Mehmet Acet, bugünkü yazısında 1974'te Kıbrıs'a düzenlenen harekat esnasında Türkiye'ye sadece Libya ve Pakistan'ın yardım ettiğini ve yarın Meclis'e gelecek Libya Tezkeresi oylamasında devlet hafızasının bunu unutmayacağını belirtti.
İşte Acet'in o yazısının ilgili bölümü;
1974 Kıbrıs çıkarmasında alay komutanı olarak görev yapan Orhan Kilercioğlu, ‘Unutulan Bedel’ isimli kitabında, ambargo nedeniyle sıkıntıların yaşandığı o dönemde iki ülkenin Türkiye’nin yardımına koştuğunu anlatıyor.
Biri Pakistan, diğeri Libya…
Kilercioğlu’nun sözlerinin ilgili kısmını alıntılayalım:
“Birliklerimiz sadece havadan atılma şeklinde değil, helikopterle de bu bölgelere indiriliyorlardı. Birinci harekat sırasında özellikle hava kuvvetlerimizin bazı teknik özellikleri gösteren çeşitli mühimmatlara ihtiyacı bulunuyordu.
Libya ve Pakistan’dan bu konuda destek gelmişti.
Özellikle Kaddafi, malzeme ihtiyaçları için depolarını açtırdı haberleri geldi ve oradan şayet varsa veya ihtiyaç duyulacak malzemelerin alınmasına imkan sağlanıyordu.”
O dönemde Libya adına gönderilen yardımların Ankara’da ‘devlet hafızasına’ kaydedildiğini şimdilerde fark ediyoruz.
Nereden, nasıl mı fark ediyoruz?
Yapılan anlaşmalara, gelen destek taleplerine ilgili kurumlar nezdinde yüksek bir motivasyonla sahip çıkılmasından.
Libya’nın, 70’lerin ambargo döneminde Türkiye’ye sadece mühimmat değil, petrol de verdiğini öğrendik.
Dolayısıyla yarın TBMM gündemine gelecek olan tezkere hazırlanırken, güncel anlaşmaların korunmasına dönük çabaların yanına, Libya’ya geçmişteki dayanışma örneklerinden gelen bu sempatik yaklaşımın eklenmesi yanlış olmayacaktır.
İşte Acet'in o yazısının ilgili bölümü;
1974 Kıbrıs çıkarmasında alay komutanı olarak görev yapan Orhan Kilercioğlu, ‘Unutulan Bedel’ isimli kitabında, ambargo nedeniyle sıkıntıların yaşandığı o dönemde iki ülkenin Türkiye’nin yardımına koştuğunu anlatıyor.
Biri Pakistan, diğeri Libya…
Kilercioğlu’nun sözlerinin ilgili kısmını alıntılayalım:
“Birliklerimiz sadece havadan atılma şeklinde değil, helikopterle de bu bölgelere indiriliyorlardı. Birinci harekat sırasında özellikle hava kuvvetlerimizin bazı teknik özellikleri gösteren çeşitli mühimmatlara ihtiyacı bulunuyordu.
Libya ve Pakistan’dan bu konuda destek gelmişti.
Özellikle Kaddafi, malzeme ihtiyaçları için depolarını açtırdı haberleri geldi ve oradan şayet varsa veya ihtiyaç duyulacak malzemelerin alınmasına imkan sağlanıyordu.”
O dönemde Libya adına gönderilen yardımların Ankara’da ‘devlet hafızasına’ kaydedildiğini şimdilerde fark ediyoruz.
Nereden, nasıl mı fark ediyoruz?
Yapılan anlaşmalara, gelen destek taleplerine ilgili kurumlar nezdinde yüksek bir motivasyonla sahip çıkılmasından.
Libya’nın, 70’lerin ambargo döneminde Türkiye’ye sadece mühimmat değil, petrol de verdiğini öğrendik.
Dolayısıyla yarın TBMM gündemine gelecek olan tezkere hazırlanırken, güncel anlaşmaların korunmasına dönük çabaların yanına, Libya’ya geçmişteki dayanışma örneklerinden gelen bu sempatik yaklaşımın eklenmesi yanlış olmayacaktır.