delesi vermesine neden olmaktadır. Bilhassa mevcut gelir adaletsizliğinin farklı meslek grupları arasında maaş dengesizliğinde bulunması çok mühim bir eşitsizlik durumunu maalesef yine karşımıza çıkarmaktadır. Her şeyden önce; dış güç etkili enflasyon canavarının maalesef etkisi ile emekli maaşlarının satın alma gücünü enflasyon karşısında maalesef erimesinin önemlesi en büyük problemdir. Diğer bir sorun ise; geç emeklilik yaşının yükseltilmesi meselesine bağlı olarak bireylerin hak ettikleri dönemde emekli olamamasına kesin olarak yol açmaktadır ve bu durmda kazanılmış hak ve insan hakları temelinde şüphe götürmez bir biçimde rahatsuz edicidir. İş bu noktada yapılması gerekenler; insan haklarına dayalı bir emeklilik sisteminin ilkelerini hukuksal reforlar eşliğinde ivedilik ile hayata geçirmemizde yatmaktadır.
* * *
İnsan haklarına dayanan bir yeni emeklilik sistemi, hukuksal evrensellik ile birleştikçe Türk emekli bireyleri, eşit şartlarda emeklilik hakkına sahip oldukça olması gereken insani eşiktliği sağlanayacaktır. Özellikle insani yeterlilik, maaşların bireylerin insanca bir yaşam sürmesi için yeterli seviyede oldukça Türk Emeklisinin devletimiz ile barışmasını kolaylaştıracaktır. Bu noktada önemli olan sosyal adaletin, farklı meslek grupları arasında ayrımcılık yapılmaması babında çıkarılacak yeni kanun ile eşitlikçi ve reformist hukuksal düzenlemelerin yapılması ile sağlanmasına bağlıdır. En güzel yöntemimiz, sürdürülebilirlik sisteminin uzun vadede mali açıdan emeklilik mekanizmasının sistematik olmasına bağlıdır. Bu önerilen çağdaş ve de gerekli hukuksal düzenlemeler, Türkiye’mizin emeklilik sisteminin insan hakları temelli bir yapıya dönüştürülmesi için acilen vücuda getirilmelidir. Bilhassa, emekli maaşlarının acilen insani yeterlilik seviyesine çekilmesi acilen gerekmektedir. Emekli maaşları, yaşam maliyetleri göz önünde bulundurularak en az asgari yaşam standartlarını sağlayacak şekilde belirlenmelidir.
Bu kapsamda, en düşük emekli maaşı; ülke genelinde belirlenen yoksulluk sınırı ile uyumlu hale acilen getirilmeli ve emekli maaşları, düzenli olarak enflasyon oranına göre mutlaka güncellenmelidir. Öncelikle; ivedi bir biçimde emekli maaş eşitsizliklerinin giderilmesi ve farklı sigorta kollarından emekli olanlar arasında maaş farklarını gidermek için tek tip bir hesaplama yöntemi geliştirilmesi sistemi baştan aşağıya olumlu yönde emeklileri devlet ile barışarak olumlu yönde etkileyecektir. Bu yeni sistem, bireylerin sigorta prim gün sayısını; çalışma süresini ve ekonomik katkısını eşit bir şekilde esas aldıkça yeni emeklilik sistemine olan güveni emeklilerimiz nezdinde kesin olarak attıracaktır. Hususiyet ile; bireylere erken emeklilik hakkı seçeneğinin tanımlanması; özellikle ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlar adına, kronik hastalığa sahip bireyler ve kadınlar için erken bir emeklilik sistemi hakkı tanınması hukuk devleti olma ilkemizin müthiş oranda yükselmesine vesile olacaktır. Bu noktada yine, prim ve katkı oranlarının adil dağıtılması Anayasal anlamda eşitlik ilkemiz ile hukuksal bir düzenleme meyvesi olarak doğacak ve de kolkola olumlu yönde beraberce yürümesine neden olacaktır. Prim ödemelerinde işveren, çalışan ve devlet arasında daha dengeli bir paylaşım modeli uygulandıkça; düşük gelir grubundaki çalışanların prim oranları azalacak ve devletimiz düşük prim ödeyen gruplara finansal olarak destek sağlayabilme fırsatı bulabilecektir.
Netice olarak; ek sosyal desteklerin hayata geçirilmesi ile Türk emeklisine yönelik sosyal destek programlarının artmasına sebep olunacaktır. Sağlık hizmetlerinin ücretsiz ve erişilebilir hale getirilmesi, toplu taşıma ve enerji tüketimi gibi alanlarda emeklilerimize indirimli yahut muafiyet hizmetleri sunuldukça emeklilerimiz çok daha rahat bir nefes alması kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada, acil hukuksal reform uygulamaları ve finansal kaynak yaratılması çok önemli olup; bu yeni hukuksal düzenlemelerin özellikle yeni emeklilik sisteminin hayata geçirilebilmesi adına yaratılacak finansman kaynağı, vergi reformu ile lüks tüketimden alınan vergiler vasıtası artırılması ve sınırsız bir kaynak olarak kullanılması sisteme olsn güveni ekonomik anlamda arttıracaktır. Özellikle, israfın önlenmesi adına kamu harcamalarındaki olası keyfiliğin önüne geçilerek oluşturulabilecek yeni bir bütçe ile yeni emeklilik sistemine sağlam bir kaynak yaratılıp aktarılması bu yeni olası emeklilik sistemini kuvvetlendirecektir. Böylelikle; yeni emeklilik fonu hür yönetimi, emeklilik için toplanan fonlarının profesyonel bir şekilde yönetilmesi sağlaması ile kendi kendine yeten bir ekonomik güç hale gelecektir. Sonuç olarak; Türk Emeklilik Sistemi, insan haklarına dayalı bir yapıya kavuşturularak daha adil ve sürdürülebilir hale gelmesi asla hayal değildir. Bu, yalnızca bir sosyal güvenlik meselesi değil; aynı zamanda bireylerin onurlu bir yaşam sürebilmesi için temel bir insan haktır. Hukuksal Reformlar ışığında, sadece ekonomik bir zorunluluk değil; aynı zamanda sosyal adaletin sağlanması için etik bir yükümlülüktür Türk İnsanı için. Türkiye’nin geleceği, emeklilerine verdiği değerle şekillenecek ve Türk Emeklisi ile Kutsal Devletimizin yeniden barışmasına olanak sağlaması ülkemizi birlik ve beraberliğe sürükleyecektir!..
Türk Emeklisi ile Türk Devletimiz, beraber hareket ettikçe; Türkiyemiz hep kazanacak ve de Türk Ekonomisinin rahat bir nefes almasına vesile olacaktır!..
19.01.2025
Av. Mehmet Erol ULUTAŞ
İstanbul Barosu
1 No.lu Baro Üyesi
YanıtlaYönlendir
Tepki ekle