Selahattin Demirtaş mı PKK'lı, Osman Öcalan mı?

Özet!...

ha Osman Öcalan

ha Selahattin Demirtaş

ikisi de aynıdır ve ikisi de PKK’lıdır.

Osman çok çok eski PKK’lıdır.

Selahattin ise yeni PKK’lıdır.

Malumunuz!...

23 Haziran İstanbul seçimlerinden hemen önce, PKK’nın eski yöneticilerinden ve Abdullah Öcalan’ın küçük kardeşi Osman Öcalan, TRT Kurdî ekranlarında göründü. TRT Kurdî muhabirinin yaptığı röportajda Osman Öcalan, CHP İstanbul adayı için proje diyerek seçim tartışmalarına katılmıştı. Bu röportajın etkileri hala devam ediyor ve uzun bir süre de devam edecek.

Başka tv kanalları, haber siteleri, gazeteler, … medya kuruluşları röportaj yapsaydı normal karşılanabilirdi. Hatta bir habercilik başarısı olarak bile görülebilirdi. Devlet televizyonunda bu röportajın yayınlanması (iyi niyetli de olsa) doğru olmadı. Bu yanlışa AK Parti dahil her kesim tepki gösterdi. Bu hata seçim sonuçlarını da ciddi derecede etkiledi.

Osman Öcalan, yıllarca PKK yöneticiliği yaptı ve çok sayıda insan öldürttü. Bu memleketin çocuklarını öldürttü. Abdullah Öcalan ve PKK ile ne sorunları oldu? PKK’nın ihanet olarak gördüğü bir hareketle neden PKK’dan ayrıldı? Bunu sebeplerini henüz bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz. PKK, ayrılanları hain olarak ilan ediyor ve öldürüyor.

Osman Öcalan ise; Kuzey Irak’ta yaşıyor. Yani PKK, Abdullah ÖCALAN’ın küçük kardeşi Osman’ı affetmiş ve öldürmemiştir. Halbuki PKK, binlerce Kürt çocuğunu, PKK’dan kaçtığı için hain ilan ederek öldürmüştür.

PKK’li en şirin çocuk Selahattin DEMİRTAŞ

Küçük kardeş Osman, şanslı bir adam.

hem PKK’nın af ettiği ve infaz etmediği biri,

hem PKK yandaşlarının HAİN demediği biri,

hem TRT Kurdî gibi bir televizyon kanalına çıkabilen biri,

Kısacası, PKK’lı bir yönetici olmak değer veriyor bazılarına.

Tıpkı Selahattin DEMİRTAŞ gibi.

Osman ÖCALAN, eski bir PKK’lı ve PKK’yı bırakmış biri. Yani şuanda PKK’lı değil hatta PKK’ya karşı ve PKK jargonuna göre, PKK’ya ihanet etmiş bir adam.

Ama Selahattin Demirtaş öyle değil. Selahattin hala bir PKK’lı ve PKK’lı olmaktan da vazgeçmiyor.

TRT Kurdî, eski bir PKK’lı olan Osman Öcalan ile röportaj/haber yapınca olay oluyor. Bu haber AK Parti ve ERDOĞAN aleyhinde rezil bir propaganda olarak kullanılıyor.

Halbuki; bütün televizyonlar, gazeteler, haber siteleri, … her gün PKK’lı Selahattin ile ilgili haberler yapıyor.

Hala PKK’lı olmaya devam eden Selahattin Demirtaş, eski PKK’lı Osman Öcalan’dan daha fazla PKK’ya katkısı olan biri. Ama Selahattin el üstünde tutuluyor ve el üstünde tutulmaya da devam ediyor.

Hatta PKK’li Selahattin, Cumhurbaşkanı adayı bile oldu.

PKK, Selahattin’i silah altına çağırsa, gidip PKK’nın dağ kadrosuna katılacak kadar da PKK’ya bağlı biri.

DEMİRTAŞ, Abdullah Öcalan ile liderlik mücadelesi veriyor ama, Abdullah Öcalan’ı da kullanıyor.

Selahattin, sürekli ilkelerden bahseder ama, hiçbir ilkeye, ahlaka da uymaz.

Selahattin, Öcalan liderimiz der, arkasından iş çevirir. Liderlik mücadelesi verir.

Selahattin, Öcalan irademiz der, Öcalan’ı dinlermiş gibi yapar ama Türk Solunu dinler.

Selahattin, PKK beşikteki çocukları dahi öldürdüğünde ses çıkarmaz ama, çok hümanisttir.

Selahattin, Kobani olaylarında 50’den fazla insanın ölümüne sebep olduğu halde, utanmadan suçsuz olduğunu söyler.

