Güven Tazeledi
    Küçükçekmece Sinopspor’da Olağanüstü Kongre Coşkusu: Rafet Orhan...
    İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkan Adayı Mustafa Soydan'dan Küçükçekmece Belediyesi'ne Ziyaret:
    İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkan Adayı Mustafa Soydan'dan...
    Küçükçekmece'de Yardım Bekleyen Bir Hayat: Aydın Gündoğu Felç Geçirdi, Ne SGK'sı Var Ne Geliri
    Küçükçekmece'de Yardım Bekleyen Bir Hayat: Aydın Gündoğu Felç...
    Küçükçekmece Futbol Antrenörleri Derneği Kongresi Yapıldı: Halil İbrahim Toy Güven Tazeledi
    Küçükçekmece Futbol Antrenörleri Derneği Kongresi Yapıldı: Halil...
    İsrail’in Batı Şeria’daki baskı politikaları tırmanıyor, yerleşimci saldırıları artıyor
    İsrail’in Batı Şeria’daki baskı politikaları tırmanıyor, yerleşimci...
    Küçükçekmece'de Motosiklet Terörü, Kaldırım İhlalleri ve Güvenlik Endişesi: Cennet Mahallesi Çözüm Bekliyor.
    Küçükçekmece'de Motosiklet Terörü, Kaldırım İhlalleri ve Güvenlik...
    Fordo, Natanz ve İsfahan Vuruldu: ABD’nin Sessiz Gözü B-2’ler Harekette
    Fordo, Natanz ve İsfahan Vuruldu: ABD’nin Sessiz Gözü B-2’ler Harekette
    Kerimoğlu:
    Kerimoğlu: "Küçükçekmece, Kızılay Tarihinin En Büyük Kazanımına...
    Ana Sayfa
    DÜNYA
    GÜNDEM
    SİYASET
    EĞİTİM
    SAĞLIK
    OTOMOBİL
    MEDYA
    EKONOMİ
    EMLAK
    İSLAM
    SPOR
    MAGAZİN
    TEKNOLOJİ
    KÜLTÜR-SANAT
    ACI GERCEKLER
    TÜRKİYE
    BİYOGRAFİ
    AİLE ve YAŞAM
    BELEDİYELER
    RÖPORTAJ
    YEMEK
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Biyografiler
    Üye Paneli
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Karikatürler
    Hava Durumu
    Gazete Manşetleri
    Nöbetci Eczaneler
    Namaz Vakitleri
    • Sitene Ekle
    • Rss
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri

    hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

    www.ibrshop.com

    Yazılım: Tumeva Bilişim