İsrail, ya da resmî adıyla İsrail Devleti; Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunan nüfusunun çoğunluğu Yahudi olan tek devlettir. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunmaktadır; batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır ve Kızıldeniz ile çevrilidir. Başkenti Tel Aviv dir.
İsrail’i, yaklaşık 9.700.000′luk nüfusuyla, dünyanın çeşitli yerlerinden, farklı kültür ve sosyal geleneklere sahip insanlar bir araya getirmiştir.
Tüm dünyada yaklaşık olarak 15-16 milyon Yahudi’nin olduğu tahmin edilmektedir.
Bu günkü İsrail devletinin tohumlarının atılması 1917 yılında imzalanan ve Osmanlı'dan kopuş anlamına gelen Balfour Deklarasyonu'nun imzalanması ile başlar.
İngiliz bakan Arthur Balfour, Siyonistlerin lideri Lord Rotshild'e resmi bir mektup yazar bu mektupta Balfour kendisinin ve İngiltere'nin Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için Siyonistleri sonuna kadar destekleyeceğini ifade eder. Bu mektup “Balfour Deklarasyonu” olarak tarihe geçmiştir.
Planlı Yahudi göçü ve bunun sonucunda Filistin'de Arapların 6'da 1'i kadar çoğalan Yahudi nüfusuna karşı bir tepki olarak Nisan 1920'de iki büyük Filistin ayaklanması yaşanır.
İsrail hakkında tarihi bilgilere göz atacak olursak;
Bu günkü İsrail devletinin kurulduğu topraklar 1947 yılına kadar İngiliz egemenliğindeydi.
Değişik ülkelerden toplanan 800 bin Yahudi’nin Siyonizm projesi kapsamında bu topraklara göç etmesi (ettirilmesi) ve oradaki Müslüman Filistinli nüfusun göçe zorlanması sonucu ilk temelleri atılmış oldu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1947'de ki toplantısında Filistin topraklarının Araplar ve Yahudiler arasında bölünerek, Kudüs'e uluslararası statü tanınmasını onaylandı. Bu kararın ardından da 14 Mayıs 1948'de bağımsız İsrail Devleti'nin kurulduğu dünyaya duyuruldu.
İsrail devleti; kurulduğundan beri bölgede adeta bir çıbanbaşı gibidir. O tarihten beri Orta Doğuda acı, kan ve göz yaşı hiç eksik olmadı.
Küçük Amerika’da diyebileceğimiz İsrail bölgede ağa babalarının desteği ile adeta serseri bir mayın gibi kanun nizam tanımayan bir konumdadır.
25 Eylül 1969 tarihinde Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde kurulan İslam İşbirliği Teşkilatının 57 üyesi bulunmakta ve Türkiye’de kuruluşundan beri bu teşkilata üyedir.
Bir de 22 Mart 1945'te Kahire'de kurulan Arap Birliği diye bir topluluk var bu birlikte 22 üyeden oluşmakta. Bu birliğin hali İslam İşbirliği Teşkilatından dahada içler acısı.
İsrail terör devletinin Gazze’de sivillere karşı yaptığı soy kırım İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Teşkilatlarının etkisiz birer topluluk olduklarını ortaya koymuştur.
Şayet bu teşkilat üyesi ülkeler birlik olabilselerdi bu piyon devleti tükürükleri ile boğabilirlerdi.
Dış politikadan ve diplomasiden anlayan biri değilim ama bana göre Türkiye ve İsrail; diplomatik ilişkilerinde aralarının en kötü olduğu dönemlerde bile birbirilerinin cazibelerine dayanamamışlardır.
Yakın tarihe bakıldığında bunun hep böyle olduğu görülür. Geçmişte siyasilerimiz sadece söylemlerinde siyasal maksatlı ve oy kaygısı taşıyarak aleyhte bir şeyler söylemişler yani hep türbine oynamışlardır.
Türkiye fiiliyatta hemen hiçbir zaman İsrail’i dışlama politikası güdememiş ya da gütmemiştir. Bunun belki bir sebebi de iki ülkenin soğuk savaş döneminde Amerika öncülüğünde aynı safta olmasından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca Ortadoğu’da yıllarca Amerika’nın amaçları ve idealleri uğuruna jandarmalık yapmaları da cabası.
Kabul edelim etmeyelim Türkiye; İsrail devletinin kuruluşundan beri diplomatik ilişkilerinde bir siyasi münafıklık içerisinde olmuştur. Bu uydu devlet kurulduğundan 11 ay sonra ilk tanıyan Müslüman ülke maalesef Türkiye’dir.
Türkiye; bölgedeki Müslüman ülkeleri ile diplomatik ilişkilerini bozmadan İsrail devleti ile de flört etmekten hiç vaz geçmemiştir.
31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan Mavi Marmara baskınından sonra Türkiye ile İsrail arasında bir gerginlik olmuş ve diplomatik ilişkiler askıya alınmıştı. Daha sonra bölgedeki dengelerin kendi lehlerine bozulması endişesi ile ya da büyük ağabeyleri Amerika ve İngiltere’nin araya girmesi ile İsrail özür dilemişti.
Ez cümle;
Siz bu satırları okurken İsrail terör devleti dünyanın gözü önünde zulme ve katliamlarına devam ediyor.
Allah, işgal altındaki topraklarında zulüm gören mazlum Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun…
Yüreğine Kalemine sağlık. İslam işbirliği teşkilatı da, Arap Birliği de sadece top***ıyorlar ama cılız kınama kararların da bile koltuklarını kaybetme korkusundan birlikte karar alamıyorlar. Terör devleti bundan cesaretlenerek katliamlarını işgalini artırarak sürdürüyor.
Yüreğinize sağlık
Amin alfu alf amin ecmain Allah İslam alemini korusun Zalimler için yaşasın cehennem