Selahattin, hemen her gün; öğretmen, kadın, işçi, … öldüren PKK’yı destekler ama, aynı amanda ADALET de ister.

Selahattin, Suç işleme özgürlüğü ister ama, ADİL yargılanmadığını da söyler.

Selahattin, PKK’nın elindeki rehinlerden bahsetmez ama, kendisinin siyasi rehin olduğunu söyler.

Selahattin, 40 yıldır PKK’nın başında bulunanlara (Abdullah ÖCALAN, BAYIK, KALKAN, OK, KARAYILAN, …) diktatör demez ama, halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’a diktatör der.

Selahattin de Ekrem bey gibi haftada ortalama 3 YALAN söyler ama, kendisini ilkeli ve dürüst olarak göster(t)ir.

Selahattin, PKK’liyim ama, hiç utanmadan suçsuzum der.

Hakkını yemeyelim ama,

Selahattin’nin tek dürüst olduğu konu, PKK’lı olduğunu hiçbir zaman inkar etmemesidir. Doğru söylediği tek konu PKK’lı olduğunu açık ve net bir şekilde ilan etmesidir.

Selahattin, her konuda basitlik yapabilir ama, PKK’lı olduğu konusunda hiç basitlik yapmaz. Direk, hiç dolandırmadan doğruyu söyler. PKK’li olduğunu hiç gizlemez.

Şimdi Kürtler ne yapsın?

Kürtler PKK’ya karşı çıkıp bedel öderken,

güvenlik korucusu PKK’ile çatışmalara girip şehit olurken,

muhtarlar (Kürt) PKK’ya karşı çıktığı için şehit edilirken,

CHP ile PKK (HDP) seçim ittifakı yapabiliyor.

PKK’li Selahattin Demirtaş, Türk medyasında değerli bir adam oluyor.

HDP (Demirtaş, Türk, Buldan, …) mekanizmasının PKK’ya gönderdiği elemanlar; kadın, polis, asker, çocuk, öğretmen, işçi, … öldürürken, ölenler değerli olmuyor ama, PKK’ya adam ve para gönderen; Pervin, Selahattin, Ahmet, … gibi adamlar değerli oluyor?

Kürtler neden PKK’ya karşı çıkıp bedel ödesin o zaman?

PKK’lı olmak suç olmaktan çıkmıştır.

PKK’lı olmak artık suç değil. Cemil, Bese, Pervin, Selahattin, Sezai, Karayılan, … hepsi özellikle de 23 Haziran İstanbul seçimlerinde birer meşru aktör oldular. Kimse bundan utanmadı. Hele CHP’liler hiç utanmadan zil takıp oynadılar.

Çünkü; PKK’lı olmayı suç olmaktan çıkaran kişilerin (özellikle Türk solu ve CHP) çocukları; HDP (Demirtaş gibiler) yöneticilerinin PKK’ya gönderdiği kişiler tarafından öldürülmüyor. Hep başkalarının çocukları öldürülüyor. Öldürülenlerin, şehit olanların bir değeri yok ama, PKK’ya adam ve para gönderip öğretmen öldürtenlerin (HDP yöneticileri) değeri var.

Türk medyası için;

ha Abdullah GÜL ha Abdullah ÖCALAN

ha Cemil BAYIK ha Kemal KILIÇDAROĞLU

ha Bese HOZAT ha Meral AKŞENER

ha Duran KALKAN ha Ekrem İMAMOĞLU

ha Murat KARAYILAN ha Barış YARKADAŞ

ha Pervin BULDAN ha Canan KAFTANCIOĞLU

ha Osman ÖCALAN ha Devlet BAHÇELİ

ha Selahattin DEMİRTAŞ ha Ahmet DAVUTOĞLU

Her biri neredeyse eşit birer aktör oldular.

Türk medyası da Türk siyaseti de son derece rezil bir durumdadır.

PKK neden bitsin ki?

PKK’ya bedel ödeyenlerin adı bile hatırlanmazken, PKK’ya adam gönderip çocuk öldürtenler el üstünde tutulursa, PKK neden bitsin ki?

Yasin BÖRÜ, Mevlüt BENGİ, Eren BÜLBÜL, … PKK tarafından öldürüldüler. Ama isimlerini kaç kişi biliyor? Hangi CHP’li bu isimleri biliyor acaba?

Trabzonlu çocuğu şehit eden çizgi beğenilir mi Ekrem bey?

Sen Ekrem bey; Trabzonlu Eren BÜLBÜL’ü şehit edenleri PKK’ya gönderen Selahattin Demirtaş’ın çizgisini beğenirsen, ben PKK’ya neden karşı çıkıp bedel ödeyeyim Ekrem bey?

