Sanki 15 Temmuz’un intikamı alınırcasına vatandaşa ekonomi kazığın muhteşemi atıldı. Bunu yapan ister bakan, isterse fırsatçılardan her hangi birisi dahi olsa, bunu yapan her kim olursa olsun, böyle bir sefaletin bu millete reva görülmesi, açıkçası züldür, ihanettir ve en önemlisi kul hakkına girmek demektir...
Aziz milletimiz pandemi sürecinden günümüze kadar sirayet eden her ekonomi krizine boyun eğdirilerek perişan edilmiştir. Hele şu sefalete ve çektirilen çileye bakarmısınız bir yanda emekliye zam geldi diyerek adeta çocuk kandırır gibi dalga geçildi, diğer taraftan ise zam sözcüğünü duyan esnaf kisvetindeki fırsatçı tüccarların uyguladığı zam üstüne zam ise insanları çileden çıkardı...
Bir diğer taraftan da çiçeği burnunda olan ve ayağının tozuyla gelen maliye ve hazine bakanımız sayın Şimşek’in attığı ÖTV ve KDV kazığı, vatandaşı iğnenin deliğinden geçirdi. En son olarak 2023’teki 15 Temmuz gecesinde tam salalar okunduğu esnada akaryakıt fiyatlarına yandan yana çaktırmadan geçirilen katmerli zamlar, milleti canından bezdirmiş oldu...
Biz burada hükümetin bu olan bitenden masum olduğunu elinden bir şey gelmediğini ve serbest ekonomi yasasının kaldırılması gerektiğini söylerken diğer taraftan da sayın Şimşeğin ÖTV bombasını patlatması herkesi şoke etti. Hem de bir 15 Temmuz gecesi ve tamda salaların okunduğu esnada. Bu meyanda Merhum Erbakan hocanın meşhur sözü aklıma geldi, “Harbiden Siz Hangi Millettensiniz” Yahu insan evladı olan böyle bir gecede bunu yapar mı? Zaten enflasyon denen bir canavarımız var ve ağzını açmış timsah gözyaşları ile bu milleti soyup soğana çeviriyor, bir kazıkta sizin atmayın sayın bakan, lütfen ama...
Bakınız, Fırsatçılar bu zilleti devlet recaline mal etmenin derdinde iken, siz de bunu tasdiklemiş oldunuz. Tek kelime ile yazıklar olsun diyor başka da bir şey demiyorum. Bir de ekonomist olacaksın, de gidin ordan be, bizim bakkal Mehmet efendi bile senden daha iyi hesap yapardı. Zaten bu ülkeye ne zeval geliyorsa şu çok bilmiş ekonomistlerden geliyor. Neymiş efendim hazineyi dolduracakmış. Sen bu akılla mı senede iki defa bayram yapıyorsun demezler mi adama? Ülkenin bunca zenginlik kaynağı varken halen kamburu vatandaşın sırtına bindirmeye çalışıyorsunuz ya, yazıklar olsun size diyor başka bir şey demiyorum. Bu meyanda devlet recali ta pandemi sürecinden günümüze kadar bu düzenle zaten mücadele etmek için her imkanı seferber etmişti. Ama siz ne yaptınız? Ne yazık ki vicdanı müflis hale gelen bu yobazlara fırsat verdiniz...
Bakın, mevcut sistemdeki yani serbest ekonomi yasası yaşam alanlarımızdan çıkmadığı sürece, bu tarz ekonomi yobazlığı devam edecektir. Bu kanunu yasalaştıran Merhum Turgut Özal, bu yasayı yasalaştırdıktan sonra milletimizin yüzü hiç gülmez oldu. Günümüz vampirleri haline gelen yüzsüzler, bunu fırsata çevirerek bırakın iyi niyetleri suistimal etmeyi, bu yasayı katlederek milletin anasını ağlatıyorlar...
Bakınız, bu yasa yürürlükten kaldırılmadığı sürece ve otoriter sistemde kurulmadığı takdirde, ne itaat kalır ne de insanların yüzü gülmüş olur. İşte tam da bunun için diyorum ki hangi hükümet iş başında olursa olsun, önce bu sistemi şu vicdansız tacirlerin elinden kurtarmadıktan sonra en dirayetli hükümet dahi olsa yok hükmünde olur. Otoritesi olmayan hükümetlere ne hükümet denir ne de itaat edilir. Bilakis her kafadan ayrı cümbüş ve her ağızdan da ayrı bir zılgıt çıkar. Bugüne kadar hep hükümet insanların refah seviyesini yükseltmek için bir yandan emeklilere, bir yandan çalışan işçisine ve memurlarına kadar bütün sosyal güvence altındaki her bir vatandaşını ayrı ayrı düşünerek yetişmeye çalışırken, ne acı ki hükümetlerin karşısında duran zihniyeti bozuk tüccarlar da vatandaşı sömürmekten kendilerini alıkoyamadılar. Çünkü biz birbirimize karşı merhametli değiliz...
