Rusların İŞİD ve rejim muhaliflerini aynı kefeye koyarak Suriye’de başlattığı kirli savaş meşru değildir. Putin’in aniden harekete geçmesinin ana sebebi “Küresel Yahudi Sermayesinin” Kırım ve Ukrayna hadiselerinden sonra Rusya’ya ya karşı başlattığı ekonomik yaptırımlardan kurtulmak ve Suriye’de Türkiye’nin mevzi kazanmasını önlemektir. Bu harekâtta esasen Rusya’nın doğrudan bir çıkarı yoktur. ABD istediği zaman Rusya’yı Doğu Akdeniz’den çıkaracak ekonomik ve askeri araçlara sahiptir. ABD’de Kurulu “Küresel Yahudi Sermayesi”(KYS)nin gücü ve desteği olmadan Rusya bu harekâtı yapamaz, yapmaya da cesaret edemezdi. Burada KYS’nin ana amacı Rusya ve Türkiye’yi savaştırarak Asya ve Ortadoğu’da güçlü rakipleri enerji sarf etmeden teslim almak, güçlerini birbirine kırdırarak yok etmek olduğu anlaşılmaktadır.
Rusya şunu bilmektedir; yeni bir ekonomik kriz SSCB’nin dağılmasını tetiklediği gibi Rusya Federasyonu’nun da dağılacağına işaret etmektedir. Suriye’de onların dediğini yaparak(KYS) ekonomik yaptırımlardan kurtulmak ve göze girmek böylece Rusya Federasyonu’nun dağılmasını önlemek istemektedir. Suriye’deki harbin esas sebebi budur.
Şam’ın güneyindeki muharebelerde S. Arabistan ve Katar muhaliflere etkili tanksavar füzeleri vererek kara muharebelerinde rejimin ilerlemesini durdurmuştur. Batı buna şunun için müsaade etmiştir. İsrail ile Şam arasında bir tampon bölge oluşturulmaktadır. Böylece İsrail rahatlamaktadır. Diğer yönden Rusya’nın hava gücü kapasitesi bütün Suriye topraklarında etkili bombardıman yapacak sayı ve üstünlükte değildir. Öncelikle kendi üslerinin olduğu bölgenin etrafında bulunan Lazkiye, Tartus, İdlip, Türkmen Dağı, Halep güneyi gibi bölgelerde hava gücü ile sıklet merkezi yaparak rejim güçleri ve İran gönüllüleri öncülüğünde ilerlemektedir.
Batının nihai planı; Carablus Bölgesinde Kürt koridoru kurulmasını temin etmek Türkiye’nin buna karşı çıkan direncini kırmak ve Esat’ın liderliğinde seçime gidilmesi için rejim güçlerine alan açmak olduğu anlaşılmaktadır. Rusya’yı da bu kirli işte taşaron olarak kullanmaktadır. Aslında Rusya’nın burada önemli bir çıkarı yoktur. Mesele Doğu Akdeniz’de üs temin etmek olsa idi bunu Türkiye ile anlaşarak yapabilir ve daha kalıcı olabilirdi.
RUSYA’NIN SURİYE’DE BURNU SÜRTÜLMEDEN BU İŞ OLMAZ.
Türkiye desteklediği muhalif güçlerin ezilmesini önlemelidir. Diplomatik olarak sessiz kalmamalı gereken her türlü çabayı göstermelidir. Siyasi olarak sert demeçler vermek yerine desteklediğimiz muhaliflere el altından etkili silahlar vermeliyiz. Afganistan’da Rusların yenilerek çekilmesinin ana sebebi kara muharebeleri için ABD’nin mücahitlere verdiği tanksavar silahları ve hava savunması için verdiği alçak irtifa hava savunma silahları olan stinger füzeleri olmuştur. Bu iki silah Rusların havada ve karada ağır kayıplar vererek çekilmesini sağlamıştır.
1. Türkiye en kısa zamanda Özgür Suriye Ordusu ve Türkmenlere “Tow (Tanksavar silahı) ve Sitinger (Hava Savunma Füzesi) vermelidir.
2. Kendi sınırları içinde ve Suriye’de elektronik harp desteği vermelidir.
3. Rusya’ya karşı yoğun bir siber savaş başlatmalıdır.
4. İnsansız hava araçları vermeli ve destek sağlamalıdır.
5. Silahlı insansız hava araçlarının Rus ve rejim güçlerine karşı kullanılmasını sağlayacak çalışmalar yapmalıdır.
6. Eğit donatı kendi yapmalıdır.
7. Muhalif güçlerden; Rus hava ve deniz üslerine taktik akın ve imha harekâtı yapacak timler kurmalı ve harekât yapmalıdır.
8. Gerekirse Ruslara karşı hava muharebesine girmeden rejim güçlerini havadan bombalamalıdır. (Gerekçe olarak ele geçirdikleri yerlerde katliam yapmaları gösterilebilir.)
Türkiye bunları yaptığı takdirde ABD ve Batı Türkiye’ye daha fazlı saygı duyacaktır. Türkiye’yi karşılarına alacak plan yapamayacaklardır. Suriye’nin dizaynını Türkiye’ye bırakacaklardır. Rusya’da buradan defolup gidecektir. Türkiye’nin bu direnci Rusya Federasyonu’nun dağılmasına sebep olacak yolu açabilir. Unutmamalıdır ki; “Korkak tacir ne kâr eder ne zarar.” Kaldı ki burada hadiselere seyirci kalmak Türkiye’nin bütün iddialarını bitirecektir. Emr-i vakilere esir edecektir.