Sayın Cumhurbaşkanı, başbakanlığı döneminde 16 Şubat 2004 tarihinde Kanal/D’de yayınlanan Teke-tek programında ilk defa Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) bahsetmişti.
Şunları söylemişti: “…Özellikle Diyarbakır’a çok farklı bakıyorum. Amerika’nın da düşünmüş olduğu ‘Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir…” diyordu.
Peki, BOP nasıl bir projeydi ve Diyarbakır bunun neresindeydi?
Huyudur, Batı, her planını ikiyüzlülük üzerine bina ediyor. POP’ta da aynı oyunu sergileyerek, sinsice iki farklı proje olarak hazırlamıştı. Biri göstermelik, diğeri ise asıl proje. Dünya kamuoyuna göstermelik proje üzerinden mesaj verirken, uygulamada asıl projeyi işletmeye devam ediyor.
Göstermelik proje Kuzey Afrika ülkelerini de kapsayacak şekilde 22 Müslüman ülkeye Türkiye modeli demokrasi getirmeyi hedefliyorken; asıl proje, Ortadoğu’da 17 olan ülke sayısını 22’ye çıkarıyor. Bu birinci aşama. İkinci aşama ise ‘Büyük İsrail Projesi’dir.
Şimdi şu asıl projeye bir göz atalım. Ülke sayısı 17’den 22’ye çıkacağına göre bu 17 ülkeyi bölüp parçalayıp içinden beş yeni ülke çıkacaklar.
İşte onlardan biri de FREE KÜRDİSTAN olacak. Yani Özgür Kürdistan. Bu ülke, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den toprak alacak. Bu durumda yukarıdaki bilgiye göre bu ülkenin başkenti Diyarbakır olacak diyebilir miyiz? Evet, deriz.
Zaten Abdullah Öcalan’ın mektubunun bizzat Diyarbakır’da okunmasının asıl nedeni de bu. Kim ne derse desin bu, düpedüz Özgür Kürdistan’ın temelinin atılması anlamına gelir.
Yoksa Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan için bizzat “Gelsin, TBMM’sinde konuşsun!” demişti. Şayet bu yapılsaydı, bir nevi TC’nin hegemonyasını kabul etmek olurdu. Demek istenen odur ki: “Ben senin değil kendi başkentimden halkıma seslenirim.”
Diyarbakır’ın yıldız olmasına ise daha zaman var. Şimdilik temel atılmış oldu. “Peki, o ne zaman olacak?” O da Büyük İsrail Projesi’nin yürürlüğe konulması sürecinde olacak.
Bir de tabi iş sadece Özgür Kürdistan’la kalmayacak, BOP’un sonraki aşamaları var. Kürdistan’ı da serbest bırakmayacak, zamanla iç savaş çıkaracaklar. Dahası komşu ülkelerle savaştıracak ve neticede Kürdistan da Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye bölünecek. Kuzey kesim, Ermenistan ile bütünleşecek, Güney kesim ise Büyük İsrail sınırları içerisinde kalacak.
…
Şimdi bu pencereyi burada açık bırakıp, şu son gelişmeler üzerine bir başka pencereden farklı bir bakış açısı geliştirelim.
Malum Bahçeli, APO’non meclisten konuşmasını pardon haykırmasını istemişti. Bu rastgele bir çağrı değildi. Belli ki bir talimat üzerineydi. Öte yandan APO, (kendisinin ermeni olduğunu düşürsek ki bu zaman zaman birçok platformda dile getiriliyor) bu projeye sıcak bakmayıp, teklifi kabul etmemiş olabilir. Zaten İmralı’da çekildi diye medyaya servis edilen fotoğrafa bakıldığında, büyük oranda montaj havası veriyor. Hatta APO’nun fotoğrafı da adeta eşkâl çizilmiş gibi duruyor…
Bu durumda son gelişmeler, APO’ya rağmen yapılmış olabilir; mektup, onun ağzından yazılmış olabilir ve mesaj da onun ağzından verilmiş olabilir.
Yoksa APO, bütün bu tekliflere sıcak bakacak olsaydı ve sözü dinlenir olsaydı, çoktan terör örgütüne silah bıraktırır ve lağvederdi de kendi de iyi halden dolayı delikten çıkardı.
…
Ha! Olaya bir de şöyle olumlu bir pencereden bakalım.
APO’nun mektubunda bahsettiği gibi (ya da vatandaşın anladığı gibi) faraza geçmişin üzerine bir sünger çekilecek, demokrasi işleyecek ve bütün TC kanunları uygulanacak.
Yani terör örgütü silah bırakacak, her bir ferdi de sıradan bir vatandaş gibi topluma karışıp kaynayacak, öğle mi? İyi de adama demezler mi: “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!”
Peki ya silahlar ne olacak? Al sana kocaman bir soru! Silahların durumu ne olacak?..
…
Neyse bu işin içinden çıkılmaz arkadaş…
Oyun büyük, figüranlar ise maalesef çok küçük, akıntıya kapılmış gidiyorlar.
Peki neden?..
Birilerine vefa borçları mı var?
Birlerinin ellerinde büyük büyük kozları mı var?
Yoksa bütün bunlar koltuk sevdasından mı?
Akıllara zarar bir durum!
Allah sonumuzu hayreylesin inşâllah!