Bilakis, biz birbirimize karşı merhametsizleştikçe, Allah Teala da merhametli yöneticileri başımızdan alır ve zalim yöneticiler musallat ederek bizleri zalimlerle haşir ettirir. Bizi yöneten hükümetler her ne kadar merhamet ehli olsalar dahi ve ülkeyi merhametle idame etmeye çalışsa da, Cenabı Allah öyle zalim bir hükümdarla bizi hükmettirir ki, inanın feleğimiz bile şaşar. Bakın, biz burada felaket tellalı değiliz, görünen köye de kılavuz gerekmez değil mi? En başta evini kiraya veren ev sahipleri fırtınasına bakın. Her gün binlerce kiracı ve ev sahiplerin birbirilerine karşı verdikleri mücadeleyle şahit oluyoruz. Adamın yüzünde bir çuval sakalı var, başında sarık, sırtında ki cübbe ile 5 vakit namazı camide kılıp, lafa söze de gelince fetva üstüne fetva veren ama diğer taraftan da kiracısının anasını ağlatır...
Daha asgari ücrete, memura ve emekliye zam gelmeden fiyat üstüne fiyat vuruyorlar. Geçenlerde bir markette alışveriş yaparken bir ürünün üzerinde tam 12 tane üst üste yapıştırılmış fiyat etiketi gördüm ve bu ürünü kasaya götürdüğümde son etiket dahi boş çıkıp kasadaki güncel fiyat uygulandı. İlk etiket ile güncel fiyat arasındaki fark, tam yüzde yüz yirmi olduğunu gördük. Bakın efendiler, zulme uğrayan hiçbir ülke kendi kendine zelil olmadı. Önce müsrifliklerle baş gösterdiler, sonra da birbirlerine gaddar bir şekilde zulüm ettiler. Oda yetmedi fuhuşatta sınır tanımadılar ve en son olarak kimse kimseye merhamet etmeyerek azıttılar. Adeta şuan içimizde olan azgınlıklar gibi...
Şayet bu söylediklerime inanmayanda varsa buyursun gitsin yanı başında zulümden kaçan yabancı uyruklu komşusundan bu hale nasıl geldiklerini sorun ve bakın neler var neler. Ha, şu kafaları laylalom olanlardan sormayın! Çünkü onların vatan diye bir derdi yok. Tıpkı kafası her pisliğe çalışan yobaz tüccarlarımızın kafası gibidirler. Sormanız gerekenleri gidin yüreği yanan ana ve babalardan sorun. Gidin boynu bükük yetimlerden ve öksüzlerden sorun. Gidin bu soruyu sokaklarda aç ve susuz kalan yuvasızlardan sorun ? Gidin şu soruyu böyle musallatlara duçar olan mazlumlardan sorun ki size tek tek anlatsınlar belki kendinize gelirsiniz...
Çünkü onlar da bizim gibi önce israfta baş gösterdiler, sonra da birbirilerine zulm ettiler ve zelil bir şekilde per perişan oldular. Elbetteki 85 milyon insanımızın hepsi böyle değildir. Hakka ve hukuka riayet eden dört dörtlük insanlarımız da var yok değil, lakin bu varlık o kadar azınlıkta olduğu için sesleri kısık ve kimse onları ne duyuyor ne de kaale alıyor. Bu vasfa sahip bütün insanları olumsuz söylediklerimin hepsinden tenzih ediyorum. Maalesef ne yazık ki onlar da usul kaideyi bozmuyor...
Onun için bir an önce kendimize gelelim! Bir an evvel kendimize çeki düzen verelim ki, Rabbim Teala da bizlere rahmeti ile merhamet etsin. İla ahiri kelamımın hulasasında Allah, cümlemizi adil ve muttaki kulların zümresinden eylesin. Allah, cümlemizin yar ve yardımcısı olsun. Selam ve dua ile sağlıkla huzur içinde kalın selametle...
“SAYGILARIMLA VESSELAM”