Bugün tek kutuplu dünyanın çeribaşısı halindeki Amerikanın dayattığı ve kahredici tesirinin devam ettiği bilinen, kazasız belâsız yaşamanın ilk şartı şudur: Amerikanın her nevi istek ve emirlerinin kabulü mecburi, fakat reddi yasak
Bu şartın çapı ve muhtevası devletten devlete değişir ve dinine, zenginliğine, kalkınmışlığına ve millî, şahsiyet yapısına göre farklılıklar arz eder
Amerika ile münasebette İsrail ve İngiltere asla ayrı kabul edilmediği gibi, şartların en ağırına muhatap devletler, Müslüman olanlardır Bunlar, Amerikadan izin almadan kendi kalkınmaları yolunda adım atamaz Yatırım yapamaz Ordusunu kuvvetlendiremez Bir başka devletle dostluk kuramaz, işbirliği ve anlaşma yapamaz Vaşinktondan verilecek emir, talimat ve her türlü tavsiyeye itirazda bulunamaz Amerikanın zoraki analığı İngiltere ile gayrimeşru çocuğu İsraile sert davranamaz, incitici lâf edemez ve kıramaz
Bir Müslüman devlet, Amerikanın her türlü hakaretlerini sineye çekmeye, memnuniyetle kabule ve anında unutmaya mecburdur Kendi siyaseti icabı, yapmak istediği hamle yahut icraati Amerikadan izin alınamıyorsa her türlü isteğini tozlu raflarının bir köşesine fırlatmak ve üzerine bir yudum su içmek zorundadır
Rahmetli Menderes, 5-Haziran-1960 da Sovyetler Birliği ile bir ticarî ve sınaî antlaşma imzalayacaktı, 27-Mayıs günü yolu Moskovadan malum darağacına çevriliverdi Süleyman Demirel yatırımlarında Amerikan dışı sermaye ve ortaklar kullandığından, siyasi hayatı gelgitlerle köşe kapmaca oyununa çevrildi
Amerikanın Müslüman Irakı bizi çiğneyerek işgâl etme hırsına, TBMMnde hayır denildiği için, askerimizin başına çuval geçirildi Vaşingtonu resmi ziyaretinde Başbakan Erdoğan Filistine gitmekte ısrar edince, Türkiyeye döner dönmez Taksim Gezi Parkında, 17 ve 25 Aralıkta da devam edecek, hıyanetin en alçak şekliyle kendisine, (hoş geldin!) merasimi tertiplendi
Kahraman Ordumuz güçleniyor, büyüyor, teknolojik imkânlara kavuşuyor, uçağını, tankını, denizaltısını kendisi yapıyor diye, tarihin en ahlâksız iftira ve kumpaslarına maruz bırakıldı ve paralel etiketli CİA uşaklarına yem edildi
Şimdi Türkiye yine tozduman içinde Şehirlerimiz yine kan, gözyaşı ve barut atmosferinde boğulmakta Vatan çapında huzurumuz hıyanete teslim bayrağı çekmek üzere
Gerçek sebebi şimdilik meçhul Bahanesi ise Kobaninin İŞİD ablukası Faili, her zamanki gibi, Amerikanın doymak bilmez hırsı ve iştihası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısına özür dilettiği için mi?.. İŞİD de PKK da teröristtir! dediği için mi?.. Bilmediğimiz başka sebepten Amerikayla ters düştüğü için mi, meçhul Fakat bilinen ve gerçek olan, PKKyı da İŞİDi de Amerikanın kurmuş olduğu ve palazlandırdığıdır Tavşana kaç, tazıya tut misali, ikisini birbirine vurdurduğu ve her ikisini de Türkiyenin başına belâ kıldığıdır
Amerikanın hedefi; Ortadoğuya huzur, barış ve demokrasi getirmek değildir, aksine, Suriyeyi, Irakı ve Türkiyeyi parçalayarak bölgenin yeraltı petrol ve madenlerine sahip çıkmaktır Amerika kendi menfaati hesabına, şimdi İŞİDi yıldırıcı tehdit unsuru haline getiriyor Sonra İŞİDle mücadele için PKKyı ağır silâhlarla güçlendiriyor Ve bizim için yapılacak tek şey bırakıyor: Tam techizatlı PKK ordusu ile savaşa girmek ve sonra sınır, bayrak ve bölünecek vatanımız konusunu konuşmaya başlamak
Son olup bitenler, eğer uslu çocuk olmazsa, Türkiyeye Amerikanın aba altından çıkaracağı sopanın sadece ucunu göstermek demektir
Kobani sadece aşağılık bir bahanedir
Gözü topraklarımıznın altında olan Amerika Türkiyeyi ve örselediği kahraman Ordumuzu hafife almaktan vazgeçmelidir Zira Müslüman Türkiyenin Peygamber Ocağı Ordusu Defalarca kendi küllerinden doğacak kabiliyete sahiptir Ve bu Ordu Allah uğrunda ölen yegâne ordudur Onu hafife alanlar ve artık iş göremez zannedenler her zaman olduğu gibi bugünde hüsrana uğrayacaklardır Haçlı Batı ve Amerika bunu asla unutmamalıdır