Sen Ekrem bey, dağdaki PKK’nın desteğini alıp, ovadaki PKK’lı Selahattin’in çizgisini beğenme rezaletine girersen, Kürt neden PKK’ya karşı çıkıp bedel ödesin Ekrem bey?

Sen Ekrem bey (ve CHP yöneticileri) PKK ile seçim ittifakı yapıyorsan, güvenlik korucusu neden PKK ile savaşıp ölsün Ekrem bey?

Bu rezalet değil de nedir Ekrem bey?

Sen Ekrem bey, Güvenlik korucusu, muhtar, işçi, … Selahattin’in çizgisini beğeniyorum derse, PKK tarafından öldürülür mü Ekrem bey?

Sen Ekrem bey, çocuğu PKK’da olan adam, Selahattin’in çizgisini beğenmiyor da sen neden Selahattin’in insan öldürten çizgisini beğeniyorsun Sen Ekrem bey?

Güvenlik korucuları, muhtarlar, … bunların kafaları senin kafan kadar çalışmıyor mu Ekrem bey?

Bunlar Selahattin’in çizgisini beğendiklerini söyleyemeyecek kadar salak mı Ekrem bey?

Bunlar PKK’li Selahattin’in çizgisini beğenirlerse, neden öldürülsünler Ekrem bey?

En başta PKK’ya karşı olan Kürtler olmak üzere; öğretmenler, askerler, polisler, kadınlar, çocuklar, … Sen Ekrem bey, PKK’li Selahattin’in çizgisini beğenesin diye mi ölüyorlar, öldürülüyorlar, şehit oluyorlar, … Ekrem bey?

Sen mi Ekrem bey, PKK’li Selahattin’in çizgisini beğenmekle yanlış yapıyorsun yoksa; korucular, muhtarlar, öğretmenler mi?

PKK’li Selahattin DEMİRTAŞ, senin Ekrem bey, senin çocuğunu öldürtmediği için mi Selahattin’in çizgisini beğeniyorsun Ekrem bey?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi gidip; Habur Sınır Kapısı’nda, PKK’dan gelenleri PKK’ya geri göndermek için, ‘İKNA ÇADIRI’ kuracak mı Ekrem bey? PKK sizden böyle bir talep bekliyor Ekrem bey?

PKK’dan kaçıp, Selahattin Demirtaş’ın çizgisini beğenmediği için, her gün Habur Sınır Kapısı’nda TSK’ya teslim olan PKK’lılar var Ekrem bey.

İKNA ÇADIRI kurup, çizgisini beğendiğiniz Selahattin’in adamlarını, PKK’ya geri gönderme üzerine projeleriniz var mı Ekrem bey?

PKK’dan kaçıp teslim olmaya gelen PKK elemanlarına: “oğlum, kızım siz salak mısınız? Biz (CHP) Selahattin’in çizgisini beğeniyoruz, CHP ile PKK (HDP) seçim ittifakı yapıyor, siz PKK’dan kaçıp geliyorsunuz. Derhal geri dönün ulan! BASİTLİK yapmayın” demeyi düşünüyor musunuz Ekrem bey?

Adamlar Selahattin’in çizgisini beğenmeyip, PKK’dan kaçıp geliyorlar da, siz neden PKK’li Selahattin’in çizgisini beğeniyorsunuz Ekrem bey?

Çocuğu PKK’da olan aileler bile Selahattin’in çizgisini beğenmeyip, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ona oy vermediler. Siz neden bu kötülüğü bu memlekete yapıyorsunuz Ekrem bey?

Ekrem bey, neden siz ve partiniz CHP, PKK (HDP)’ya kuyruk oluyorsunuz?

Bu halk; zamanı gelir, PKK (HDP)’ya kuyruk olan CHP’nin o PKK kuyruğunu kesecek ve CHP’yi marjinalleştirerek, tarihe gömecektir. Sizin de yükselişiniz PKK horonlu, partiniz CHP’nin yaşaması da hormonlu bir yaşam. Bu halk sizi PKK ile işbirliği yaptığınız için zaman içerisinde marjinalleştirecektir.

Ekrem bey, öncelikle görevinize başlamadan önce; bütün Türkiye’den özür dilemeniz gerekiyordu. Çünkü çizgisini beğendiğiniz adam (Selahattin DEMİRTAŞ) ve adamlar, insanımızı öldüren elemanları PKK’ya gönderen kişilerdir. Ben güvenlik korucusu olsam, silah bırakırdım Ekrem bey. Ben PKK ile savaşıp öleceğim, çocuklarım yetim kalacak, sen ve partin CHP ise Ekrem bey, beni öldürenlerin çizgisini beğeneceksin öyle mi? Ben, sen beni öldürüp çocuklarımı yetim bırakanların çizgisini beğenesin diye mi ölüyorum Ekrem bey? CHP ile HDP (PKK) işbirliği yapacaksa, ittifak yapacaksa, bana kurşun sıkanlarla işbirliği yapacaksa, … ben neden bedel ödeyeyim Ekrem bey?

Size son sözüm Ekrem bey: Selahattin’in çizgisini beğeniyorsanız, Atatürk’ün çizgisine bir çizik çekmişsiniz demektir. Selahattin’in çizgisi, planı, … Kobani olaylarında başarılı olsaydı, bugün Türkiye harap olmuş, Suriye’den de beter bir duruma düşmüş olurdu. Selahattin’in çizgisi; hem Selahattin (PKK/HDP)’i hem Ekrem bey (CHP)’i marjinalleştirecek bir çizgidir. Siz aynı çizgide gitmeye devam edin. Allah bu çizgide gidenlerin yolunu açık etmez.

ATATÜRK, CHP’den tamamen (bizzat ERDOĞAN tarafından) kurtarılmalıdır

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü CHP’den tamamen kurtarmanın, almanın zamanı gelmiştir. ATATÜRK, CHP’den alındı mı CHP tamamen marjinalleşir.

ERDOĞAN mazlumun yanında zalimin karşısında bir liderdir.

ERDOĞAN;

Dünyayı ABD'den,

İslam ülkelerini İsrail'den,

Türkiye'yi CHP'den,

Türkleri FETÖ'den,

Kürtleri PKK'dan,

Alevileri DHKP-C'den,

İslamcıları DEAŞ/IŞİD'den,

ATATÜRK’ü CHP’den

Kurtarabilecek en büyük liderdir.

HDP bir parti değildir.

Bundan böyle PKK (HDP)’nın döktüğü her kanda, HDP (PKK)’yi meşrulaştıran (iktidar-muhalefet) herkesin payı olacaktır. HDP bir parti değil, bir terör örgütüdür, iç ve dış dengelerin oluşturduğu fiili bir durumdur. HDP bu şekilde meşrulaştırılırsa, PKK marjinalleştirilemez. Herkeste bu vebale ortak olur.

Yapılması gereken, Abdullah ÖCALAN üzerinden; HDP tamamen tasfiye edilerek, yerine (adında Türkiye’de olabilir), bir Türkiye partisi kurmaktır. Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan, … ve tek ordu ile sorunu olmayan bir parti gerekiyor. HDP bu hale dönüştürülmeden bu sorunun çözülmesi zordur.

Bu fırsat; HDP’nin de PKK’nın da Abdullah ÖCALAN’ın da EN SON ŞANSI olmalıdır.

***

Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz darbe girişimi neden küçümseniyor?

Türkiye 90 yıl içerisinde 2 Kurtuluş Savaşı yaşadı.

Biri, 1. Kurtuluş Savaşı: 1919-1922 yılları arasında ATATÜRK liderliğinde yapılan savaştır.

Biri, 2. Kurtuluş Savaşı: 15 Temmuz 2016 (ABD-FETÖ) darbe girişiminde ERDOĞAN liderliğinde yapılan savaştır.

İki savaşta ideolojik nedenlerle küçümseniyor. Halbuki buna hiç gerek yok.

Yıllardır;

Kurtuluş Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK küçümseniyor, hatta Kurtuluş Savaşı’nın ciddi bir savaş olmadığını iddia eden tarihçiler bile var.

Aynı şekilde, 15 Temmuz işgal (darbe) girişimine de tiyatro, kurgu darbe diyenler var.

Kurtuluş Savaşı’nı yapan kadro; Kurtuluş Savaşı’nı, sadece Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve bir avuç Kemalist (CHP yöneticileri)’e mal etmeye kalkıştı.

15 Temmuz işgal girişimini püskürten kadro da, 2. Kurtuluş Savaşı’nı, Gazi Recep Tayyip ERDOĞAN ve bir avuç Erdoğanist (AK Parti yöneticileri)’e mal etmeye kalkıştı.

Halbuki; 2 Kurtuluş savaşı da iki liderin (ATATÜRK ve ERDOĞAN) ve halkın ortak başarısıdır. Başarıyı sadece kendine mal etmek, belli bir kitleyi de bunun dışında bırakmak, ortak geçmiş ve ortak geleceğe büyük zararlar verir.

Yapılması gereken; bu büyük başarıları toplumun bütün kesimlerinin ortak başarısı olarak görüp, işin hakkını vermektir. Birlik ve beraberlik ancak bu şekilde sağlanabilir. Aksi halde, sırf muhalefet olsun diye, terör örgütleri ile işbirliği yapanlar bile çıkabilir. Terörle mücadelede zarar görür.

Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu liderleri

Osmanlı İmparatorluğu’nun da iki kurucu lideri vardır, Türkiye Cumhuriyeti’nin de;

Biri Osman Gazi

Biri fetret (1413) döneminden (Ankara Savaşı) sonra, Çelebi Mehmed

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları;

Biri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Biri Gazi Recep Tayyip ERDOĞAN

İki lider de ideolojiler ve partiler üstü hale getirilmelidir.

Kurtuluş Savaşı ile 15 Temmuz işgalini (darbe) küçümsemek aynıdır. İki Kurtuluş Savaşı da değerlidir. İki Kurtuluş Savaşı için ortak bir tarih belirlenip, ikisini bir arada topluma mal edecek çalışmalar yapılmalıdır. Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonu düzenlenerek işe başlanabilir. Bu yılki 15 Temmuz Kurtuluş Savaşı etkinlikleri bütün toplum kesimlerini içine alacak şekilde düzenlenebilir ve hep böyle de devam edebilir. 15 Temmuz - 30 Ağustos tarihleri arası, Kurtuluş Savaşı Günleri olarak kutlanabilir. Kutlamalar, etkinlikler, … 81 ilde yapılabilir. 13 Temmuz tarihinde İstanbul’dan başlanarak (millet bahçelerinde, büyük meydanlarda, şehitliklerde, …), 15 Temmuz’da Çanakkale’de, 19 Ağustos’ta Samsun’da, 30 Ağustos’ta Ankara’da olmak üzere, 81 ilde çeşitli etkinlikler yapılabilir. İki Kurtuluş Savaşı’nı da bütün topluma mal ederek, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek için etkinlikler yapılabilir. VAN’dan Çanakkale (Çanakkale Şehitliği)’ye Şehitlere Yürüyüş etkinliği de yapılabilir. Kurtuluş Savaşı şehitleri ve 15 Temmuz Şehitleri kendi memleketlerinde anılabilir. Kurtuluş Savaşları (Çanakkale, Sakarya, 15 Temmuz) şehitleri için, sembolik bir şehirde (VAN, Diyarbakır) sembol bir ‘ŞEHİTLER ANITI’ da yapılabilir. 81 ildeki bütün şehitlerin isimleri anıtta yer alabilir.

***

CHP zihniyeti

CHP’nin gerçek zihniyeti, gücü eline geçirdiği anda ortaya çıkıyor. Takiyye bitiyor ve gerçek düşünceleri ortaya çıkıyor. Halk CHP (Kemalist) ve zihniyetini çok iyi tanıyor. Halk, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde; AK Parti’yi geçici olarak cezalandırmak için, belediyeleri de geçici olarak CHP zihniyetine verdi. CHP zihniyeti daha işe başlamadan yüzüne gözüne bulaştırdı.

Ankara’da Mansur Yavaş’ın ilk işi heykel açmak oldu.

İstanbul’da Ekrem bey işe yine yalanlarla başladı.

Bolu, Mudanya, … gibi CHP belediyelerinde insanlık dışı uygulamalar yapıldı.

Edirne belediye başkanı, CHP’li olmayan hiç kimseyi belediyeye (işçi olarak) almam dedi.

CHP zihniyetinin özeti olan Metin UCA adlı şovmen ise; hiç utanmadan, başörtülü kadınlara hakareti bir fahişe üzerinden yaptı.

CHP zihniyetinin diğer bir özeti olan Enver Aysever ise; CHP’nin yeni aldığı belediyelerde, özellikle de İstanbul Belediyesi tesislerinde ALKOL serbestliğini dört gözle bekliyor.

İşte CHP zihniyetinin kısa özeti budur.

Haftanın twitleri

ÖCALAN'ın HDP tarafsız kalsın dediği gün,

Berat bey hakkındaki gayrimeşru ilişki iddiası,

FETÖ sözcüsü Emre USLU'nun BOYKOT çağrısı,

bütün bunlar seçim öncesi büyük bir akıl tarafından,

stratejik bir propaganda ile gündeme getirildi

BİNALİ beyin kazanması imkansız hale getirildi.

08:49 - 25 Haz 2019

PKK (HDP) TİYATROSU

ABDullah ÖCALAN'ın üzerindeki tecrit kaldırılsın diye açlık grevi yapanlar

ÖCALAN'ı dinlemediler, CHP'ye oy verdiler